Bu risk faktörlerine sahip olan herkes böbrek kanserine yakalanmayacağı gibi her böbrek kanserli hastada da bu faktörler bulunmayabilir.
Tütün kullanımı: Tütün dumanının içinde bulunan kanserojen aktif maddeler akciğerlerden kana karışır. Vücudumuzda filtreleme görevi gören böbrekler tarafından süzülen kanserojen maddelerin hücrelere zarar verme ihtimali vardır. Tütün ürünleri bırakıldığında artmış olan risk zamanla geriler.
Yaş ve cinsiyet: İleri yaşlardaki (60 yaş üstü) erkeklerde sık görülmektedir.
Yüksek kalorili diyet ve kızartma türü yiyecekler riski artırmaktadır.
Aşırı kilo hormonal sistemi, bağışıklık metabolizmasını bozarak böbrek kanseri oluşma riskini artırır.
Tansiyon yüksekliği: Tansiyon yüksekliği veya tansiyon düşürücü ilaçların etkisiyle olduğu netleşmemekle birlikte tansiyon yüksekliği risk faktörüdür.
Kronik böbrek hastalıkları ve son dönem böbrek hastalığına bağlı diyalize giren hastalarda kanser riski artmıştır.
Organ nakli: Böbrek nakli dahil kalp, karaciğer dahil tüm yapılan nakil işlemlerinde bağışıklık sisteminin baskılanması nedeniyle böbrek kanseri riski artmaktadır. Organ nakli yapılan kişilerde böbrek kanseri riski yaklaşık beş kat fazladır. Bu risk böbrek naklinde daha da artmaktadır.
Mesleki ve çevresel risk faktörleri: Bazı kimyasallar (kadmiyum, arsenik, trikloretilen) böbrek hücreli kanser riskini artırabilir.
Genetik risk faktörleri: Ailesinde böbrek kanseri olanların artmış kanser riski mevcuttur. Von Hipel - Lindau mutasyonu en fazla böbrek kanseri oluşumuna yol açan genetik bozukluktur. Genetik geçiş gösteren ailenin birçok fertlerinde görülebilen ve her böbrekte birden fazla kanser oluşması ile karakterize bir genetik hastalıktır.
Radyasyon: Daha önce tedavi amacıyla radyasyon almış ya da başka bir nedenle radyasyona maruz kalmış kimseler artmış risk taşırlar.