ONKOLOJİ VE RADYOTERAPİ TERİMLER SÖZLÜĞÜ
(k) tek değerli | |
hypoxic radiosensitizers | hipoksik ortamda etki ederek radyasyona duyarlılığı artıran ilaçlar, |
hypoxic tumor cells | (onk, rt) hipoksik tümör hücreleri |
mouth floor | (anat) ağız tabanı, |
optic nerve tumors | (onk) optik (görme) siniri tümörleri, |
vascular plug | damarsal subendoteliyal hiperplazi |
-iatry | ruh hastalıkları tedavisi |
-plexy | birden gelişen ağır bir durumu, bir krizi belirten bir sonek; bkz apoplexy |
17-hydroxycorticosteroids | 17-hidroksikortikosteroidler |
2-naphthylamine | (onk) mesane kanserlerinde etyolojik ajan |
5- hydroxyindol acetic acid, 5-HIAA | 5-hidroksi-indol asetik asid, 5-HIAA |
5-fluorouracil | (f, onk) bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
5-FU | bkz 5-fluorouracil |
6-mercaptopurine | (f, onk) 6-merkaptopürin; bir kemoterapötik ajan (antimetabolit sitostatiği) |
abdomen | (anat) karın, batın |
abdominal | karın ağrısı |
abdominal histerektomi | (c) karından girişimle yapılan rahimin çıkarılması, |
abdominal irradiation | (rt) tüm batın ışınlaması, |
abdominal karsinomatosis | (onk) yaygın batın içi kanseri veya kanserin karın içinde çok yaygınlaşması |
abdominopelvik radyasyon | (rt) batın ve pelvis ışınlaması |
abdominoperineal reseksiyon | (c) rektum kanserlerinde uygulanan bir operasyon çeşidi |
abdusens siniri (CN VI) | (anat) abdusens siniri; VI. Kafa çifti siniri |
aberant | sapmış, hatalı, aberran, anormal |
ablasyon | ayırma, bir kesimin çıkarılması, ablasyon; bedenden (ur, uzuv) alma |
abnormal | normal dışı, anormal |
absorbed dose | (r, rt) radyasyonun emilen dozu |
absorption | emilim, absorpsiyon |
ABVD, for Hodgkin disease | (onk) Hodgkin hastalığında kullanılan bir kemoterapi rejimi |
acalasia | Akalazya |
acanthoma | (pat) ciltte bulunan hastalık |
acantosis nigrikans | bazı habis tümörlerde ciltte görülen pigmente lezyonlar |
acetabular fracture | asetabulum kırığı |
acetabulum | (anat) asetabulum, |
acetaminophen | (f) bir analjezik ilaç |
acetylsalicylic acid | (f) asetil salisilik asid; aspirin |
acites | Karın içinde biriken fazladan olan sıvı |
aclorhidri | Aklorhidri |
actinomycin D | (onk) bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
ad- | ters yönde; bkz advers etki |
ad- | dış, dıştan gelen, bkz adventisia |
additif etki | ilave etki |
adenitis | lenf bezi iltihabı |
adeno | adeno; salgı bezi |
adenofibroma | (onk, pat) adenofibrom |
adenoid | (onk, pat) adenoid-bazal hücreli karsinom, |
adenoid cystic carcinoma | (onk, pat) adenoid kistik karsinom |
adenokarsinoma | (onk, pat) adenokarsinom |
adenoma | (pat) adenom, bez dokusunun selim bir tümörü, |
adenoma of pituitary | hipofiz bezinin adenomu |
adenomatous polyposis coli | (onk, pat) adenomatöz polipozis koli |
adenomyoma | (onk, pat) adenomiyom |
adenopathy | Adenopati |
adenosarcoma | (onk, pat) adenosarkom |
adenoskuamöz karsinoma/ | (onk, pat) adenoskuamöz karsinom/kanser |
adjuvant | (onk) cerrahi sonrası mikrometastazları yok etmeye yönelik yardımcı tedavi, |
adrenal | (f, onk) adriamisin; bir kemotörapötik ajan (ilaç) |
adult | Erişkin |
adult respiratory distress syndrome, ARDS | erişkinde sıkıntılı solunum sendromu |
adult T-cell leukemia/lymphoma | (onk) adult T-hücreli Lösemi/Lenfoma |
aflatoxin | Aflatoksin |
AFP | (k) agonist; benzer etkili |
akut | akut, birden başlıyan, kısa süreli, , |
akut tümör lizis sendromu | (onk) radyoterapi veya kemoterapi sonrası tümörün hızla küçülmesi veya kaybolmasına bağlı gelişen ve yatış gerektiren bir sendrom |
alimentation | Beslenme |
alkaline phosphatase | alkalen fosfataz |
alkalosis | alkaloz; kan pH nın artması |
alkeran | bkz melphalan |
alkylating agents | (f, onk) alkile edici ajanlar (kemoterapötik ilaçlar) |
ALL, akut lenfoblastik lösemi | (onk) akut lenfoblastik lösemi |
allel | (g) alel, belirli bir lokustaki DNA dizisinde varyant |
amenore | adetin anormal zamanda kesilmesi |
American Joint Committee on Cancer (AJCC) Staging System | (onk) Amerika Kanser Komitesi Evreleme Sistemi |
American Society of Clinical Oncology (ASCO) | Amerika Klinik Onkoloji Derneği |
AMI | akut miyokard infarktüsü, AMİ |
amifostine, WR-2127 | (f, rt) amifostin; radyasyon hasarından koruyan bir ilaç |
aminoglutethimide | (f, onk) meme kanseri tedavisinde kullanılan steroid hormon sentezini engelleyen bir ilaç |
AML, acute myelogenous leukemia | (onk) akut miyeloid lösemi |
anabolizma | yapıcı metabolizma |
anal | (f) ağrı giderici ilaç |
anaplastik astrositoma | (onk, pat) kötü differansiye astrositom |
anaplastik karsinoma | (onk, pat) kötü differansiye karsinom |
anemi/anemi | anemi; kansızlık |
anemik | Kansız |
angiogenezis | damar oluşumu |
angioimmunoblastic T-cell lymphoma | (onk, pat) anjiyoimmünoblastik T-hücreli lenfoma |
angioma | (pat) damardan kaynaklanan bir tümör |
angiomatosis | Anjiyomatozis |
angiomyolipoma of kidney/liver | (pat, onk) böbrek/karaciğer anjiyomiyolipom |
angiosarcoma | (pat, onk) anjiyosarkom |
anoksia | kanda oksijen azlığı |
antagonist | zıt, aksi yönde |
anterior | önek; -ye karşı, -yi önleyici |
antiaggregan | (f) antiagregan, kümeleşmeyi önleyici |
antiandrogens | Antiandrojenler |
antihistamines | (f) Alerji ve kaşıntıyı önleyen ilaçların tümüne verilen isim |
antihypertensives | (f) antihipertansif ilaçlar |
antipiretik | (f) ateş düşürücü ilaç |
aplastik anemi | aplastik anemi |
aplazi | aplazi, dokunun tam olmayan veya kusurlu bir şekilde oluşması hali |
apnea | apne; solunumun geçici olarak durması hali |
apo- | önek; -den ayrılmış, -den türemiş, -siz |
apoptosis | (c) apandisit ameliyatı |
apudoma(s) | (onk, pat) apudoma; nöroendokrin tümör (ler) |
asbestos | asbest hastalığı |
asit | karında sıvı toplanması |
atelektazi | akciğerin bir lobunun havalanmaması veya sönmesi |
atrioventriküler, AV | Atriyoventriküler |
atrium | (anat) kalbin kulakçık diye adlandırılan bir bölümü |
atrofi | Körelme |
Bacillus Calmette-Guerin, BCG | tüberküloz aşısı |
BACOP regime, for non-Hodgkin lymphoma | (f, onk) Hodgkin-dışı lenfomalarda kullanılan kemoterapi rejimi |
Bazal hücreli adenoma | (onk, pat) bazal hücreli adenom |
Bazal hücreli karsinoma | (onk, pat) bazal hücreli karsinom |
BCG immunotherapy | BCG aşısı ile yapılan immünoterapi |
BCNU | (f, onk) bkz carmustine |
Becquerel | radyoaktivite birimini tanımlayan bilim adamı |
Becquerel unit, Bq | (nt, rt) radyoaktivite birimi |
bening | iki taraflı |
bronşial | Akciğerin soluk borucuklarına ait, |
busulphan | (f, onk) bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
bypass | Köprü |
CA 125 | (onk) Yumurtalık kanseleri için bir tümör belirleyicisi |
CA 15-3 | (onk) meme kanseri için bir tümör belirleyicisi |
CA 19-9 | (onk) pankreas kanseri için bir tümör belirleyicisi |
carcinogen | kansere neden olan etken veya maddelerin tümüne verilen isim |
carcinogenesis | kanser gelişimi |
carmustine, BCNU | (f, onk) özellikle beyin metastazlarında kullanılan bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
carotis | Sonda |
CCNU | (f, onk) lomustine |
CEA | karsinoembryonik antigen |
CHART, continuous hyperfractionated accelerated radiation therapy | (rt) fraksiyon sayısı artırılmış ve tedavi süresi kısaltılmış (hızlandırılmış) radyoterapi rejimi |
chemoprotective agents | kemoprotektif ajanlar |
chemoradiotherapy | (onk, rt) kemoterapi ve radyoterapinin beraber uygulanması |
CHOP chemotherapy | (f, onk) lenfomalarda uygulanan kombine kemoterapi rejimi |
chorda, çoğul chordae | korda; tel, kiriş |
chordoma | (onk, pat) kordoma |
choriocarcinoma | (onk, pat) koryokarsinom |
chorioepithelioma of uterus | (onk, pat) uterusun koriyoepiteliyoması |
choroid | (anat) gözün damar tabakası, |
choroid melanoma | (onk, pat) koroid melanoma |
choroid plexus carcinomas/tumors | (onk, pat) koroid pleksus karsinomları/tümörleri |
choroidal metastasis | (onk) koroid metastazları, |
choroidal neovascularization | koroid tabakasında yeni damarlanma |
chromo-: - | Önek; renkle ilgili |
chromophobe | kromofob; zor boyanabilen (hücre veya doku) , ön hipofizin boya almayan hücreleri, |
chromophobe adenoma | (onk, pat) kromofob adenoma |
chromosomal aberrations/abnormalities | (g) kromozom bozuklukları |
chromosome | (g) kromozom, |
chromosome abnormalities | (g) kromozom anomalileri, |
chromosome deletions | (g) kromozom kopuklukları, |
chromosome Phiadelphia | (g, onk) Phiadelphia kromozomu (Kronik Myelositer lösemi e önemli olan bir kromozom) |
chromosome translocations | (g) kromozom translokasyonları |
chronic | süregen, kronik, müzmin, |
chronic lymphocytic leukemia, CLL | (onk) kronik lenfositik lösemi, |
chronic myeloid leukemia, CML | (onk) kronik miyeloid lösemi, |
chronic obstructive lung disease, COLD | kronik venöz yetersizlik |
chrono-: | önek; zaman, krono |
chyle, chylus: | barsakta emilmeye hazır yağsı madde, kilus (şilus) |
circulation | Dolaşım |
circulatory | dolaşımla ilgili, sirkülatuar |
circulus | çember, daire |
circumcision | Sünnet |
circus | dolaşan, sirkumfleks |
cirhosis | Siroz |
cisplatin | (f, onk) bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
cistern | (anat) vücutta herhangi bir sıvının toplandığı kese |
classification | Sınıflama |
clear cell adenocarcinoma | (onk, pat) berrak hücreli adenokanser |
clear cell carcinoma | (onk, pat) berrak hücreli kanser |
clear cell chondrosarkoma | (onk, pat) berrak hücreli kondrosarkom |
clear cell sarcoma | (onk, pat) berrak hücreli sarkom |
clear cell tumor | (onk, pat) berrak hücreli tümör |
clinical | klinik muayene |
clinical study | (rt) radyoterapide ışınlanan hedef volüm, |
clinical trial | klinik deneme |
clips, surgical | cerrahi operasyon sırasında tümör sınırlarını veya rest tümör varlığını belirtmek için doku içine konulan madde |
clitoris | (anat) klitoris |
clivus | (anat) klivus |
clivus chordoma | (onk, pat) klivusdan kaynaklanan kordoma |
clockwise rotation | (rt) saat ibresi yönünde dönüş |
clonogenic cell | klojenik hücre |
closure | (bir açıklığı veya bir defekti) kapatma, kapanma |
CMF chemotherapy | (f, onk) meme kanseri tedavisinde kullanılan kemoterapi rejimi |
CNS, central nervous system | merkezi sinir sistemi lenfomaları |
co- | bkz com-, |
co-existance | bir arada yaşama, bulunma |
co-operation | işbirliği, kooperasyon |
co-ordinated: | eşgüdümlü, koordone |
co-ordination | eşgüdüm, koordinasyon |
coagulation | pıhtılaşma |
coagulopathy | pıhtılaşma bozuklukları |
coagulum | pıhtı |
colectomy | (c) kolektomi, kolonu çıkarma ameliyatı |
colic | kolik, nöbet tarzında gelen ağrı |
colitis | kolit, kalın bağırsak iltihabı |
collagen | kollajen, |
collagen vascular disease | kollajen damar hastalıkları |
collaps | çökme, yıkılma |
collateral | kollateral dolaşım |
collimator | (rt, nt) kolimatör; nükleer kameralarda radyoaktif ışınları toplayan, radyoterapi tedavi ünitelerinde ışın alanını belirleyen aygıt |
colloid | (onk, pat) kolloid karsinom |
colon | (anat) kolon, |
colon cancer | kolon kanseri |
colon polyps | kolon polipleri |
colonoscopy | kolonoskopi |
colorectal cancer/carcinoma | kolorektal tıkanma |
colostomy | (c) kolostomi; kolonun karın duvarına açılması |
colposcopy | kolposkopi |
com- | önek; -ile, birlikte- |
Coma | koma |
combination chemotherapy | (f, onk) kombine kemoterapi |
comedocarcinoma of breast | (onk, pat) memenin komedo karsinomu |
commissure, commissura | (anat) komissür |
commissurotomy | (c) komissürotomi |
common bile duct | (anat) ana safra yolu |
concentration | konsantrasyon |
conception | gebe kalma, ana rahmine düşme, kavram |
conchae, nasal | (anat) burun boşluğundaki konka |
concomitant | (rt, onk) eşlik eden, bir arada bulunan, aynı zamanda bulunan |
concurrently | aynı zamanda |
condensation | yoğunlaşma |
condyle | (anat) kondil |
condyloma acuminatum | (pat) genital bölgede oluşan bir lezyon |
condyloma of anus/vagina/vulva | (pat) anüs/vajen/vulva kondilomu |
confluent | (rt, onk) bitişik mukozit |
conformal radiation therapy | (rt) yalnız tümör ve yayıldığı alanı içeren daha lokalize radyoterapi tekniği |
confusion | doğuştan anomali veya konjenital anomali |
congenital defects | doğuştan mevcut sakatlık |
congestion | konjesyon, sıvı tutulumunun artması |
conventional radiation therapy | (rt) konvansiyonel klasik radyoterapi |
converting | dönüştürücü, çevirici, konverting |
convulsion | konvülsiyon; ihtiyaç; çizgili kasların istem dışı şiddetli, bir tek veya bir dizi kasılışı |
