Melanom Cilt Kanseri Risk Faktörleri

Risk faktörü, herhangi bir hastalığa yakalanma riskini artıran her türlü etmendir. Diğer hastalıklarda da olduğu gibi, farklı kanser türlerinin de risk faktörleri oldukça farkıdır. Sigara içmek, asbest solumak veya aşırı güneşe maruz kalmak gibi bazı risk faktörlerinin ortadan kaldırılması ya da azaltılması kişilere bağlı iken yaş, genetik özellikler gibi bazı faktörler ise tamamen kişiden bağımsızdır.

Bir risk faktörüne veya birden fazla risk faktörüne sahip olmak, mutlaka melanoma sahip olunacağı anlamına gelmez. Risk faktörlerine sahip pek çok kişi de melanom gelişmediği bilinmektedir. Bununla birlikte melanom riskini azaltmak için alınabilecek önlemler vardır ve bu nedenle melanom için risk faktörlerini bilmek önemlidir. Melanom için yüksek risk altında olan kişiler, risk faktörlerinin farkındalığı ile olası melanomun daha erken teşhis edilmesi ve tedavi edilmesini sağlayabilir.

Şekil 1: Melanom Cilt Kanseri Risk Faktörleri




  1. Ultraviyole (UV) ışığına maruz kalma

    Ultraviyole (UV) ışınlarına maruz kalmak çoğu melanom için önemli bir risk faktörüdür. UV ışınlarının ana kaynağı güneş ışığıdır. Bronzlaşma yatakları (solaryum) ve güneş lambaları da UV ışınlarının kaynaklarıdır.

    UV ışınları güneş ışınlarının çok küçük bir kısmını oluşturur ancak güneşin cilt üzerindeki zararlı etkilerinin ana sebebidir. UV ışınları cilt hücrelerinin içindeki DNA'ya (genler) zarar verir. Hasarlı cilt hücresi büyümesini kontrol eden genlerin DNA'sı etkilendiğinde cilt kanserleri gelişir.

    UV maruziyetinin yeri ve zamanlaması melanom gelişiminde rol oynayabilir. Örneğin, çok fazla güneş ışığına maruz kalmayan göğüs, sırt ve bacaklardaki melanom, özellikle çocuklukta yaşanan sık güneş yanıklarıyla ilişkilendirilmiştir. Bu bölgelerde başlayan melanomların, çok daha sık güneşe maruz kalan yüz, boyun ve kollarda başlayan melanomlardan farklı olduğu bilinmektedir. Ayrıca hiç güneşe maruz kalmayan avuç içlerinde, ayak tabanlarında veya tırnakların altında (akral lentijinöz melanomlar olarak bilinir) veya ağız ve vajina gibi iç yüzeylerde (mukozal melanomlar) gelişen melanomlar da vardır. UV ışınlarının cilt üzerindeki etkilerinden korunmak melanoma yakalanma riskini azaltır.


  2. Benler

    Ben, nevus olarak da bilinen iyi huylu (kanserli olmayan) pigmentli bir tümördür. Bebekler doğduğunda genellikle benleri olmaz; çocuklarda ve genç erişkinlerde görünmeye başlarlar.

    Genellikle çoğu ben herhangi bir soruna neden olmaz, ancak çok sayıda beni olan birinin melanom geliştirme riski daha fazladır.

    Atipik benler (displastik nevüsler): Bu benler normal benlere benzemekle beraber aynı zamanda melanomun bazı özelliklerine de sahiptirler. Genellikle diğer benlerden daha büyüktürler ve anormal bir şekle veya renge sahiptirler. Güneşe maruz kalan ciltte ve ayrıca kalça veya kafa derisi gibi genellikle güneş görmeyen bölgelerde görünebilirler.

    Displastik nevüsler genellikle birden fazla aile bireyinde görülür. Bu displastik nevüslerin küçük bir kısmı melanoma dönüşebilir. Pek çok displastik nevüs kansere dönüşmez. Bununla birlikte melanom genellikle önceden var olan bir displastik nevüs olmadan ortaya çıkar.

