Erken tanı için tarama, semptomlar olmadan önce kanseri tespit etmek için yapılan testlerdir. Taramanın artı ve eksileri doktorla tartışıldıktan sonra, tarama testleri yaptırılabilir. Bu bölümde detaylandırılan tarama testleri, olası prostat kanseri belirtilerini aramak için kullanılır. Ancak bu testlerle bulunan belirtiler, kanserin kesin olup olmadığından emin olamaz. Bu testlerden herhangi birinin sonucu anormal ise, kanserin olup olmadığından emin olmak için muhtemelen bir prostat biyopsisi yapılacaktır.
I) Prostat Spesifik Antijen (PSA) Kan Testi: Prostat spesifik antijen (PSA), prostat bezindeki hücreler (hem normal hücreler hem de kanser hücreleri) tarafından üretilen bir proteindir. PSA çoğunlukla semende bulunur, ancak kanda az miktarda bulunur. Kandaki PSA seviyesi, mililitre başına nanogram (ng / mL) adı verilen birimlerle ölçülür. PSA seviyesi yükseldikçe prostat kanseri olma riski artar, ancak bir erkeğin prostat kanseri olup olmadığını belirleyecek kesin bir yüksek değer yoktur. Birçok doktor, daha fazla teste ihtiyaç olup olmayacağına karar verirken 4 ng/mL veya daha yüksek bir PSA değerini ölçüt olarak kullanırken, bir grup doktor ise 2.5 veya 3 gibi daha düşük bir seviyede daha ileri testlerin yapılmasını istemektedir. Prostat kanseri olmayan erkeklerin çoğunda PSA değeri 4 ng/mL’nin altındadır. Prostat kanseri geliştiğinde, PSA seviyesi genellikle 4'ün üzerine çıkar. Yine de, 4'ün altındaki bir değer, kanser olmadığının bir garantisi değildir. PSA düzeyi 4 ile 10 arasında olan erkeklerin prostat kanseri olma olasılığı yaklaşık 4'te 1'dir. PSA 10'dan fazla ise, prostat kanseri olma olasılığı % 50'nin üzerindedir.
Prostat kanseri taramasında, PSA testi ile belirli bir kesme noktası kullanmanın zor olmasının bir nedeni de, kanser dışındaki bir dizi faktörün PSA seviyelerini de etkileyebilmesidir.
PSA seviyelerini yükseltebilecek faktörlerden bazıları aşağıda belirtilmiştir:
Prostat kanseri var olsa bile aşağıda belirtilen bazı unsurlar PSA seviyesini düşürebilir:
II) Dijital Rektal Muayene: Dijital rektal muayene (DRE) prostatta kanser olabilecek herhangi bir sert bölge / kitle hissetmek için rektumun parmak ile muayenesidir. Prostat rektumun hemen önündedir ve prostat kanserleri genellikle bezin arka kısmında başlar ve bazen rektal muayene sırasında hissedilebilir. Bu muayene ağrılı olmaması ve oldukça kısa zamanda tamamlanmasına rağmen rahatsız edici olabilir.
Dijital rektal muayene (DRE), prostat kanseri tespitinde PSA kan testi kadar etkili değildir, ancak bazen normal PSA seviyeleri olanlarda muayenede kitle tespit edilebilir. Bu nedenle, prostat kanseri taramasının bir parçası olarak doktorlar tarafından uygulanmaktadır.
Prostat taramasında, ilk kan PSA seviyesi normalden yüksek ise bu durum her zaman prostat kanseri olduğu anlamına gelmez. Normal PSA seviyelerinden daha yüksek PSA’sı olanların bir çoğunda kanser yoktur. Ancak PSA’nın neden yüksek olduğunu anlamak için ek tetkiklerin yapılması gerekecektir. Yaş ve genel sağlık durumu ve diğer risk faktörleri göz önünde bulundurularak yapılacak ek tetkiklerin neler olacağına doktor ile birlikte karar verilir. Bir süre bekleyip ikinci bir PSA testi yaptırmak ya da prostat biyopsisi yaptırmak en çok uygulanan tetkik yöntemleridir.
III) Prostat Biyopsisi: Özellikle ilk PSA seviyesi yüksekse, prostat biyopsisi tanı koyulabilmesi için en iyi seçenek olabilir. Biyopsi, prostatın küçük örneklerinin çıkarıldığı ve daha sonra mikroskop altında incelendiği bir yöntemdir., Biyopsi bir erkeğin prostat kanseri olup olmadığından emin olmanın tek yoludur. Biyopside prostat kanseri tespit edilir ise, bu test aynı zamanda kanserin hızlı bir şekilde büyüyüp yayılma olasılığının (evre) ne olduğunu anlamaya yardımcı olmaktadır.