Cooper ligament | (anat) Cooper ligamenti |
COPD, chronic obstructive pulmonary disease | kronik obstrüktif akciğer hastalığı, KOAH |
copper | (k) bakır |
copper | (k) bakır |
cor- | bkz com-; |
cord | (anat) omurilik |
cordectomy | (c) ses telinin operasyonla çıkarılması |
cordotomy | (c) kordotomi; omuriliğin operasyonla kesilmesi |
cornea | (anat) kornea, |
corneal damage | kornea hasarı |
cornerstone | köşetaşı, bir sürecin önemli bir aşama noktası |
coronary | cismani, bedeni |
corpus | (anat) esas |
corpuscle | (anat) zerre, damla, kan küreciği |
corrected | düzeltilmiş |
correlation | ilişki, korrelasyon |
correlation | karşılıklı ilişki |
corticosteroids | kortikosteroidler |
corticosterone | kortikosteron |
cortisol | kortizol |
cough | öksürük |
coumarin therapy | (f) kumarin tedavisi |
counter- | bkz contra- |
counterclockwise rotation | (rt) saat ibresinin aksi yönünde dönüş |
countershock | kontrşok |
coupled | ikisi-bir-arada, -ye eşleşmiş |
coxa | (anat) kalça kemiği |
CPK, creatine phosphokinase | kreatin fosfokinaz, CPK |
cramp | adale kasılması, kramp |
cranial | (rt) beyin ışınlaması, |
cranial nerves | (anat) kranyal sinirler |
craniopharyngioma | (onk, pat) kraniyofarinjiyoma |
craniospinal irradiation | (rt) beyin-omurilik ışınlaması |
craniotomy | (c) kraniyotomi |
cranium | (anat) kafatası |
creatine | kreatinin klirensi |
crescendo | kreşendo, şiddeti (amplitüdü) gittikce artan |
cribriform | kalbur gibi, delikli, |
cribriform plate | (anat) etmoid kemiğinin kalbur şeklindeki delikli bölümü |
cricoarytenoid muscles | (anat) larinkste bulunan bir kas |
cricoid | (anat) krikoid, gırtlak kıkırdağı, |
cricoid cartilage | (anat) krikoid kıkırdağı |
cricopharyngeal muscle | (anat) krikofarinjiyal kas |
cricothyroid muscle | (anat) larinks e krikotiroid kası |
crises | kriz |
critical condition | kriz hali |
Crohn disease | Crohn hastalığı |
cross | çapraz direnç |
cross-sectional | kesitsel |
cryo- | önek; soğuk |
cryoenucleation, for uveal melanomas | (c) uvea melanomalarında tümörü dondurarak öldüren bir tedavi |
cryohypophysectomy | (c) kriyohipofizektomi |
cryosurgery | (c) dondurularak yapılan operasyon |
cryotherapy | dondurularak yapılan tedavi |
CT | bkz computed tomography |
culture | Kültür |
cumulative | (rt) birikmiş radyasyon etkisi |
curable | tedavisi mümkün ve şifa bulur hasta veya hastalık |
curettage | Kürtaj |
Curie(Ci) | (nt, rt) eski radyoaktivite birimi |
cursor | Imleç |
curvature | kavislenme, eğilme |
Cushing disease | Cushing hastalığı |
Cushing syndrome | Cushing sendromu |
cut-off point | kesiş noktası, sona erme noktası |
cutaneous | Deriye ait, |
cutaneous infections | (onk, pat) cildin B-hücreli lenfoması |
cutaneous T-cell lymphoma | (onk, pat) cildin T-hücreli lenfoması |
cutaneus disorders | cilt hastalıkları |
cutis | cildin ikinci tabakası |
cyano | önek; koyu mavi |
cyanosis | Siklus |
cyclophosphamide | (f, onk) siklofosfamid; bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
cyclotron | (rt) siklotron |
cyst | Kist |
cystadenocarcinoma | (onk, pat) kistadenokarsinom |
cystadenofibroma of ovary | (onk, pat) overin kistadenofibromu |
cystadenoma | (onk, pat) kistadenom, |
cystadenoma lymphomatosum | (onk, pat) kistadenoma lenfomatozum |
Cystectomy | (c) mesane kanserlerinin cerrahi tedavisinde uygulanan radikal sistektomi operasyonu |
cystic | (pat) kistik higroma |
cystine | Sistin |
cystitis, radiation induced | (rt) radyasyon sonucu gelişen sistit |
cystoadenocarcinoma, of pancreas | (onk, pat) pankreasın sistoadenokarsinomu |
cystosarcoma phyllodes of breast | (onk, pat) bir meme tümörü |
cystoscopic examination | mesanenin endoskopla tetkiki |
cystoscopy | sistoskopi |
cystostomy | (c) sistostomi; mesanenin deriye ağızlaştırılması |
cystourethrectomy | (c) sistoüretrektomi; mesane ve üreterin cerrahi yolla çıkarılması |
cytarabine | bkz cytosine arabinoside |
cyto- | önek; hücreye ait |
cytokine | sitokin; endotel hasarından sonra salınan ve düz kas hücrelerini çoğaltan madde |
cytologic examination | sitolojik muayene |
cytology | sitoloji |
cytomegalovirus infection | sitomegalovirüs infeksiyonu |
cytoreductive surgery | (c) tümör yükünü azaltmaya yönelik cerrahi operasyon |
cytosine arabinoside | (f, onk) bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
cytotoxic agents/drugs | (f, onk) sitotoksik (hücre için zehirli) ajanlar/ilaçlar |
cytoxan | bkz cyclophosphamide |
dacarbazine/decarbazine, DTIC | (f, onk) bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
dactinomycin | (f, onk) bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
data | istatistik analizi |
daunomycin | bkz daunorubicin |
daunorubicin | (f, onk) bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
DC, direct current | (fiz) direkt akım, doğru akım |
de novo | baştan, yeniden |
de- | önek; aşağı, uzaklaşan |
deactivate | çalışamaz duruma getirmek |
dead | ölü, ölmüş, cansız, renksiz |
deadly | öldürücü, zehirli |
deaf | sağır |
death | ölüm, ölme, vefat, |
death rate | ölüm oranı |
debulking | bkz cytoreductive therapy |
deca- | çürümek, bozulma, |
decapeptide | dekreşendo; şiddeti (amplitüdü) gittikce azalan |
decay constant, of nuclei | (fiz, nt, rt) bir radyoaktif maddenin bozulma aranı |
decubitus | dekübitus, sırtüstü yatar durum |
deep venous thrombosis | derin ven trombozu |
defect | eksiklik, defekt; tam ve mükemmel olmak için gerekli veya arzu edilir birşeylerin eksik olması hali |
defective | kusurlu, sakat, eksik, noksan |
defibrillation | Defibrilasyon |
deficiency | Eksiklik |
deficient | eksik, noksan, yetersiz |
degeneration | dejenerasyon, bozulma |
dehydration: | dehidratasyon, kuruma, vücudun su kaybetmesi hali |
dehydrogenase: | gecikmiş hipersensitivite reaksiyonu |
delirium | deliryum; hezeyan, sayıklama |
delivery, vaginal | bunama, |
dementia praecox | (rt) radyasyonun neden olduğu (beyin bölgesine radyoterapi uygulanması) bunama |
demyelination | miyelin kaybı |
density | (fiz) yoğunlık, dansite |
dental | (rt) radyoterapinin neden olduğu diş değişiklikleri, |
dental examination | diş lezyonları, |
dental nerve | (anat) diş siniri, |
dental prostheses | diş cerrahisi |
dentist | diş tabibi, diş hekimi |
denture | takma diş, damak, protez |
Denver shunt, peritoneovenous shunting | periton ile ven arasına konullan şant |
deoxyribonucleic acid, DNA | deoksiribonükleik asid, DNA |
depigmentation | depigmentasyon |
depo-provera | (f) medroxyprogesterone acetate |
depolarization | depolarizasyon; kutupsuzlaşma |
depression | Depresyon |
derivation | Derivasyon |
derm- | önek; deri, cilt |
derma | (anat) derma, cildin ikinci tabakası |
dermal | deriye ait |
dermatitis | deri iltihabı |
dermatofibroma | (onk, pat) dermatofibrom |
dermatofibrosarcoma | (onk, pat) dermatofibrosarkom |
dermatologic disorders | cilt hastalıkları |
dermatologist | dermatolog, cilt hastalıkları uzmanı |
dermatology | cildiye, dermatoloji |
dermatomyositis | (pat) dermatomiyozit |
dermis | (anat) deri |
dermoid cyst | (pat) dermoid kist |
descending | (anat) inen aort |
desmoid tumor | (onk, pat) desmoid tümör |
desmoplastic small round cell tumor, in children | (onk, pat) çoçukların küçük yuvarlak hücreli desmoplastik tümörü |
desquamation | deskuamasyon; pul pul dökülme |
detector | dedektör |
determinant | belirleyici |
development | gelişme, gelişim |
deviation | sapma, deviyasyon |
device | alet |
dexamethasone | (f) dexametazon |
dextrocardia | sağda kalp, dekstrokardi |
di- | bkz bi- |
diabetes insipidus in lung cancer | (onk) bazı akciğer karsinomlarında, tümörün ADH salgılamasına bağlı vücutta su birikmesi ve metabolizma bozukluğu hali |
diabetes/diabetes mellitus | şekerli diyabet, diyabetes mellitus |
diabetic | diyabetli, diyabetik |
diagnosis | (anat) diyafiz; kemik gövdesi |
diarrhea | isal, diyare |
diathermy | diyatermi; elektrik akımıyla vücut dokularına hararet verme usulü |
diet | diyet |
diethylstilbestrol, DES | (f) dietilstilbestrol |
differential diagnosis | ayırıcı tanı |
differentiated carcinoma | (onk, pat) differansiye karsinom |
diffuse | (onk, pat) midenin diffüz karsinomu, |
diffuse histiocytic lymphoma | (onk, pat) diffüz histiositik lenfoma, |
diffuse large cell lymphoma | (onk, pat) diffüz büyük hücreli lenfoma, |
diffuse undifferentiated lymphoma | (onk, pat) diffüz indifferensiye lenfoma |
digastric | (anat) iki karınlı |
digestive | sindirim sistemi |
digital exam | parmakla yapılan muayene |
dilatation and curettage, in cervical carcinoma | genişleme |
dilatation, for esophageal cancer | özofagus kanserinde daralmış bölgenin sonda ile genişletilmesi |
dilution | sulanma, su katma |
diode | (fiz) diod |
diphtheria | difteri toksini |
diploid | (g) çift, iki katlı |
diplopia | gözün tek cisimleri çift görmesi |
dipole | dipol, önek; iki, çift |
dipsomania | (fiz) direkt akım, doğru akım |
direct extension of tumor | tümörün direkt yayılımı |
dis- | önek; tersine çevrilme, normal durumundan başkalaşma, ayrılma, -sizleşme durumu |
discharge from nipple/vaginal | memebaşı/vajinal akıntı |
disease | hastalık |
disinfection: | kimyasal maddeler kullanılarak patojen ajanların tahrip edilmesi, dezenfeksiyon |
dislocation | dislokasyon; çıkık |
disorder | bozukluk, arıza |
disproportion | oransızlık; iki şey arasında beklenen oranın kaybolmuş olması hali |
dissection | (c) dokuları kesip ayırma işlemi, disseksiyon |
disseminated intravascular coagulation, DIC | yaygın damariçi pıhtılaşması |
dissemination | yayılma, saçılma |
dissociation | (ekg) atriyoventriküler dissosiyasyon |
dissoluble | (k) erir, eritlebilir |
distant metastases | (onk) uzak metastazlar |
distensibility | bkz compliance |
distention | şişme, gerilme, germe |
distortion | bükülme |
distribution | ayrışım, dağılım |
diuresis | idrarın fazlalaşması |
diuretic | (f) diüretik (ilaç) |
diverticula | divertikül |
diverticulitis | divertikülit; divertikül iltihabı |
diverticulosis | mültipl divertikül |
division | dal, demet |
DNA analysis | DNA virüsleri |
DNA, deoxyribonucleic acid | deoksiribonükleik asid, |
dominant | hakim özellik |
dorsal | (anat) sırta ait |
dose | (rt) radyoterapide doku içindeki doz dağılımı, |
dose fractionation | (rt) ışın dozunun bölümlere (fraksiyon) ayrılması, |
dose-response curves | (rt) doz-cevap eğrileri, |
dose-response relation | (rt) doz-cevap veya doz-yanıt ilişkisi, |
dose-time-fractionation relationships | (rt) doz-zaman-fraksiyon ilişkisi, |
dose-tumor size relationship | (rt) doz-tümör boyutu ilişkisi |
dosimetry | (rt) dozametre |
doubling time | (onk) bir tümörün iki katına çıkması için geçen süre |
Down syndrome | Down sendromu |
doxorubicin (adriamycin) | (f, onk) bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
dressing | (tıb) pansuman |
drug | ilaç, ecza, |
drug addiction | (f) ilaç etkileşimi, |
drug i | ilaç etkileşimi |
drug resistance | (f) ilaç rezistansı, |
drug therapy | ilaç tedavisi |
dry eye, with radiotherapy | (rt) radyoterapi sonrası gelişen gözde kuruluk |
DTIC | bkz decarbazine |
dual | ikili, çifte, çift |
duct | (anat) kanal, bezlerin salgısını akıtan kanal |
ductal carcinoma of breast | (onk, pat) memenin duktal karsinomu |
ductus arteriosus | duktus arteriyozus |
ductus thoracicus | (anat) duktus torasikus |
duedenal cancer | duedenal kanser |
Duke classification, colorectal cancer | (onk) kalın bağırsak ve rektum kanserlerinde Duke klasifikasyonu |
duodenoscopy | duedenoskopi; duedenumun endoskopla tetkiki |
duodenum | (anat) duodenum; onikiparmak bağırsağı |
dura mater | (anat) sanral sinir sistemini örten dışzar |
duration | süre |
dysgenetic syndromes of central nervous system | santral sinir sisteminin genetik bozukluklara bağlı sendromları |
dysgerminoma | (onk, pat) disgerminom |
dyskinetic | normal hareket biçimi ileri derecede bozulmuş, diskinetik |
dysmenorrhoea | ağrılı ve zor menstürasyon |
dyspareunia | cinsel münasebet sırasında ağrı duyulması |
dyspepsia | hazımsızlık |
dysphagia | disfaji; yutma zorluğu |
dysplasia | (pat) displazi |
dysplastic nevus syndrome | (onk) displastik nevüs sendromu |
dyspnea, dyspnoea | nefes darlığı, dispne |
dystrophy | gelişememe |
dysuria | dizüri, idrar zorluğu |
ear | (anat) kulak, |
ear pain | kulak tümörleri |
earache | kulak ağrısı |
eardrum | (anat) kulak zarı |
early demyelination syndrome | erken demiyelinasyon sendromu |