    Atipik mol sendromu (displastik nevüs sendromu): Bu bir kalıtsal durumdur ve bu duruma sahip kişilerde birçok displastik nevüs bulunur. En az bir yakın akrabada melanom varsa, bu duruma ailesel atipik çoklu mol melanom sendromu (FAMMM - Familial Atypical Multiple Mole Melanoma Syndrome) denir. Bu rahatsızlığı olan kişilerde yaşam boyu melanom riski çok yüksek olduğu için bir dermatolog (cildiye uzman doktoru) tarafından takip edilmeleri gerekir. Dermatoloğun benlerin değişip değişmediğini ve büyüdüğünü fark etmesine yardımcı olmak için tüm vücut fotoğrafları çekilir. Bu sendroma sahip kişilerin aylık olarak benlerini olası değişimlere karşı kontrol etmeleri erken tanı için oldukça önemlidir.

    Konjenital melanositik nevüs: Doğumda yer alan benlere konjenital melanositik nevüs denir. Doğuştan melanositik nevüslerde yaşam boyu melanom gelişme riskinin nevüsün boyutuna bağlı olarak %0 ile %5 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Doğuştan nevüsleri büyük olan kişilerde risk daha yüksek, küçük nevüsleri olanlarda risk daha düşüktür. Örneğin, avuç içerisindeki küçük doğuştan nevüslerde melanom riski çok düşük, sırt ve kalçanın büyük kısımlarını kaplayanlarda önemli ölçüde daha yüksek riskler vardır.Konjenital nevüsler kansere dönüşmemesi için bazen ameliyat ile alınır. Konjenital nevüsün alınıp alınmaması ile ilgili doktor kararı, nevüsün boyutu, yeri ve rengi dahil olmak üzere çeşitli faktörlere bağlıdır. Alınmayan doğuştan nevüslerin düzenli olarak bir dermatolog tarafından muayene edilmesi ve hastanın ayda bir kendini kontrol etmesi önerilmektedir. Bir benin kansere dönüşme olasılığı çok düşük olmakla beraber çok sayıda düzensiz veya büyük benleri olan kişilerde risk yükselmektedir.


  3. Açık ten, çil ve açık renk saç

    Beyazlar için melanom riski, Afrikalı Amerikalılara göre çok daha yüksektir. Kızıl veya sarı saçlı, mavi veya yeşil gözlü, çilli veya kolayca yanan açık tenli kişiler melanom için yüksek risk altındadır.


  4. Ailede melanom öyküsü

    Birinci derece akrabalarda (anne, baba, kardeşler) melanom varsa, melanoma yakalanma riski daha yüksektir. Melanom hastalarının yaklaşık %10'unun ailesinde de melanom hastalık öyküsü vardır.

    Birinci derece akrabalarda (anne, baba, kardeşler) melanom varsa, melanoma yakalanma riski daha yüksektir. Melanom hastalarının yaklaşık %10'unun ailesinde de melanom hastalık öyküsü vardır.

    Aile bireylerinin sık güneşe maruz kalması, ailenin açık tenli olması, ailede görülen belirli bir gen değişiklikleri (mutasyonlar) veya bu faktörlerin kombinasyonları ailede görülen melanom riskini arttırmaktadır.

    Ailesinde melanom olan kişilere henüz bir kanıt bulunamadığı için gen testi yapılması önerilmezken, erken tanı için aşağıdakileri uygulaması önerilmektedir.

    • Bir dermatoloğun düzenli takibi
    • Ayda birkez kendi kendine cilt muayenesi
    • Olabildiğince güneşten korunma ve suni UV ışınlarından kaçınma

  5. Cilt kanserleri öyküsü

    Daha önce melanoma ya da diğer cilt kanserlerine yakalanmış bir kişinin tekrar melanom olma riski daha yüksektir.


  6. Yaş

    Melanomun, yaşlı insanlarda gelişme olasılığı daha yüksektir ancak genç insanlarda da rastlanır. Melanom 30 yaş altındaki özellikle genç kadınlarda görülen en yaygın kanserlerden biridir.


  7. Kseroderma pigmentosum

    Xeroderma pigmentosum (XP), cilt hücrelerinin DNA'larındaki hasarı onarma yeteneğini etkileyen, nadir görülen, otomozal resesif kalıtsal bir durumdur. XP'li kişilerde, gençken, özellikle ciltlerinin güneşe maruz kalan bölgelerinde melanom ve diğer cilt kanserlerini geliştirme riski yüksektir.