EBV, Epstein-Barr virus | Epstein-Barr virüsü |
eccentric | merkezdışı, eksantrik |
ecchymose | ekimoz |
echocardiography | ekokardiyografi |
eclampsia | eklampsi, gebelik toksemisi; gebeliğin ikinci yarısında gelişebilen ve hipertansiyon, ödem, proteinüri , konvülsiyonlar ve koma ile karekterize klinik tablo |
ecto- | önek; dış |
ectoderm | (anat) ektoderm, dış deri |
ectopic | ektopik anti-diüretik hormon sendromu |
ectoplasm | ektoplazma, dışplazma |
ectropion | alt göz kapağının içe dönmesi |
eczema | egzema |
edema | ödem |
education | hasta eğitimi |
effective | etkili, effektif |
efferent | (anat) dışarı götüren |
efficacy | etkinlik |
efficient | verimli |
effusion | efüzyon, epanşman |
ejaculation | ejekülasyon |
ejection | ejeksiyon, ventrikül sistolü ile birlikte kanın büyük damarlara atılması |
ejection fraction, EF | ejeksiyon fraksiyonu |
elasticity | elastisite |
elastofibroma | (pat) elastofibrom |
elbow | (anat) dirsek, |
elbow joint | (anat) dirsek eklemi |
elective lymph node dissection | (c) elektif lenf nodu disseksiyonu |
electrocardiogram | elektrokardiyogram |
electrocardiography | elektrokardiyografi, EKG |
electrocoagulation | elektrokoagülasyon |
electrod | elektrod |
electroencephalography | (r) elektroensefalografi, EEG |
electrolyte(s) | (k) elektrolit bozuklukları |
electromagnetic field | elektromanyetik alan |
electromagnetic radiation | elektromanyetik radyasyon |
electron | (fiz) elektron, |
electron beam therapy | (rt) elektron tedavisi, |
electron microscopy | elektron mikroskop |
electropharmacology | (f) elektrofarmakoloji |
electrophysiology | elektrofizyoloji |
electroshock | elektrik şoku |
element | element |
embolism | emboli |
embolization | embolizasyon |
embolizing agents | emboli yapan ajanlar |
embryo | embriyon |
embryology | embriyoloji |
embryonal carcinoma | (onk, pat) embriyonal karsinom |
embryonal rhabdomyosarkoma | (onk, pat) embriyonal rabdomiyosarkom |
embryonal sarcoma | (onk, pat) embriyonal sarkom |
emergency care | acil bakım |
emesis | kusma |
emetic | kusturucu (ilaç) |
emission | yayma |
emphysema | amfizem |
empirical | deneyerek |
empyema | ampiyem |
en- | önek; içine |
enamel | (anat) mine, emay |
enblock | bir bütün halinde, toptan |
encephalic | (anat) beyne ait |
encephalitis | ansefalit |
encephalomyelitis | ensefalomiyelit |
encephalon | beyin |
encephalopathy | ensefalopati |
enchondroma | (onk, pat) kıkırdaktan orijin alan selim tümör, |
enchondromatosis | (onk, pat) yaygın enkondroma |
encysted tumor | kist içinde bulunan tümör |
end-point | hedef noktası |
endemic | bölgesel, yöresel |
endo-: önek; içinden | |
endoarteritis | arter iltihabı |
endobronchial tumors | bronş içi tümörleri |
endocardial | endokardiyal |
endocardial tumor | endokardiyal tümör |
endocarditis | kalbin endokard tabakasının iltihabı |
endocardium | (anat) endokardiyum; endokard |
endocervical curettage, cervical carcinoma | serviks kanserinde rahim boynundan girilerek yapılan küretaj |
endocervix | (anat) endoserviks |
endocrine | (anat) iç salgı bezleri, |
endocrine organs | (anat) iç salgı yapan organlar, |
endocrine system cancers | (onk) endokrin sistem kanserleri, |
endocrine therapy/treatment | endokrin tümörler |
endoderm | (anat) iç deri |
endodermal sinus tumors | (onk, pat) endodermal sinüs tümörleri |
endolarynx | (anat) endolarenks; larenksin içi |
endometrial carcinoma/cancer | (onk) endometriyal (uterus) karsinom/kanser |
endometrial extension, of cervical carcinoma | (onk) serviks kanserinin endometriyuma yayılması |
endometrial stromal sarcoma | (onk, pat) endometriyal (uterus) stromal sarkom |
endometrioid tumor/carcinoma | (onk) endometroid tümör/karsinom |
endometriosis | endometriyozis hastalığı |
endometritis | endometrit; uterusun iç kısmının iltihabı |
endometrium | (anat) endometriyum |
endomyocardial biopsy | endomiyokard biyopsisi |
endoplasm | iç plazma |
endoscope | endoskop |
endoscopic examination | endoskopik muayene |
endoscopic retrograde cholangiopancreatography | endoskopla yapılan kolanjiyopankreatografi; safra yolları ve pankreas kanallarının endoskopik tetkiki |
endoscopic ultrasonography | endoskopik ultrasonografi |
endoscopy | endoskopi |
endothelium | (anat) endotel, endotelyum; bkz vascular endothelium |
endotrachial tube | endotrakial tüp |
endoxan | bkz cyclophosphamide |
enema | lavman |
energy | enerji |
enlargement | genişleme |
Enneking staging system, bone sarcomas | (onk) Kemik sarkomalarında Enneking evreleme sistemi |
enteral nutrition | enteral beslenme |
enteric | bağırsaklara ait |
enteritis | (rt) radyasyona bağlı bağırsak reaksiyonu |
entero- | önek; bağırsak |
enteroanastomosis | (c) bağırsağı bağırsağa ağızlaştırmak |
enterocutaneous fistula | bağırsak-cilt fistülü |
enterogastrostomy | (c) mideyi bağırsağa ağızlaştırma operasyonu |
enteropathy | enteropati |
enterovaginal fistula | bağırsak-vajina fistülü |
enterovesical fistula | bağırsak-mesane fistülü |
entry | giriş |
enucleation | (c) nüvesini çıkarma, |
enucleation of eye | (c) göz enükleasyonu; göz küresinin eksizyonu |
enuresis | istemiyerek idrar kaçırma (özellikle uyurken) |
environmental factors | çevre faktörleri |
enzyme | enzim |
enzyme inhibitors | enzim inhibitörleri |
eosinophilia | kanda eozinofil hücre artışı |
eosinophilic granuloma | (onk, pat) eozinofilik granülom |
ependymoblastoma | (onk, pat) epandimoblastom; bir merkezi sinir sistemi tümörü |
ependymoma | (onk, pat) epandimoma; bir merkezi sinir sistemi tümörü |
epi- | önek; üstüne, üstünde |
epicanthus | (anat) gözkapağının iç köşesi kıvrımı, epikantus |
epicardial | epikardiyal |
epicardium | (anat) epikard; perikardın kalbi saran iç yaprağı, visseral perikard |
epidemic | salgın, yaygın, salgın hastalık |
epidemiology | kanser epidemiyolojisi |
epidermal cyst | deri kisti |
epidermal growth factor | epidermal büyüme faktörü |
epidermal growth factor receptor | epidermal büyüme faktör reseptörü |
epidermal nevi | (pat) deri nevüsü |
epidermis | (anat) epiderm, epidermis; derinin dış bölümü |
epidermoid | (onk, pat) yassı epitel hücreli kanser, |
epidermoid cyst | (pat) epidermoid kist, |
epidermoid tumor | (onk, pat) epidermal tümör |
epididymis | (anat) epididimis |
epididymitis | epididimis iltihabı |
epidoxorubicin | (f, onk) bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
epigastric | (anat) mide hizasındaki karın duvarına ait |
epigastrium | (anat) üstkarın |
epiglottis | (anat) epiglot (larinks) |
epilation | epilasyon |
epilepsy | epilepsi, sara hastalığı |
epileptic | epilepsili |
epinephrine (adrenaline) | (f) epinefrin, adrenalin |
epiphora | aşırı göz yaşarması |
epiphylaxis: | epifilaksi; infeksiyona karşı korunmanın güçlendirilmesi |
epiphyseal growth plate | (anat) epifiz büyüme plağı |
epiphysis | (anat) epifiz; kemikucu |
epirubicin | epirubisin; bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
episcleral plaque therapy | (rt) bazı göz tümörlerinin tedavisinde kullanılan bir brakiterapi çeşidi |
epistaxis | burun kanaması, epistaksis |
epithelial | epitel neoplazma/tümör eri |
epithelial tumors | (onk, pat) epiteliyal tümörler |
epithelioid sarcoma | (onk, pat) epiteliyoid sarkom |
epithelioma | (onk, pat) epiteliyoma |
epithelium | epitel, epitelyum; vücudun iç ve dış yüzeylerinin bir bölümünün kat ve biçimleri farklı hücrelerden oluşan örtüsü |
Epstein-Barr virus | Epstein-Barr virüsü |
eradication | yoketme |
erectile dysfunction | penisin ereksiyon kusuru |
ERT, estrogen replacement therapy | östrojen tedavisi |
erysipelas | erizipel |
erythema | (rt) ciltte eritem (kızarıklık) yapan ışın miktarı |
erythro- | önek; kırmızı |
erythrocyte | (anat) eritrosit; alyuvar, |
erythrocyte sedimentation rate | eritrosit sedimentasyon hızı, |
erythrocytosis | derinin kırmızı renge dönüşmesi |
erythroleukemia | (onk) eritrolösemi |
erythromycin | (f) bir antibiyotik |
Erythroplasia of Queyrat, penis | (onk, pat) penisin prekanseröz lezyonu |
erythropoietin | eritropoetin |
esophageal | özofagusa ait, |
esophageal cancer | özofagus toksisitesi, |
esophageal ulcer | özofajiyal ülser |
esophagectomy | (c) özofagus rezeksiyonu |
esophagitis | özofagusun özellikle ilaçlara ve radyasyona bağlı iltihabı |
esophagogastrectomy | (c) özofagus ile midenin cerrahi yöntemle çıkarılması |
esophagogastric junction | (anat) özofagogastrik (yemek borusu-mide) bileşke |
esophagogastrostomy | (c) özofagus ile midenin ağızlaştırılması |
esophagography | (r) özofagusun baryumlu tetkiki |
esophagojejunostomy | (c) özofagusu jejunuma ağızlaştırma operasyonu |
esophagoscopy | özofagusun endoskopik tetkiki |
esophagus | (anat) özofagus, yemek borusu |
essential | temel, esaslı |
estradiol | (f) östrojen hormon türevi |
estramustine | (f, onk) prostat kanseri tedavisinde kullanılan bir ilaç |
estrogen | östrojen sekresyonu yapan tümörler |
estrone | östron |
ethanol | (k) etanol; alkol |
ethical issues | ahlaki konular |
ethmoid | (anat) etmoit, kalbur kemiği, |
ethmoidal cells | etmoid hücreleri |
ethmoidectomy | (c) etmoidektomi; etmoid sinüslerinin cerrahi yolla çıkarılması |
etiology | kanser etyolojisi; kanser nedenlerini araştıran bilim kolu |
etmoid sinus | (anat) etmoid sinüs, |
etmoid sinus carcinoma | etmoid sinüs kanseri |
etoposide | (f, onk) bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
European Organization for Research on Treatment of Cancer (EORTC) | Avrupa Kanser Tedavi Araştırma Organizasyonu |
eustachian tube | (anat) östaki borusu |
euthanasia | Ötenazi, rahat ölüm, ıstırapsız ölüm, özellikle ümitsiz durumda olan hastaların ıstıraplarını dindirmek için hayatlarına son verme |
evacuation | boşaltma, tahliye |
evolution | evrim, gelişme |
Ewing sarcoma | (onk, pat) Ewing sarkomu |
ex- | önek; dış, -den uzakta |
excision | (c) eksizyon |
excitation | (ef) eksitasyon; uyarma, uyarılma; (fiz) atomun elektronunun bir üst seviyeye çıkması |
excite | (ef) uyarmak, eksite etmek |
exenteration | (c) bir uzvu kesip çıkarmak |
exercise | egzersiz |
exfoliation | pul pul dökülme |
exfoliative dermatitis | eksfoliyatif dermatit |
exhalation | nefes verme |
exit | egzoftalmiye ait |
exophthalmos: | egzoftalmi |
exophytic carcinoma of mouth | (onk) ağızın ekzofitik karsinomu |
expectorant | ekspektoran; balgam söktüren |
experiment | deney |
experimental | ekspiryum |
expression | (anat) ekstensor; bir uzvu çekip uzatan kas, açıcı kas |
exterior | eksterior; dış, |
external | (anat) dış kulak yolu kanalı, |
external (beam) irradiation/radiation therapy | (rt) dışarıdan ve belirli bir uzaklıktan uygulanan radyoterapi |
extirpate | kökünden sökmek, yok etmek |
extra- | önek; dışarı, hariç |
extracellular matrix | ektrasellüler matriks; hücrelerarası ortam |
extraction | çıkarma, çekme (diş) |
extrahepatic bile ducts | (anat) karaciğer dışı safra yolları |
extramammary Paget disease | (onk, pat) meme dışı paget hastalığı |
extramedullary plasmacytoma | (onk, pat) kemik iliği dışı plazmositom |
extramural | ekstramüral; duvar dışı |
extrasystole | ekstrasistol, erken vuru |
extravasation of chemotherapeutic agents | (onk) kemoterapötik ajanların damar dışına kaçması |
extremity | (anat) ekstremite; kol ve bacaklar, etraf, uç |
extrinsic | harici, dıştan gelen |
eye | (anat) göz, |
eye ball | (rt) bazı göz tümörlerinin tedavisinde kullanılan ve radyoaktif madde içeren plak, |
eye shield | (rt) gözü radyasyondan korumak için yapılan göz koruması |
eyebrow | (anat) kaş |
eyelash | (anat) kirpik |
eyelid | (anat) göz kapağı, |
eyelid tumors | (c) lokal göz duvarı eksizyonu |
eyesocket | (anat) yüz kemikleri, |
facial nerve (CN VII) | (anat) yüz siniri; VII. Kafaçifti siniri, |
facial paralysis | yüz felci |
factor | faktör |
failure | yetersizlik, başarısızlık |
falciform | orak şeklinde |
fallopian tube cancer | (onk) yumurtalık tüpü kanseri |
fallopian tubes | (anat) fallop tüpleri |
false cords | (anat) larinksin yalancı kordları |
FAM regimen, for gastric cancer | (f, onk) mide kanseri tedavisinde kullanılan kombine kemoterapi rejimi |
familial | ailevi, familyal, |
familial adenomatous polyposis coli | (onk) kalınbağırsağın ailevi adenomatöz polipleri, |
familial cancer syndromes | (onk) ailevi kanser sendromları, |
febrile | Kan naklinin ateşli reaksiyonları |
fecal incontinence | gaita kaçırma |
feces, faeces | dışkı |
female | dişi, kadın, kadın cinsine mahsus |
feminine | kadın gibi, kadınımsı |
femoral | (anat) uyluk kemiğine ait |
femur | (anat) femur; uyluk kemiği |
fenestration | delik açma ameliyatı |
ferri- | önek; demirli |
ferric | (k) demire ait, demirli |
ferro- | önek; demirli |
ferrous | (k) demirli, demirden oluşan; iki değerli demiri ihtiva eden, |
ferrous sulfate (Frickle) dosimetry | (rt) radyoterapide kullanılan demir sülfat dozimetresi |
fertile | üreyebilen, doğurgan, verimli |
fertility | doğurganlık |
fertilization | ilkah, aşılama, verimini artırma, dölleme |
fetal, feotal | (rt) fetüs (cenin) n ışınlanması |
fetid, foetid | kokmuş, kokuşmuş |
fetus | fetus |
fetus, foetus | cenin |
fever | ateş, hararet, vücut sıcaklığı |
FIGO | bkz International Federation of Gynecologist and Obstetrics |
FIGO staging system | FIGO evreleme sistemi |
fiber | lif |
fibrillation | (ekg) fibrilasyon |
fibrin | fibrin |
fibrinogen | fibrinojen |
fibrinous exudate | fibrin içeren eksüda (sızıntı sıvısı) |
fibroadenom | (onk, pat) fibroadenom |
fibroblast | fibroblast büyüme faktörü |
fibrocystic breast disease | (pat) memenin fibrokistik hastalığı |
fibroid | (pat) lifli tümör |
fibroma | (onk, pat) fibrom; lifli tümör |
fibromatosis | (onk, pat) yaygın fibroma |
fibromyxoma | (onk, pat) fibromiksoma |
fibromyxosarcoma | (onk, pat) fibromiksosarkom; yumuşak dokunun bir çeşit sarkomu |
fibrosarcoma | (onk, pat) fibrosarkom; kas dokusu veya yumuşak dokunun habis tümörü |
fibrosis | (pat) fibrozis; hücre aralarındaki lifli bağdokunun artması |
fibrous | (onk, pat) fibröz histiyositom; bir yumuşak doku tümörü, |
fibrous histiocytoma, malignant | (onk, pat) habis tip fibröz histiyositom; habis bir yumuşak doku tümörü |
fibroxanthoma | (pat) fibroksantoma |
fibula | (anat) fibula |
filament | (fiz) iplikcik, filaman; (tıb) miyofibrilleri oluşturan kontraktil protein demetleri, (rt) radyoterapi ve X-ışını üreten tüblerde ısıtılan kotot bölümü |
film cassettes | film kasetleri |
film dosimetry | (r, rt) radyoloji ve radyoterapide kullanılan film dozametresi, |
film, radiographic | (r) radyolojide kullanılan film, |
filter | filtre |
fine-needle aspiration biopsy | (onk, pat) ince iğne aspirasyon biyopsisi |
finger tip | parmak ucu |
fission | (nt, rt) ortadan ikiye ayrılma, uranyum gibi bir elemanın daha basit ve sabit parçalara ayrılıp dağılması |
fissure | (anat) yarık, çatlak, fissür |
fistula | fistül |
fistular, fistolous | boru şeklinde, fistül gibi, fistüle ait |
fit | sara, epilepsi nöbeti |
fitness | sıhatte oluş |
fixation | tesbit, katılaşma |
fixed | sabit |
flaccid | gevşek |
flagyl | (f) metronidazole |
flap | flep |
flatulent | midede gaz hasıl eden |
Fletcher applicator | (rt) Fletcher aplikatörü; serviks kanseri tedavisinde kullanılan bir brakiterapi aplikatörü |
flexible | bükülebilir, esnek, uysal |
flexor | fleksör kas, bükülme hareketini yaptıran kas |
floor of mouth cancer | (onk) ağız tabanı kanseri |
flow | (onk) flow sitometre; hücre kinetik çalışmalarında kullanılan bir cihaz |
fluid | sıvı birikimi |
fluorescence | (fiz) bazı cisimlerin ışık ve röntgen ışınlarına maruz kaldıklarında, kendiliğinden çeşitli renklerde ışıklar saçma niteliği |
fluorescent | floresan mikroskop |
fluoroscope | (r) floroskop; bir görüntüleme cihazı |
fluoroscopy | (r) floroskopi; floroskop ile yapılan işlem |
flushing | (tıb) cilt kızarması, kanlanması |
flutamide (Eulexin) | (f) prostat kanseri tedavisinde kullanılan bir ilaç |
focal | fokal epilepsi |
focus | odak |
folic acid | folik asit, |
folic acid antagonists | folik asit antagonistleri |
follicle | (onk, pat) foliküler lenfoma, bir çeşit lenfoma |
foramen | (anat) küçük delik, |
fore- | önek; önde veya önceden |
forearm | (anat) önkol, kolun dirsekle bilek arasındaki kısmı |
forefinger | işaret parmağı |
foreign bodies | yabancı cisimcikler |
forensic medicine | adli tıp |
formula | reçete, formül |
fossa | (anat) çukur |
fossa, of Rosenmüller | (anat) nazofarinksin her iki yanında bulunan Rosenmüller çukuru |
four-field technique | (rt) radyoterapide kullanılan dörtlü alan tekniği |
fraction | fraksiyon; parça, kısım |
fractional | fraksiyonel; bir birimin bölümü ile ilgili |
fractionation | (rt) radyoterapide total ışın dozunun parçalara bölünerek verilmesi verilen ışın miktarı |
fractionation, of radiation/fractional radiotherapy | (rt) ışının dozunu bölümlere ayırarak vermek |
fracture | kemik veya kıkırdağın kırılması |
free | (rt) serbest radikaller; vücuda zarar veren serbest elektron içeren moleküllerin tümüne verilen isim |
freezing point | donma noktası |
Frey syndrome | Frey sendromu |
Fricke dosimetry | (rt) radyoterapide kullanılan absorbe doz ölçüm dozametresi |
frontal | (anat) frontal; cepheden, |
frontal lob syndrome | frontal lob sendromu |
frontal sinuses | (anat) frontal sinüsler, |
frozen pelvis, with cervical carcinoma | (onk) ileri evre serviks kanserinde pelvis içinin tümörle dolması |
frozen section technique | (pat) dokunun dondurulduktan sonra kesilip incelenmesi tekniği |
fruncle | fronkül; çıban |
fulguration | (tıb) elektrik cereyanı ile yakma |
fulminant | birden gelen ve ciddi seyreden hastalık |
function | işlev, fonksiyon |
functional | işlevsel, fonksiyonel |
functional evaluation | fonksiyonel değerlendirme |
fundus | (anat) bir organın iç tarafı |
fungal infections | mantar enfeksiyonları |
fusiform | iğ şeklinde, iğsi |
fusion | girişme, füzyon |
G1 phase | (onk) hücre siklüsünde G1 (gap) fazı |
gadolinium-diethylenetriamine pantaacetic acid, Gd-DTPA | (r) MRI tetkikinde kullanılan bir kontrast madde |
galactore | galaktore; memebaşından süt gelmesi |
galactose | galaktoz; süt şekerinden yapılan bir çeşit şeker |
gallbladder | (anat) safra kesesi, |
gallium-67 scanning | (nt) radyoaktif galyum ile yapılan tarama |
gallstone | safra taşı |
gamma camera | nükleer tıp a kullanılan ve gamma ışını yayan izotopu tesbit eden kamera |
gamma rays | (rt) gamma ışınları; bazı radyoaktif maddelerden yayılan iyonizan radyasyon |
gamma-knife treatment unit | (rt) çok sayıda radyoaktif cobalt kaynağı kullanılarak yapılan çok açılı radyoterapi |
ganglioblastoma | (onk, pat) ganglioblastoma |
ganglioglioma | (onk, pat) gangliyogliyom; bir tür sinir dokusu tümörü |
ganglion | (tıb) ganglion; sinir düğümü, lenf bezi |
ganglioneuroblastoma | (onk, pat) ganglionöroblastom; bir tür sinir dokusu tümörü |
ganglioneuroma | (onk, pat) ganglionörom; bir tür sinir dokusu tümörü |
Gardner syndrome | Gardner sendromu |
gastrectomy | (c) gastrektomi; mide rezeksiyonu |
gastric | (anat) mide salgı bezleri, |
gastric mucosa | (anat) mide mukozası, |
gastric obstruction | mide obstrüksiyonu |
gastric ulcer | mide ülseri |
gastritis, radiation-induced | (rt) radyasyonun neden olduğu mide iltihabı |
gastro- | önek; mide ile ilgili |
Gastroduodenitis | mide-duedenum iltihabı |
Gastroenteritis | gastroenterit; mide ve bağırsakların iltihabı |
gastroesophageal reflux | mideden yemek borusuna mide sıvısının kaçması |
gastrointestinal bleeding | mide-bağırsak kanaması |
gastrointestinal cancers | mide-bağırsak kanserleri |
gastrointestinal disorders | mide-bağırsak hastalıkları |
gastrointestinal tract | sindirim sistemi (mide-bağırsak) |
gastrointestinal tract cancers | sindirim sistemi kanserleri |
Gastrojejunostomy | (c) mideyi ince bağırsağa ağızlaştırma operasyonu |
Gastroscopy | midenin endoskopik tetkiki |
Gastrostomy | (c) gastrostomi; mideyi karın cildine ağızlaştırma operasyonu |
gel electrophoresis | jel elektroforez |
Gemcitabine | (f, onk) bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
Gene | (g) gen ekspresyonu, |
gene mutations | (g) gen mutasyonları, |
gene therapy | (g) gen tedavisi, |
gene transfer | (g) gen transferi |
genesis | üretme, oluşturma |
Genetic | (g) genetik analiz, |
genetic code | genetik şifre, |
genetic counseling | (g) genetik danışma, |
genetic disorders | (rt) radyasyonun neden olduğu genetik etkiler, |
genetic factors | genetik hassasiyet |
Genetics | genetik; soyaçekim olaylarını inceleyen biyoloji dalı |
geniohyoid muscles | (anat) ağız tabanında bulunan kas grubu |
Genital | genital bölgede oluşan siğil şeklinde lezyonlar |
genito- | genitoüriner sistem tümörleri |
genotype | (g) genotip, organizmayı oluşturan genler grubu |
geriatric | ihtiyarların sıhhi durumu ile ilgili |
geriatrics | ihtiyarlarla ilgili tıp ihtisası |
germ | (onk, pat) germ hücreli tümörler |
germinal carcinoma of mediastinum | (onk) mediyastenin germinal karsinomu |
germinal tissue | germinal doku |
germinoma | (pat, onk) germinom; germ hücreli tümör |
Gerota fascia | (anat) Gerota fasyası |
giant | (onk, pat) bir çeşit beyin tümörü, |
giant cell carcinoma of breast/lung/thyroid gland | (onk, pat) meme/akciğer/tiroit bezinin dev hücreli karsinomu, |
giant cell tumor of bone/gingiva/lower jaw | (onk, pat) kemik/jinjiva/alt çenenin dev hücreli tümörü |
gingiva | (anat) diş eti |
gingival | diş etlerine ait |
gingivitis | diş eti iltihabı |
glaucoma | gözün glokom hastalığı |
Gleason classification, prostate cancer | (onk) prostat kanseri evrelemesinde Gleason klasifikasyonu |
glial cell | santral sinir sisteminde bulunan gliyal hücreler |
glial fibrillary acidic protein | gliyal fibriller asidik protein |
glioblastoma/glioblastoma multiforme | (onk, pat) habis ve prognozu çok kötü bir santral sinir sistemi tümörü |
glioma | (onk, pat) gliyoma; gliyal hücrelerden orijin almış santral sinir sistemi tümörü |
gliosis | gliyozis |
glomerular filtration rate | glomerül filtrasyon hızı |
glomus body tumors | (onk, pat) glomus tümörleri |
glomus jugulare tumors | (onk, pat) glomus jugulare tümörleri |
glomus tumors | (onk, pat) glomus tümörleri |
glomus tympanicum tumors | (onk, pat) glomus timpanikum tümörleri |
glomus vagale tumors | (onk, pat) glomus vagale tümörleri |
glossectomy | (c) glossektomi; dil rezeksiyonu |
glossitis | glossit; dil iltihabı |
glossoepiglottic fossa | (anat) glosso-epiglotik çukur |
glossoepiglottic lesions | dil-epiglot kıvrımı lezyonları |
glossopharyngeal nerve (CN IX) | (anat) glosso-farinjiyal sinir; IX. Kafaçifti siniri |
glottic carcinoma/cancer | (onk) gırtlak kanseri, larenksin glottik bölgesinin kanseri |
glottis of larynx | (anat) larinksin ses tellerinin bulunduğu bölge |
glucagonoma | (onk, pat) glukagon salımı yapan tümör |
glucocorticoids | kortikosteroidler |
glucose | glutamic okzaloasetik transaminaz |
glycolysis | glikoliz |
glycoprotein | glikoprotein |
glycosides | (f) glikozidler |
glycosuria | glikozüri |
Godwin tumour | (onk) Godwin tümörü |
goitre | guatr; tiroidin büyümesi |
gold-198 | (nt, rt) radyoaktif altın, |
gold-198 seeds | (nt, rt) radyoaktif altın çekirdekleri |
gonadal dysfunction | gonatların (üreme organları) çalışma bozukluğu |
gonadal stromal tumors | (onk, pat) gonatlardan kaynaklanan stromal tümörler |
gonadoblastoma | (onk, pat) gonatlardan kaynaklanan bir tümör |
gonadotropin | gonadotropin hormonu |
gonadotropin-releasing hormone, GnRH | gonadotropin salımı yaptıran hormon |
gonads | (anat) gonatlar; yumurtalık veya erbezleri |
Gorlin syndrome | Gorlin sendromu |
gradient | gradiyent; derece derece değişen, birbirine komşu iki kompartman arasında basınç veya elektrik potansiyeli gibi parametrelerin farklılığı |
grading of tumor | (onk, pat) tümörün differansiyasyon derecesi |
graft | (onk, pat) granüler hücreli tümör |
granulocyte | kanda granülosit sayımı |
granulocytic leukemia | (onk) granülositik lösemi |
granulocytopenia | kanda granülosit hücrelerinin azalması |
granulocytosis | granülositoz; kanda granülosit hücrelerinin artması |
granuloma | (onk) midline granülomları |
granulomatous disease | granülomatöz hastalıklar |
granulosa cell tumor | (onk, pat) granülosa hücreli tümör |
granulosa-theca tumors | (onk, pat) granülosa-teka hücreli tümörler |
Graves disease | Graves hastalığı |
Graves ophthalmopathy | Graves hastalığında gelişen oftalmopati |
gray, Gy | (rt) absorbe edilen radyasyon doz birimi |
groin | (anat) kasık |
gross | (c) kabaca tümörü çıkarma operasyonu |
growth | büyümede gecikme, |
growth factors | (onk) büyüme fraksiyonu; tümör içinde aktif bölünen tümör hücre sayısının total hücre sayısına oranı, |
growth hormone | (anat) diş eti |
gynecologic cancers | jinekolojik kanserler; kadın organları kanserleri |
gynecology | jinekoloji; kadın-doğum hastalıkları bilgisi |
gynecomastia | meme dokusunun büyümesi |
haematopoietic tissue | kan yapıcı organların sistemi |
hair loss, irradiation | (rt) ışınlamaya bağlı saç kaybı |
half | (rt) ışın dozunu yarı değere ulaştıran tabaka |
halogenated pyrimidine analogues | (f) halojenli pirimidin analogları |
haloperidol | (f) haloperidol (ilaç) |
halopyrimidines | (f) bir çeşit radyosensitizer ajan (ilaç) |
hamartoma | (onk, pat) hamartom |
hand | (anat) el |
Hand-Schuller-Christian disease | Hand-Schuller-Christian hastalığı |
hard palate | (anat) sert damak, |
hard palate cancer | sert damak kanseri |
Hashimoto thyroiditis/disease | Hashimoto tiroiditi/hastalığı |
haversian canal system | (anat) kemik içindeki kanal sistemi |
HCG | bkz human chorionic gonadotrophin |
head | (anat) baş, |
head and neck | (anat) baş-boyun, |
head and neck cancers | (anat) baş-boyun bölgesi, |
head and neck irradiation | (rt) baş-boyun ışınlaması, |
head and neck operation | (c) baş-boyun operasyonu, |
head immobilization | (rt) baş bölgesinin tedavi sırasında sabitlenmesi, |
head trauma | kafa travması |
headache | başağrısı |
health insurance | sağlık sigortası |
hearing | işitme kaybı |
heart | (anat) kalp, yürek, |
heart disorders | (c) kalp transplantasyonu |
heat | ısı |
heavy | (onk) ağır zincir hastalığı, |
heavy ion irradiation/therapy | (rt) ağır iyonlarla yapılan ışınlama, |
heavy particle accelerators | (rt) atom partikül hızlandırıcıları |
HeLa cultured human cervical carcinoma cells | kültür yapılmış insan servikal kanser hücreleri |
helicobacter pylori infection | helicobacter pylori infeksiyonu |
helium ion irradiation/therapy | (rt) helyum iyonları ile yapılan ışınlama |
hema-, hemato-, hemo- | kan için ön ek |
hemangioblastoma | (onk, pat) hemanjiyoblastoma |
hemangioendothelioma | (onk, pat) hemanjiyoendoteliyoma |
hemangioma | (onk, pat) hemanjiyom; damarsal selim bir tümör |
hemangiopericytoma | (onk, pat) hemanjiyoperisitoma; bir çeşit yumuşak doku tümörü |
hemangiosarcoma | (onk, pat) hemanjiyosarkom; bir çeşit habis yumuşak doku sarkomu |
hematocele, of testis | testis hematosel |
hematologic | hematolojik maliniteler, |
hematologic neoplasms | hematolojik neoplazmalar |
hematology | hematoloji; kan ve kan hastalıklarını inceleyen bilim dalı |
hematom | hematom |
hematuria | hematüri; idrarda kan bulunması |
hemianopsia | hemianopsi; görme alanı bozukluğu |
hemiblock | (rt) hemiblok |
hemibody irradiation | (rt) yarım vücut ışınlaması |
hemicolectomy | (c) hemikolektomi; kolonun yarısının cerrahi yolla çıkarılması |
hemihepatectomy | (c) karaciğerin yarısının cerrahi yolla çıkarılması |
hemilaryngectomy | (c) hemilarinjektomi; erken evre supraglottik larinks kanserlerinde uygulanan bir operasyon çeşidi |
hemipelvectomi | (c) pelvisin yarısının yolla çıkarılması |
hemiplegia | hemipleji; vücudun yarısının felci cerrahi |
hemodialysis | hemodiyaliz |
hemoglobin | hemoglobin |
hemolytic anemia | hemolitik anemi |
hemolytic transfusion reactions | hemolitik transfüzyon reaksiyonları |
hemolytic uremic syndrom | hemolitik üremik sendrom |
hemophilia | hemofili hastalığı |
hemopoietic tissues | kan yapıcı dokular |
hemoptysis | hemoptizi |
hemorrahage | hemoraji; kanama |
hemorrhagic cystitis | hemorajik sistit |
hemorrhoid | hemoroid |
hemorrhoidal bleeding | hemoroid kanaması |
heparin | heparin |
hepatectomy | (c) karaciğer rezeksiyonu |
hepatic | hepatik arter embolizasyonu, |
hepatic artery infusion chemotherapy | (c) karaciğer lobunun cerrahi yöntemle çıkarılması, |
hepatic metastases | karaciğer metastazları, |
hepatic transplantation | (c) karaciğer transplantasyonu |
hepatitis, radiation-induced | (rt) radyasyona bağlı hepatit |
hepatobiliary carcinoma/cancer | hepatobiliyer kanser |
hepatobiliary system | hepatobiliyer sistem |
hepatoblastoma | (onk, pat) hepatoblastom; çocukluk çağlarında görülen bir karaciğer tümörü |
hepatoblastoma | (onk, pat) hepatoblastom |
hepatocellular adenoma | (onk, pat) hepatosellüler adenom |
hepatocellular carcinoma | (onk, pat) hepatosellüler karsinom |
hepatoma | (onk, pat) hepatom; bir karaciğer tümörü |
hepatomegaly | hepatomegali |
hepatotoxicity | katraciğer toksisitesi |
hereditary breast/ovarian cancer syndrome | (onk) herediter meme/over kanser sendromu |
hereditary disorders | herediter (irsi) hastalıklar |
hereditary multiple osteochondromata | (onk) herediter multiple osteokondroma |
hereditary nonpolyposis colorectal cancer | (onk) herediter polip dışı kolorektal kanser |
hereditary syndromes | (onk) herediter sendromlar |
heredity | heredite |
heritability | (g) kalıtsallık, kalıtım yoluyla geçebilirlik |
herniation | herniyasyon; fıtıklaşma |
herpes simplex virus infection | herpes simplex virüs infeksiyonu |
herpes zoster | herpes zoster hastalığı |
hertz | (fiz) hertz; elektromanyetik dalga frekans birimi |
hetero- | önek; başka, farklı |
heterocyclic aromatic amines | (k) heterosiklik aromatik aminler |
heterogeneous | heterojen; benzer olmayan unsurlardan oluşan |
heterozygote | (g) heterozigot |
Heyman capsule, for uterine cancer | (rt) uterus kanserinin tedavisinde kullanılan radyoaktif maddeleri içeren kapsüller |
Heyman radiotherapy technique | (rt) Heyman radyoterapi tekniği |
HIV, Human Immunodeficiency Virus | AİDS hastalığına yol açan virüs |
hiatal hernia | hiyatus hernisi |
hibernating | uykuda |
Hickman catheter | Hickman kateteri |
hidradenoma, of large bowel | (onk) kalın bağırsağın hidradenoması |
high | (rt) yüksek lineer enerji transfer partikül ışınları |
hilus cell tumor, of ovary | (onk, pat) overin hilus hücreli tümörü |
hip | (anat) kalça, |
hip fracture | kalça protezi |
Hippel-Lindau disease | Hippel-Lindau hastalığı |
histiocytic lesions, benign | (pat) selim tip histiositik lezyonlar |
histiocytic lymphoma | (onk, pat) histiositik lenfoma |
histiocytoma | (onk, pat) histiositom |
histiocytoma, malignant fibrous | (onk, pat) habis tip histiositom |
histiocytosis X | histiositozis X hastalığı |
histology | histoloji |
histoplasmosis | bir mantar hastalığı |
history taking | (tıb) anemnez alma |
HLA, human leukocyte antigen | ses kısıklığı |
Hodgkin disease | (onk, pat) Hodgkin hastalığı; bir tür lenf bezi tümörü |
homeo-, homoeo-, homoio-, holos | önek; -e benzer, -ile ayni; bkz homeotransplant |
homeograft | homeogreft, homeotransplant |
homeopathy | homeopati; bir hastalığın sağlam kişilerde benzer hastalık belirtileri meydana getirebilen bir ilaçla iyileştirilmesi ilkesine dayanan tedavi sistemi |
homeostasis | homeostaz; organizma iç ortamında normal dengelerin korunması hali |
homeotherapy | homeotherapi; bir hastalığın sebebi olan etkene benzeyen, fakat onun ayni olmayan bir ajanla yapılan tedavi |
homeotransplant | (c) homeotransplant; aynı türün bir bireyinden alınıp diğer bireyine nakledilen doku |
homeotransplantation | (c) homeotransplantasyon; aynı türün bir bireyinden alınıp diğer bireyine yapılan doku nakli |
Homer-Wright pseudorosettes, in neuroblastoma | (onk, pat) nöroblastomalarda Homer-Wright yalancı rozet oluşumları |
homo-: | önek; aynı |
homogeneous | homojen; benzer unsurlardan oluşan |
homosexuality | homoseksüellik |
homovanilic acid, HVA | homovalinik asit |
homozygote | (g) homozigot |
horizontal | horizontal; yatay, |
horizontal plane | horizontal düzlem; gövdeyi üst ve alt iki yarıma ayıran transvers düzlem |
hormonal | hormona ait, |
hormonal receptor(s) | hormonaların hücrede etki göstermek için yapıştığı algaçlara verielen isin |
hormone | (onk) hormon replasman tedavisi, |
hormone therapy/hormonotherapy | (onk) hormon tedavisi |
Horner syndrome | Horner sendromu |
hospice | genellikle kür şansı bulunmayan hastalar için yapılan bakım ünitesi |
hot flash | (rt) ışının doku içindeki dağılımında en yüksek ışın dozu alan bölgeler |
hounsfield units, in computed tomography | (r) komputerize tomografide doku yoğunluğu gösteren birim |
Human | (onk) insan T-hücreli lösemi hastalığı |
humerus | (anat) humerus kemiği |
hurthle cell adenoma/carcinoma of thyroid | (onk, pat) tiroid bezinin hurthle hücreli adenomu/kanseri |
Hutchinson melanotic freckle | (onk, pat) cildin in-situ melanomu |
Hyaline membrane formation | hiyalin membran oluşumu |
hyaluronic acid | hiyalüronik asid |
hydatidiform mole | mol hidatiform hastalığı |
hydradenoma of sweat gland | (onk, pat) ter bezinin hidradenomu |
hydration | hidrasyon; sıvı yükleme |
hydro- | hidro, suya ait |
hydrocele | hidrosel; skrotumda sıvı toplanması |
hydrocephalous | hidrosefalus |
hydrocortisone | (f) hidrokortizon |
hydrogen | (k) hidrojen |
hydronephrosis | hidronefroz; böbrekte idrar toplayıcı sistemde genişleme |
hydrothorax | hidrotoraks |
hydroureter | hidroüreter |
hydroxyl radicals | (rt) hidroksil radikaller |
hydroxyprogesterone | (f) hidroksiprogesteron |
hydroxyurea | (onk) hidroksiüre |
hygiene | hijyen |
hygroma | (pat) higroma |
hyoid (anat) | hiyoid kemiği |
hyper- | önek; üstünde, ötesinde, fazla |
hyperacidity | hiperaktif; aşırı hareketli |
hyperaemia/hyperemia | hiperemi; kan hücumu |
hyperaldosteronism | hiperaldesteronizm |
hyperalimentation | hiperalimentasyon |
hyperbaric oxygen | hiperbarik oksijen |
hyperbilirubinemia | kanda bilirübin yükselmesi |
hypercalcemia | hiperkalsemi; kanda kalsiyum seviyesinin yükselmesi |
hypercalcitonemia | kanda kalsitonin hormonu yükselmesi |
Hypercapnia | hiperkapni; kanda karbondioksid fazlalığı |
hypercholesterolemia | kanda kolesterol yüksekliği |
hypercortisolism | kortikosteroidlerin kanda artımı |
hypereosinophilic syndrome | hipereozinofilik sendrom |
hyperestrogenism | hiperöstrojenizm |
hyperfractionation | (rt) hiperfraksiyon; fraksiyon sayısı artırılmış radyoterapi rejimi |
hyperglycaemia | hiperglisemi; kanda şeker yüksekliği |
hyperkalemia | hiperkalemi |
hyperkeratosis | (pat) hiperkeratoz |
Hyperkinesia | hiperkinezi |
Hyperkinetic | hiperkinetik; normal hareket biçimi artmış |
Hyperlipemia | kanda lipidlerin yüksek düzeyde bulunması |
hypermetropia | hipermetrop; yakını iyi göremiyen (göz) |
hypernephroma | (onk, pat) hipernefroma; böbrekten kaynaklanan habis bir tümör |
hyperparathyroidism | hiperparatiroidzm |
hyperpigmentation | hiperpigmentasyon; deri pigmentinin artımı |
Hyperplasia | (pat) hiperplazi |
Hyperpnea | hiperpne; solunumun anormal derecede derin ve hızlı oluşu |
hyperprolactinemia | hiperprolaktinemi; kanda prolaktin yüksekliği |
hypersalivation | hipersalivasyon; aşırı tükürük üretimi |
hypersensitivity | hipersensitivite reaksiyonu |
hypersplenism | hipersplenizm |
hyperthermia | hipertermi, vücut ısısını yükselterek yapılan bir çeşit tedavi |
hyperthyroidism | hipertiroidzm |
Hypertrophic | hipertrofik osteoartropati |
Hypertrophy | hipertrofi, bir organın anormal irileşmesi |
hyperuricemia | hiperürisemi |
hyperventilation | hiperventilasyon |
hyperviscosity | kan yoğunluğunun artması |
hyphophysectomy | (c) hipofizektomi |
hypo- | önek; altında, eksik, az |
Hypoacidity | hipoasidite; normal asid konsantrasyonunun azalmış bulunması |
Hypoactivity | hipoaktivite; aktivite azalması |
hypoadrenalemia | hipoadrenalemi; adrenal bezin salgısının kanda anormal derecede azalmış olması |
hypoadrenalism | hipoadrenalizm; adrenal aktivite azalması |
hypoadrenocorticism | hipoadrenokortisizm; adrenal korteksi salgısının anormal derecede azalmış bulunması hali |
hypoalbuminemia | hipoalbüminemi; serum albumin konsantrasyonunun anormal derecede azalmış olması hali |
hypoalimentation | hipoalimentasyon; yetersiz beslenme |
hypocalcemia | hipokalsemi; kanda kalsiyum miktarının azalmış olması hali |
Hypocapnia | hipokapni; kanda karbondioksid azlığı |
Hypocarbia | hipokarbi; kanda karbondioksit miktarının azalmış olması hali, bkz hypocapnia |
hypochloremia (hypochloridemia) | hipokloremi; kanda klorür miktarının azalmış olması hali |
hypocholesterinemia | bkz hypocholesterolemia |
hypocholesterolemia | kanda kolesterol konsantrasyonunun azalmış olması hali |
hypochondriasis | hipokondriyaz; çok defa belirli bir hastalığın belirtisi ile birlikte giden ve kişinin, sağlığı hakkında hastalık derecesinde kaygılar içinde bulunduğu bir anksiyete türü |
hypodermic injection | derialtı enjeksiyonu |
hypofibrinogenemia | hipofibrinojenemi |
hypofractionation | (rt) hipofraksiyon; fraksiyon sayısı azaltılmış radyoterapi rejimi |
hypogammaglobulinemia | kanda gamma globülin azlığı |
hypogenitalism | hipogenitalizm; genital organ ve fonksiyonlarının az gelişmesi |
Hypoglossal nerve (CN XII) | (anat) hipoglossus siniri, XII. Kafa çifti siniri |
hypoglycemia | hipoglisemi; kanda şeker azlığı |
hypokinesia, hypocinesia: | hipokinezi; hareket biçimi azalmış |
Hypokinetic | hipokinetik; normal hareketi azalmış |
hypomagnesemia | kanda magnezyum düşüklüğü |
hyponatremia | hiponatremi; kanda sodyum azlığı |
hypopharyngeal carcinoma/cancer | hipofarinks (yutak altı) karsinomu |
hypopharynx | (anat) hipofarinks |
hypopituitarism | Hipopitütiarizm |
Hypoplasia | Hipoplazi |
hypotension | hipotansiyon; kan basıncı düşüklüğü |
hypothalamic gliomas | (onk, pat) hipotalamus gliyomları |
hypothalamic-pituitary dysfunction | hipotalamus-hipofiz fonksiyon bozukluğu |
hypothalamus | (anat) hipotalamus |
hypothyroidism | Hipotiroidzm |
hypoxia | (rt) hipoksik hücre duyarlaştırıcıları, |
hypoxic radio-resistance factor | (c) hipoksik nedene bağlı radyasyona direnç faktörü, |
hysterectomy | (c) histerektomi; uterusun cerrahi yolla çıkarılması |
hysterosalpingography | (r) histerosalpingografi |
hysteroscopy | Histeroskopi |
IM, intramuscular | kas içine, intramüsküler, IM |
Intergroup Ewing Sarcoma Study Group | (onk) Ewing Sarkoma Çalışma Grubu |
Intergroup Rhabdomyosarcoma Study Group | (onk) Rabdomiyosarkom Çalışma Grubu |
International Commission on Radiological Protection, ICRP | (r) Uluslararası Radyasyondan Korunma Komisyonu |
International Commission on Radiological Units and Measurements, ICRU | (rt) Radyasyon Üniteleri ve Ölçümleri Uluslararası Komisyonu |
International Federation of Gynecology and Obstetrics, FİGO Classification/Staging System | (onk) Uluslararası Jinekoloji ve Kadın-doğum Hastalıkları Federasyonu Klasifikasyonu/Evreleme Sistemi |
International Neuroblastoma Staging System | (onk) Uluslararası Nöroblastoma Evreleme Sistemi |
International Union Against Cancer (UICC) Staging System | (onk) Uluslararası Kanserle Mücadele Birliği Evreleme Sistemi |
iatric | tıbba ait |
ibuprofen | (f) bir antiinflamatuar ve analjezik ilaç |
icterus | ikter; sarılık |
idiopathy | sebebi bilinmeyen hastalık |
ileostomy | (c) ileostomi |
ileum | (anat) ileum; ince bağırsağın alt yarısı |
ileus | (anat) ileus |
iliac | (anat) iliyak lenf bezleri |
ilium | (anat) kalça kemiği |
ill | hasta |
illegal | meşru olmayan, kanuna aykırı |
illness | hastalık |
im: | olumsuzluk önek , |
imaging studies/procedures | görüntüleme çalışmaları/prosedürleri |
immature | Olgunlaşmamış |
immobile | immobil; hareketsiz |
immobilization devices | (rt) immobilizasyon (sabit pozisyon) sağlayan cihazlar |
immortal | Ölümsüz |
immune | immünite durumu, |
immune system | immün sistem |
immunity | immünite; muafiyet, bağışıklık |
immunization | aşılama, bağışıklığı artırma |
immunoblast | immunoblast hücresi |
immunoblastic lymphomas | (onk, pat) immünoblastik lenfomalar |
immunodeficiciency disorders | immün yetersizliği yapan hastalıklar |
immunoelectrophoresis of serum | serumun immun elektroforezi |
immunoglobulins | immünglobülinler |
immunohistochemistry | immünhistokimya |
immunology | immünoloji |
immunoperoxidase staining/ technique | (pat) immünperoksidaz boyama/tekniği |
immunophenotyping | immün fenotipleme |
immunosuppression | immünsupresyon; immün sistemi baskı altına alan |
immunotherapeutic agents | (f) immunoterapötik ajanlar |
immunotherapy | immünoterapi; bağışıklığı artırıcı tedavi |
implant | (rt) implant; vücut içine yerleştirilen madde; radyoaktif madde ile doku içi tedavi |
implantable | yerleştirilebilir, takılabilir |
implantation | (rt) radyoaktif bir maddenin veya bir cihazın vücuda yerleştirilmesi |
important | önemli |
impotence/impotency | iktidarsızlık (erkek) |
in vitro | in vitro; cam tüpte; laboratuarda, canlı dışındaki deney ortamında |
in vivo | in vivo; yaşayan organizmada |
in vivo dosimetry | (rt) vücut içi dozimetre çalışması |
in- | önek; -içinde, -içine |
in-: | önek; olumsuzluk öneki; |
in-vitro cell culture technique | (onk) in-vitro hücre kültür tekniği |
in-vivo/in-vitro assay | (onk) vücut içi/vücut dışı tahlil |
incidence | insidans; sıklık; belirli bir hastalığa ait yeni vakaların ortaya çıkış sıklığı |
incision | (c) ensizyon |
incisional biopsy | ensizyonal biyopsi |
incisor | (anat) kesici ön diş |
incompetence | pulmoner (kapak) yetersizliği |
incompetent | yetersiz, ehil olmayan |
incomplete | eksik, noksan |
incontinence, urinary | üriner inkontinans; idrar kaçırma |
increment | herhangi bir şeyin artış miktarı |
incubation period | inkübasyon süresi; kuluçka devri; mikroorganizmanın bedene girmesi ile hastalığın ortaya çıkması arasındaki süre |
index | indeks; işaret; ölçülebilir bir değerin diğerine oranı |
indolent disease | ağrısız, acısız seyreden hastalık |
indolent lymphoma | (onk) indolent seyirli lenfoma |
indomethacin | (f) indometazin |
infancy | sütçocukluğu, sütçocukluğu dönemi, sütçocukluğu çağı |
infant | sütçocuğu |
infantile | çocuğa ait |
infarction | infarktüs |
infection | infeksiyon kontrolü |
infectious | infeksiyöz mononükleoz hastalığı |
inferior | inferior; alt, aşağı, ikinci derecede |
inferior vena cava | (anat) vena cava inferior |
inferolateral | inferolateral; aşağı ve yana doğru konumda |
infertility | Infertilite |
infiltration | infiltrasyon; bir hücre veya doku içine onun doğal bir bölümü olmayan madde, hücre veya kanser hücrelerinin girmesi |
inflammation | inflamasyon; iltihap |
inflammatory bowel disease | iltihabi bağırsak hastalığı |
inflammatory carcinoma, breast | (onk, pat) memenin inflamatuar karsinomu |
influenza | grip hastalığı |
informed consent | hastayı klinik çalışma içine almadan evvel bilgilendirmek ve kendi rızası ile çalışmaya almak |
infra- | Koltukaltı |
infradiaphragmatic | (anat) infradiyafragmatik lenf bezleri |
infraorbital nerve | (anat) infraorbital sinir |
infrared | (fiz) enfraruj; kızılötesi ışın |
infusion | infüzyon; damara zerk etme |
inguinal | (anat) kasığa ait, |
inguinal lymph node dissection | (c) inguinal lenf nodu disseksiyonu, |
inguinal lymph node irradiation | (rt) inguinal lenf nodu ışınlaması |
inguinal lymph nodes | (anat) inguinal lenf nodları, |
inhalation | solukla içeriye çekme, teneffüs |
inheritance | (g) kalıtım |
inhibitory factors | inhibisyon (tutucu, engelleyici) yapan faktörler |
injection | Enjeksiyon |
inoperable | inoperabl; ameliyat edilmesi mümkün olmayan |
inpatient | hastanede yatan hasta |
insoluble | (k) erimez, çözülmez |
insomnia | Uykusuzluk |
inspirium | inspiryum; nefes alma |
institute | Enstitü |
insufficiency | triküspid yetersizliği |
insufficient | yetersiz |
insufficient | yetersiz, yeterli olmayan |
insulin | insüline benzer büyüme faktörü |
insulinoma | (onk, pat) insülinom; insülin salgılayan bir tümör |
insurance | sağlık sigortası |
intact | bozulmamış, dokunulmamış, salim |
intake | içeriye alınan şey, giriş |
intellectual function | intellektüel fonksiyonlar |
intensive care unit | yoğun bakım ünitesi |
inter- | önek; -arası; -arasında |
interaction | (f, k) etkileşim; . |
intercellular | Hücrelerarası |
intercostal | kaburga kemikleri arasında olan |
interferon | (f, onk) interferon; bağışıklık sistemi cevabını artıran bir madde (ilaç) |
interior | interior, iç |
interleukin | (f) interlökin; bağışıklık sistemi cevabını artıran bir madde |
intermediate | iki şey arasında bulunan, ara -; |
intermediate density | ara yoğunluklu lipoprotein |
intermittent | aralıklarla meydana gelen |
intermittent fever | belirli aralıklarla meydana gelen ateş |
intermural | duvarlar arasında olan |
internal mammary artery, IMA | (anat) internal mamariyal arter; iç meme arteri |
internal mammary lymph nodes | (anat) internal mamariyal lenf nodları |
internal medicine | iç hastalıkları |
interruption | ara, fasıla |
interstitial brachytherapy | (rt) doku arasına uygulanan brakiterapi, |
interstitial cell tumor of testis | (onk, pat) testisin intersitisyel hücreli tümörü, |
interstitial implant | (rt) doku arası implantı, |
interstitial pneumonitis | intersitisyel pnömoni |
intestinal | bağırsağa ait, |
intestinal anastomosis | (c) bağırsaklar arası anostomoz, |
intestinal injury | (anat) bağırsak mukozası, |
intestinal obstruction | (onk, pat) bağırsağın T-hücreli lenfoması, |
intestinal tumors/cancers | bağırsak tümörleri/kanserleri |
intestine | (anat) bağırsak, |
intra- | önek; - içinde |
intraabdominal tumors | batıniçi tümörleri |
intraarterial | batıniçi infeksiyonları |
intracartilaginous ossification | kıkırdak içinin kemikleşmesi |
intracavitary implants | (rt) kaviteli organlar içine uygulanan implantlar |
intracranial | intrakranyal tümörler |
intractable | Inatcı |
intracutane | deriiçi, deri içine |
intraductal carcinoma of breast | (onk, pat) memenin intraduktal karsinomu |
intrauterine radium therapy | (rt) rahim içine radyum tüpleri konularak yapılan tedavi |
intravaginal implant | (rt) vajina içine uygulanan implant |
intravenous pyelography | (r) intravenöz piyelografi |
intravenous, IV | intravenöz; damariçi, ven içine, IV |
intraventricular | ventrikül içi (beyin) |
intravesical therapy | mesane içi tedavisi |
intrinsic | Intrinsik |
inverted papillom/inverting papilloma | (onk, pat) içedönmüş papillom |
investigational new drugs | araştırılan yeni ilaçlar |
involvement | Tutulum |
iodine | (k) iyot, |
iodine deficiency | iyot eksikliği |
iodine-131 | (nt, rt) I-131 radyoaktif iyod, |
iododeoxyuridine, IudR | (f) bir radyosensitizer ajan (ilaç) |
ioidine-125 | (nt, rt) I-125 radyoaktif iyod, |
ionization | (rt) iyonizasyon çemberi, |
ionizing radiation | (rt) iyonizan radyasyon |
ionizing radiations | iyonizasyon yapan radyasyon |
iridectomy | (c) iridektomi; iris n (göz) cerrahi yolla çıkarılması |
iridium-192 | (nt, rt) radyoaktif iridyum |
iridium-192 brachytherapy | (nt, rt) radyoaktif iridyum ile yapılan brakiterapi |
iridium-192 implant | (nt, rt) radyoaktif iridyum implantı |
iris | (anat) iris tabakası, |
iris melanoma | iris melanomu |
iron deficiency anemia | demir eksikliği anemisi |
irradiate | (rt) ışınlanmış kan |
irradiation | Işınlama |
irreversible | irreverzibl; geri dönüşü bulunmayan |
irritation | Iritasyon |
ischemia | iskemi; dokunun yeterince kan alamaması durumu |
ischemic | iskemik kalp hastalığı, İKH |
jaundice | sarılık |
jaw | (anat) çene |
jejunostomy | (c) jejunostomi; ince bağırsağın jejunum bölümünün karın duvarına ağızlaştırılması |
jejunum | (anat) ince bağırsağın üst yarısı |
joint | (anat) eklem, mafsal, artikülasyon |
joule | (fiz) jül; on milyon erg eşit olan iş birimi |
jugular | (anat) juguler ven |
jugulodigastric nodes | (anat) jugulodigastrik (boyun) lenf bezleri |
juvenile | |
juxta | önek; yakınında, yanında |
juxta-articular | eklem yanında |
Kaplan-Meier method, clinical trials | klinik çalışmalarda bir sağkalım analiz metodu |
Kaposi sarcoma | (onk, pat) Kaposi sarkomu; bir çeşit damarsal tümör |
kardia | kalp |
Karnofsky Performance Scale/Status | Karnofsky Performans Skalası/Durumu |
karotis | (anat) karotis |
kelloid | (onk, pat) kelloid |
keratin | keratin |
keratitis | keratit; gözün kornea tabakası iltihabı |
keratoacanthoma | (onk, pat) keratoakantom |
keratoconjunctivitis | kornea ve konjunktiva iltihabı |
keratosis | (pat) keratoz |
kerma | (fiz) kerma; iyonize radyasyon (gamma ve X-ışını) n havada ölçülen ekspojur birimi |
ketamine | (f) ketamin |
ketoconazole | (f) ketokonazol |
kidney | (anat) böbrek, |
kidney cancer | (c) böbrek transplantasyonu |
Kiel classification, for lymphoma | (onk) lenfomalarda Kiel klasifikasyonu |
kilo- | önek; bin |
kilocalorie | kilokalori; bin kalori |
kilohertz | (fiz) kilohertz; frekansı saniyede bin olan radyo dalgası |
kilowatt | (fiz) kilovat; bin vat |
kinesis | kinetik; kinetik bilimi |
Klinefelter syndrome | Klinefelter sendromu |
knee | (anat) diz |
Krukenberg tumour | (onk, pat) Krukenberg tümörü |
Kupffer cell sarcoma | (onk, pat) Kupffer hücreli sarkom |
L-phenylallanine mustard | (f, onk) bir alkilleyici sitostatik |
laboratory | laboratuar testleri |
labyrinth | (anat) labirent; iç kulaktaki labirente benzer boşluk |
lacrimal gland | (anat) gözyaşı bezi |
lactation | laktasyon; süt salgılama |
lactic acid | laktik asit, süt asidi, |
lactic acidosis | laktik asidoz, |
lactic dehydrogenase, LDH | laktik dehidrogenaz, LDH |
lactose | laktoz; süt şekeri |
laminectomy | (c) laminektomi; vertebraların eklem çıkıntılarının rezeksiyonu |
lancet | neşter |
laparoscope | laparoskop; karın duvarından geçirilen ve iç organların görülmesini sağlayan alet |
laparoscopic resection | (c) laparoskopik rezeksiyon |
laparoscopy | laparoskopi; laparoskop ile yapılan işlem |
laparotomy | (c) karın yarılması operasyonu |
large intestine | (anat) kalın bağırsak, |
laryngeal | (anat) larengeal kıkırdaklar, |
laryngeal nerve, recurrent | (anat) rekürrent larinjiyal sinir |
laryngectomy | (c) larinjektomi; gırtlağın cerrahi yolla alınması |
laryngitis | larenjit; gırtlak iltihabı |
laryngocele | laringosel |
laryngology | larengoloji; boğaz ve boğaz hastalıklarını inceleyen bilim dalı |
laryngopharyngeal cancer | laringofarinjiyal kanser |
laryngopharyngectomy | (c) laringofarinjektomi; larinks ve farinksin cerrahi yolla çıkarılması |
laryngopharyngoesophagectomy | (c) laringofaringoözofajektomi; larink, farinks ve özofagusun cerrahi yolla çıkarılması |
laryngopharynx | (anat) laringofarinks |
laryngoscope | laringoskop; gırtlak muayenesine yarıyan alet |
laryngoscopy | laringoskop ile muayene |
laryngotomy | (c) larenksi yarma ameliyatı |
larynx | (anat) larinks; gırtlak |
latissimus dorsi flap(s) | latismus dorsi kası ile yapılan flep (ler) |
laxative | müshil, ishal edici (ilaç) |
lecture | konferans; belirli bir konu üzerinde konuşma |
leiomyoma | (onk, pat) leyomiyoma; düz kas tümörü |
leiomyosarcoma | (onk, pat) leyomiyosarkom; düz kas sarkomu |
lentigo maligna melanoma | (onk, pat) derinin bazal membranı geçmemiş erken malignant melanomu |
leprosy | cüzzam hastalığı |
leptomeningeal carcinomatosis/metastases | (onk) leptomeninjiyal karsinomatozis/metastazlar |
leptomeninges | (anat) leptomeninksler |
lesion | lezyon |
LET, linear energy transfer | (rt) lineer enerji transfer |
lethal | (onk, rt) letal hasar, |
lethal midline granuloma | (onk, pat) letal midline granülomu |
lethargy | letarji |
Letterer-Siwe disease | önek; beyaz |
leucocyte common antigen | lökositlerde bulunan müşterek antijen |
leucocyte count | lökosit sayımı |
leucocyte/leukocyte | lökosit; akyuvar |
leucocytosis/leukocytosis | lökositoz; kanda akyuvarların artması |
leucoma | gözün kornea tabakasında meydana gelen beyaz leke |
leucopenia/leukopenia | lökopeni; kanda lökosit azlığı |
leucoplakia | (onk, pat) lökoplaki; bir prekanseröz lezyon |
leucorrhea/leukorrhea | lökore; vajinal akıntı |
leucovorin | (f, onk) onkolojide kullanılan bir ilaç |
leukaemia/leukemia | (onk) lösemi |
leukemoid reactions | (onk) lökomoid reaksiyonlar |
leukeran | bkz chlorambucil |
leukocoria, retinoblastoma | (onk) retinoblastoma tümörlerinde görülen gözde beyaz leke |
leukocytosis | lökositoz; kanda lökosit artımı |
leukoencephalopathy | (onk) kemoterapi ve radyoterapiden sonra beynin beyaz cevherinde görülen hasar |
leukopenia | lökopeni; kanda lökosit azlığı |
leukoplakia | (onk, pat) lökoplaki |
levamisole | (f) levamisol |
Leyding cell tumor | (onk, pat) Leyding hücreli tümör |
linitis plastica | (onk, pat) linitis plastika; mide duvarını yaygın şekilde tutan mide kanseri |
liver | (anat) karaciğer, |
liver cancer | (nt) karaciğer taraması |
lobectomy | (c) bir lobun (akciğer, karaciğer gibi) cerrahi yolla çıkarılması (rezeksiyonu) |
lobular carcinoma of breast | (onk, pat) memenin lobüler karsinomu |
lobule | (anat) lopcuk |
local | (f) lokal anestetikler, |
local-regional recurrence | (onk) lokal-bölgesel nüks |
localization marks | (rt) radyoterapi uygulamadan önce hastanın hareketsiz kalması ve ışın alanlarının merkezlerini belirtmek için cilt üzerine konulan işaretler |
lomustine, CCNU | (f, onk) bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
longitudinal | uzunlamasına, uzunluğuna |
loop | ilmik, halka |
lorazepam | (f) bir anksiyolitik ilaç |
lumbar | (anat) bel ile ilgili, |
lumbar myelopathy | lomber ponksiyon; bel vertebraları arasından girilerek beyin-omurilik sıvısının bir miktar alınması |
lumbosacral | (anat) lumber ve sakral bölgeye ait, |
lumbosacral canal | (anat) lumbosakral kanal, |
lumbosacral plexopathy | lumbosakral pleksopati |
lumen | (anat) tüp şeklindeki organın içindeki boşluk |
lump | (onk) yumru, küçük kitle |
lumpectomy | (c, onk) lampektomi; erken evreli ve küçük meme kanserinde tümörlü dokunun lokal olarak çıkarılması |
lung | (anat) akciğer, |
lung cancer | akciğer nodülleri |
lupus erythematosus | lupus eritematozus hastalığı |
lupus nephritis | lupus nefriti |
luteinizing hormone | luteinize edici hormon |
luteinizing hormone-releasing hormone | luteinize edici hormonu salgılatan hormon |
lymph | (anat) lenf bezi (leri) , |
lymph node chains | (c) lenf bezi ve yollarının cerrahi yöntemle çıkarılması, |
lymph node drainage | lenf bezi drenajı |
lymphadenectomy | (c) lenf nodu rezeksiyonu |
lymphadenitis | lenfadenitis; lenf bezi iltihabı |
lymphadenopathy | patolojik sebeble büyümüş lenf nodu |
lymphangioendothelioma | (onk, pat) lenfanjiyoendoteliyoma |
lymphangiography | (r) lenfanjiyografi; lenf yolları ve lenf bezlerinin görüntülenmesi |
lymphangioma | (onk, pat) lenfanjiyoma |
lymphangiosarcoma | (onk, pat) lenfanjiyosarkom; lenfatik sistemden kaynaklanan habis yumuşak doku tümörü |
lymphangitis carcinomatosis | (onk, pat) lenf yollarının karsinomla tutulması |
lymphatic | (anat) lenf bezi, |
lymphatic metastasis | (anat) lenf damarları |
lymphedema | lenfödem |
lymphoblast | lenfoblast |
lymphoblastic leukemia/lymphoma | (onk, pat) lenfoblastik lösemi/lenfoma |
lymphocyte | lenfosit |
lymphocytic infiltration | lenfositik infiltrasyon |
lymphocytic leukaemia | (onk) lenfositik lösemi |
lymphocytic lymphoma | (onk) lenfositik lenfoma |
lymphoepithelial carcinoma | (onk, pat) lenfoepitelyal karsinom |
lymphoepithelioma | (onk, pat) lenfoepitelyoma |
lymphography | (r) lenfografi |
lymphoid | (pat) lenfoid hiperplazisi, |
lymphoid irradiation | (rt) lenfatik dokuların ışınlanması, |
lymphoid tissues | (anat) lenfoid dokular |
lymphoma | (onk, pat) lenfoma |
lymphopenia | kanda lenfosit sayısının düşüklüğü |
lymphoproliferative disorders | lenfoproliferatif sistem hastalıkları |
lymphoscintigraphy | (nt) lenf yolları ve lenf bezlerinin izotop madde verilerek görüntülenmesi |
Lynch sendrome | Lynch sendromu |
lysis | lizis; hücrelerin eriyip yok olması |
M component (spike) | tek klon artışı |
M-VAC therapy | (f, onk) bir kombine kemoterapi rejimi |
MACOP-B chemotherapy | (f, onk) non-hodgkin lenfomalarda kullanılan bir kombine kemoterapi rejimi |
macro- | önek; büyük, büyümüş, iri |
macroadenomas | (onk) makroadenomlar |
macrocephaly | makrosefali |
macroglobulinemia | (onk) ağırzincir (IgM) artış hastalığı |
macroglossia | büyük dil |
macrophage | makrofaj; büyük mononükleer fagosit, histiyosit |
macula | leke, nokta |
macular degeneration | maküler dejenerasyon |
maculopathy due to irradiation | (rt) ışınlama sonucu gelişen makülopati |
magnetic | (fiz) manyetik, |
magnetic field | (fiz) manyetik alan, |
magnetik resonance imaging, MRI | (r) manyetik rezonans görüntülemesi |
magnetron | (rt) lineer hızlandırıcılarda katoddan fırlatılan elekronu hızlandırmak için radar dalgası üreten cihaz |
mal | hatalı emilim |
malar | elmacık kemiği |
malaria | sıtma |
malformation | malformasyon; kusurlu teşekkül |
malignancy | habaset, habis, habis tümör |
malignant | malign; habis, kötü huylu, |
malignant fibrous histiocytoma | (onk, pat) habis bir yumuşak doku tümörü, |
malignant hypercalcaemia | (onk, pat) habis melanom, |
malignant mixed müllerian tumor | (onk, pat) habis , karışık, mülleriyan tümör |
malignant mixed tumours of salivary gland | (onk, pat) habis karışık tükürük bezi tümörleri, |
malignant neoplasm | (onk, pat) habis periferik sinir kılıfı tümörleri, |
malignant rhabdoid tumor | (onk, pat) habis bir yumuşak doku (kas) tümörü, |
malignant schwannoma | (onk, pat) habis sinir kılıfı tümörü |
malleus | (anat) ortakulaktaki çekiç kemiği |
malnutrition | beslenme bozukluğu |
malposition | malpozisyon |
malpractice | (tıb) hatalı hekimlik sanatı veya uygulama |
MALT lymphoma | (onk) MALT lenfoması; Özellikle mide de görülen bir lenfoma tipi |
mammalgia | meme ağrısı |
mammalian cell cycle | memeli hücre siklüsü, |
mammalian cells | memeli hücresi sağkalımı |
mammarial | mamaryal; memeliye ait |
mammary duct ectasia | meme-süt kanalı genişlemesi |
mammary lymph nodes | sternumun her iki tarafında bulunan ve memenin mediyal lenf yollarının döküldüğü lenf bezleri grubu |
mammo- | önek; meme |
mammography | (r) mamografi; memenin direkt grafisi |
Manchester interstitial/intracavitary brachytherapy system | (rt) Manchester brakiterapi sistemi ve ekolü |
mandible | (anat) mandibula; alt çene kemiği |
mandibular nerve | (anat) mandibüler sinir |
mandibulectomy | (c) alt çene kemiğinin cerahi yolla çıkarılması |
mandibulotomy | (c) mandibulotomi; mandibulanın kesilmesi |
mantle cell lymphoma | (onk, pat) mantle hücreli lenfoma |
mantle field irradiation | (rt) Hodgkin veya lenfomalarda uygulanan kolsuz manto şeklinde ışın alanı |
marker | tümör işaretleyicisi, belirteç |
marrow | ilik |
mass | kitle |
massive | massif; kitlesel |
mastectomy | (c) mastektomi; memenin cerahi olarak çıkartılması |
mastitis, plasma cell | (pat) memenin plazma hücreli mastitisi |
mastoid | (anat) mastoid; mastoid kemiğine ait |
mastoidectomy | (c) mastoid kemiğinin cerrahi yolla çıkarılması |
maternal | anneliğe ait |
maternity | analık |
matter | madde |
mature | olgun |
maxilla | (anat) üst çene kemiği |
maxillary antrum | (anat) maksiller antrum |
maxillary sinus | (anat) maksiller sinüs, |
maxillary sinus carcinoma | (onk) maksiller sinüs karsinomuy |
maxillectomy | (c) maksillektomi; üst çene kemiğinin cerahi yolla çıkartılması |
maximum | maksimum; en çok |
MDR1 gene | MDR1 geni; direnç geni |
mean | ortalama gradiyent |
MeCCNU | (f, onk) bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
mechanism of action | etki mekanizması, etki yolu |
mechlorethamine | (f, onk) nitrojen mustard; bir kemoterapötik ajan (alkilleyici bir stostatik) |
median | medyan; orta, orta değer |
mediastinal | (r) mediyastinal ışınlama, |
mediastinal large B-cell lymphoma | (onk, pat) mediyastinal büyük B-hücreli lenfoma, |
mediastinal lymph nodes | (anat) mediyastinal lenf bezleri, |
mediastinal neoplasms/tumors | mediyasten neoplazmaları/tümörleri |
mediastinitis | mediyasten iltihabı |
mediastinoscopy | mediyastenin skopik olarak incelenmesi |
mediastinotomy | (c) mediyastenin cerahi olarak açılması |
mediastinum | (anat) mediyasten |
mediate | hücre aracılığıyla |
medical | tıbbi bakım |
medicine | ilaç, tıp ilmi |
meditation | meditasyon |
medroxyprogesterone acetate | (f) medroksiprogesteron asetat; anabolizan |
medulla | (anat) ilik, |
medullary carcinoma of thyroid | (onk, pat) tiroid bezinin medüller kanseri |
medulloblastoma | (onk, pat) medülloblastom; habis bir beyin tümörü |
mega- | önek; büyük |
megakaryocytes | megakaryositler |
megalo- | önek; büyük, aşırı derecede büyük |
megalomania | megalomani; büyüklük kuruntusu |
megavitamin therapy | çok yüksek doz vitamin verilerek yapılan tedavi |
megavoltage beams | (rt) megavoltaj potansiyel farkında üretilen X-ışınları |
megavoltage equipment | (rt) yüksek voltajda çalışan cihaz |
megestrol acetate | (f) megestrol asetat; bir progestron türevi |
Meibomian gland carcinoma | (onk, pat) gözdeki Meibom bezlerinden kaynaklanan kanser |
Meigs syndrome | (onk) Meigs sendromu; over fibroması, asid, plevral efüzyonla kendini gösteren bir sendrom |
melanin | melanin |
melanoblast | melanoblast; melanositleri doğuran hücre |
melanocyte | melanosit; melanin içeren hücre |
melanoma | (onk, pat) melanom; derinin melonosit hücrelerinden kaynaklanan habis bir tümörü, |
melanoma-associated antigen | (onk, pat) habis (malign) melanom |
melanosis | göz melanozisi |
melena | melena |
melphalan (alkeran) | (f, onk) melfalan; bir kemoterapötik ajan (bir alkilleyici sitostatik) |
membrane | (ef) membran potansiyeli, transmembran potansiyeli |
memory | hatırlama problemleri |
men | erkek (cinsiyet) |
MEN (Multiple Endocrine Neoplasia Syndromes, type 1) | (onk) tip 1 mültipl endokrin tümör sendromu |
MEN (Multible Endocrine Neoplasia Syndromes, type 2) | (onk) tip 2 mültipl endokrin tümör sendromu |
menarch | menarş, ilk adet |
meningeal | meninjiyal hastalık, |
meningeal leukemia | (onk) meninjiyal lösemi, |
meningeal sarcoma | (onk) meninjiyal sarkom |
meningioma | (onk, pat) meninjiyom; bir çeşit merkezi sinir sistemi tümörü |
meningitis | (onk, pat) meninkslerin yoğun bir şekilde kanserle tutulumu |
meningocele | meningosel |
meningomyelocele | meningomiyelosel |
meno- | önek; ay hali ile ilgili |
menolipsis | kadında menstruasyonun kesilmesi |
menopause | menopoz; kadında, genellikle 46-50 yaşlar arasında menstruasyonun kesilmesi; |
menostasis | kadında menstruasyonun kesilmesi, menopoz |
menses | ay hali, aybaşı, kadınların genital traktüsten aylık kanaması; bkz |
menstrual | ay hali kanaması; kadında, üretken çağ boyunca ve gebelik dönemleri dışında, yaklaşık her dört haftada bir, birkaç gün süren periyodik, fizyolojik uterus kanaması |
menstruation | |
mental | akılsal durum değişiklikleri |
mentum | (anat) çene |
meperidine | (f) meperidin; bir opioid (morfin) derivesi |
mercury | cıva |
Merkel cell carcinoma | (onk, pat) cildin Merkel hücreli cilt karsinomu |
mesenchymal | (onk, pat) mezenkimal kondrosarkom; habis bir kıkırdak doku tümörü, |
mesenchymal tumors | mezenkimal tümörler |
mesenchymoma, malignant | (onk, pat) habis mezenkimoma |
mesenteric | (anat) mezanter arteri |
mesna | (f, onk) mesna; oksazofosforin grubu sitostatiklerin yaptığı ürolojik yan etkileri gideren üroprotektör ajan |
mesodermal | (onk, pat) endometriyumun mezodermal tümörü |
mesonephroid tumors | (onk, pat) mezonefroid tümörler |
mesothelioma | (onk, pat) mezotelyoma; akciğer, abdomen veya perikardı saran zardan kaynaklanan bir tümör |
mesothelium | (anat) mezotelyum; mezotel |
Messenger ribonucleic acid, mRNA | haberci RNA, mRNA |
meta- | önek; değişmiş |
metaanalysis | metaanaliz |
metabolic | metabolik terapiler |
metabolism | metabolizma |
metaplasia | metastatik hastalık |
metastasis | metastaz; kanserin yayılması |
metatarsus | (anat) ayak tarağı |
methadone | (f) metadon; bir opoid (morfin) türevi |
methoclopramide | (f) metoklopramid; bir antiemetik (kusma önleyicisi) ilaç |
methotrexate | (f, onk) metotreksat; bir kemoterapötik ajan (antimetabolit sitostatiği) |
methotrimeprazine | (f) metotrimeprazin; bir fenotiazin derivesi |
Methyl chlorethyl-cyclohexyl-nitrosourea, methyl-CCNU, (semustine) | (f, onk) bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
methylphenidate | (f) metilfenidat; bir merkezi sinir sistemi uyarıcısı |
metronidazole | (f) metronidazol |
MI | bkz myocardial infarction |
micro-, micr- | mikro-, küçük; herhangi bir ölçü biriminin milyonda birini anlatmak üzere birim sözcüğünün başına gelen önek |
microadenoma | mikroadenom; hipofiz bezinde bir cm. den küçük adenom |
microalbuminuria | mikroalbüminüri |
microanalysis | mikroanaliz; çok küçük miktarda materyel ile yapılan tahlil |
microangiopathy | mikroanjiyopati; kapiller damar hastalığı |
microcalcification | mikrokalsifikasyon |
microcephaly | mikrosefali; baş ve beynin anormal derecede küçük olması hali |
microcoria | mikrokori; küçük pupilla |
microcurie | (nt, rt) mikroküri; bir küri in milyonda biri |
microcyte | mikrosit; çapı 5 mikron veya daha küçük eritrosit |
microdactylia | mikrodaktili; el ve ayak parmaklarının anormal derecede küçük olması hali |
microinvasive carcinoma | (pat) mikroinvazyon gösteren karsinom |
microneurosurgery | (c) mikrocerrahi |
microorganism | mikroorganizma; bakteriler, spriller, riketsiyalar, virüsler, mantarlar ve mikroparazitler gibi ancak mikroskopla görülebilecek canlı organizmalar |
microscope | mikroskop |
microsecond | mikrosaniye; saniyenin milyonda biri |
microsurgery | (c) mikrocerrahi; özel mikroskoplar kullanılarak yapılan cerrahi girişim |
microwave | (fiz) mikrodalga; bin ile otuz bin megahertz arasında titreşimi olan elektromanyetik dalga, uzunluğu bir milimetreden bir metreye kadar değişebilen elektromagnetik dalga |
microwave applicator, for hyperthermia | hipertermi tedavisi için mikrodalga (ısı) aplikatörleri |
micturation | miksiyon; idrar çıkarma, işeme |
mid- | önek; orta, ortadaki |
midbrain tumors | ortabeyin tümörleri |
middle | orta kulak tümörleri |
midjugular lymph nodes | (anat) orta boyun ön lenfatik zincirde bulunan lenf bezleri |
midsternum | sternum ortası |
migraine | migren; yarım başağrısı |
migration | migrasyon; göç, yerdeğiştirim |
millicurie, mCi | (nt, rt) miliküri; bir kürinin binde biri |
millisecond | milisaniye; saniyenin binde biri |
millivolt | (fiz) milivolt; volt n binde biri |
mineral oils | mineral yağlar |
mini- | önek; kısa, küçük |
minimum | (rt) minimum tümör dozu |
mirtazapine | (f) mirtazapin; yeni kuşak bir antidepresan |
mis- | önek; yanlış, kötü, hatalı |
misadministration | (onk, rt) hatalı ilaç veya radyoterapi uygulama |
misonidazole | (f) mizonidazol |
mithracin (plicamycin) | (f, onk) mitrasin; bir akilleyici sitostatik |
mithramycin | (f, onk) mitramisin; bir alkilleyici sitostatik |
mitochondrium | mitokondriyum |
mitomycin C | (f, onk) mitomisin C; bir kemoterapötik ajan (alkilleyici sitostatik) |
mitosis | mitoz |
mitotic index | (onk) mitotik indeks |
mitoxantrone | (f, onk) mitoksantron; bir antibiyotik grubu sitostatik |
mitral atresia | mitral atrezi |
mitral incompetence | mitral yetersizliği |
mitral insufficiency | mitral yetersizliği |
mitral stenosis | mitral stenozu; mitral darlığı |
mitral valve replacement | mitral kapağı replasmanı |
mixed mesodermal tumor of ovary | (onk, pat) overin miks mezodermal tümörü |
mixed müllerian tumor of endometrium/ovary/salivary gland | (onk, pat) endometriyum/over/tükürük bezinin miks mülleriyan tümörü |
mixed tumors | birden fazla histoloji içeren tümörler |
MLL gene | MLL geni, lökomojenik translokasyon geni |
model | moderatör; ikiden fazla konuşmacının katıldığı bilimsel toplantıda konuşmaların düzenli bir şekilde gidişini sağlıyan toplantı yöneticisi |
modification | modifikasyon; değiştrim |
modulators, biologic | biyolojik modülatörler |
Mohs technique, micrographic surgery | (c) deri tümörlerinin tedavisinde kullanılan bir cerrahi teknik |
molar | azı dişi |
mold therapy | (rt) bir çeşit brakiterapi; kalıp üzerine radyoaktif madde konarak yapılan tedavi |
mole | molekül |
molecular biology | moleküler biyoloji |
molecular genetic | (g) moleküler genetik |
moniliasis, oral cavity radiotherapy | oral kavite ışınlaması sırasında görülen mantar infeksiyonu |
monitor unit | (rt) monitör ünitesi |
monitoring | monitörde izleme, gözleme |
mono- | önek; tek, bir |
monoamine oxidase inhibitors | (f) monoaminoksidaz inhibitörleri; bir antidepresan ilaç grubu |
monochromatic | tek renkli |
monoclonal antibodies | monklonal antikorlar; bir tür klona yönelik geliştirilen antikorlar |
monoclonal gammopaty | monoklonal gamopati; bir tür antikor klonunun çoğaldığı durum, hastalık |
monocytosis | monositoz; kanda monositlerin artışı |
MOPP chemotherapy | (f, onk) Hodgkin hastalığında kullanılan bir kombine kemoterapi rejimi |
MOPP-ABVD chemotherapy | (f, onk) Hodgkin hastalığında kullanılan bir kombine kemoterapi rejimi |
morbidity | morbidite, 1. Hasta bulunma hali, 2. Belirli bir toplum kesiminde bir hastalığın sıklık oranı |
morphea basal cell carcinoma | (onk, pat) bir bazal hücreli karsinom tipi |
morphine | (f) morfin, opoidlerin prototipi |
morpho- | önek; şekil, biçim |
morphology | morfoloji |
mortality | mortalite; ölüm oranı; belirli bir toplum kesiminde belirli bir zaman diliminde ölümlerin bütün popülasyona oranı, |
mortality rate | mortalite (ölüm) oranı; belirli bir hastalıktan ölenlerin tüm hastalığa yakalanmış olanlara oranı |
motor neurone disease | motor-nöron hastalığı, |
motor neurone weakness | (anat) ağız, |
mouth hygiene | ağız yıkama |
MRI, magnetik resonanse imagining | (r) manyetik rezonans görüntüleme işlemi |
mRNA, messenger ribonucleic acid | haberci RNA, mRNA |
MTX | (f, onk) bkz methotrexate |
mucin gland | (anat) müsin salgılayan bez |
mucinous carcinoma | (onk, pat) müsinöz karsinom |
mucinous invasive tumors, ovarian | (onk, pat) over kaynaklı invaziv müsinöz tümörler |
mucocele | (pat) mukosel |
mucoepidermoid carcinoma/cancer | (onk, pat) mukoepidermoid kanser |
mucopolysaccharides | mukopolisakkaridler |
mucosa | (anat) mukoza; bazı iç organların iç yüzünü kaplayan tabaka |
mucositis | (onk, rt) mukozit; mukozanın radyasyon, kemoterapi veya diğer ajanlarla hasara uğratılması sonucu gelişen yangısal reaksiyonu ve mukoza iltihabı |
mucous gland carcinomas/tumors | (onk, pat) müköz bez kanserleri/tümörleri |
mucous membrane | (rt) radyoterapi sonrası gelişen müköz membran reaksiyonu |
mucus | sümük, balgam gibi |
multi-, multus | önek; çok- |
multidrug resistance | (f, onk) birçok ilaca karşı direnç gelişimi |
multidrug resistance protein, MRP | multidrag direnç proteini; birden fazla ilaca gelişen direnç protein geni |
multifocal | çok odaklı |
multiform | çok şekilli, çok biçimli |
multigravida | mültigravid; iki veya daha fazla defa gebe olan kadın |
multileaf collimator | (rt) çok yapraklı kolimatör |
multimodal therapy | multimodal (birden fazla tedavi yöntemlerini içeren) tedavi |
multipara | mültipar; birden fazla doğum yapmış kadın |
multiple myeloma | (onk, pat) mültipl miyelom; bir plazma hücre kanseri, |
multiple nevoid basal cell carcinoma syndrome (Gorlin syndrome) | (onk, pat) mültipl nevoid bazal hücreli karsinom sendromu, |
multiple, multiplex | (onk) mültipl endokrin neoplazi sendromu; birden fazla endokrin tümörü içeren klinik tablo, |
mural | müral trombüs; genellikle kalp boşluklarından biri içinde duvara yapışık bir haldeki trombüs |
murmur | sufl; üfürüm |
Murphy Staging System for Childhood Non- Hodgkin Lymphoma | (onk) Çocukluk çağı Hodking dışı lenfoma için Murphy Evreleme Sistemi |
muscle | (anat) kas, adale, |
muscularis propria | muskülaris propiya; mukozanın altındaki tabaka |
musculoskeletal disorders | kas-iskelet sistemi hastalıkları |
musculoskeletal system | kas-iskelet sistemi |
Musculoskeletal Tumor Society Staging System | (onk) Kas iskelet Tümörleri Cemiyeti Evreleme Sistemi |
mustard gas | (f, onk) mustard gazı |
mustine | bkz nitrogen mustard |
mutagen | (g) mutajen; mutasyona yol açabilen kimyasal veya fiziksel etken |
mutagenesis | (g) genetik mutasyona yol açma olayı |
mutagenic | (g) mutajenik; genetik mutasyona yol açan |
mutamycin | bkz mitomycin C |
mutation | (g) mutasyon; gen değişimi |
myalgia | kas ağrısı |
myasthenia gravis | myastenia gravis; bir çizgili kas hastalığı |
myasthenic syndrome | miyastenik sendrom |
myc oncogene | myc onkojeni |
mycetes | son ek; mantar |
mycobacterial infections | mikobakteriyal infeksiyonlar |
mycobacterium smegmatis | penis tümörü etyolojisinde rol oynayan bir tür mikroorganizma |
mycosis | (onk, pat) cildin T-hücreli lenfoması |
mycotic aneurysm | mikotik anevrizma |
myelitis | (onk, rt) miyelit; medulla spinalisin hasarı veya iltihabı, |
myelitis, radiation-induced | (rt) radyasyon sonucu gelien omurilik hasarı |
myeloblastic leukemia | (onk) miyeloblastik lösemi |
myelocytic leukemia | (onk) miyelositik lösemi |
myelodysplastic syndromes | myelodisplastik sendromlar |
myelofibrosis | Myelofibroz |
myelography | (r) miyelografi |
myeloid | miyeloid, |
myeloid leukaemia | (onk) miyeloid lösemi |
myeloma kidney | mültipl myelom hastalığının böbreği tutması |
myeloma, multiple | (onk) mültipl myeloma, |
myelomonocytic leukemia | (onk) miyelomonositik lösemi |
myelopathy, radiation-induced | (rt) radyasyon sonucu olan omurilik hasarı |
myelophthisic anemia | miyelofitizik anemi; kanserin kemik iliğini tutması nedeniyle gelişen anemi |
myeloproliferative disorders | miyeloproliferatif hastalıklar |
myelosuppression | miyelosüpresyon; kemik iliğinin çalışmasının engellenmesi |
myelotomy | (c) miyelotomi; bir çeşit omurilik operasyonu |
myleran | bkz busulphan |
mylohyoid muscles | (anat) milohiyoid kasları |
myo- | önek; adele, kas |
myoblastoma | (onk, pat) miyoblastom; dil, larinks ve mesanede görülen yumuşak dokunun granüler hücre tümörü |
myocardial disorders | miyokard hastalıkları |
myocardial infarction | miyokard infarktüsü |
myocardial ischemia | miyokardiyal işkemi |
myocardial tumors | miyokard tümörleri |
myocarditis | miyokard iltihabı |
myocardium | (anat) kalp kası |
myocutaneous flaps | miyokütanöz flepler |
myocyte | Miyosit |
myoepithelioma of salivary gland | (onk, pat) tükürük bezinin myoepitelyoması |
myofibril | miyofibril; kas lifi |
myofibroma | (onk, pat) miyofibrom |
myofibrosis | Miyofibrozit |
myoma | (onk) miyom, bir çeşit düz kas tümörü |
myometrial invasion of endometrial carcinoma | (onk, pat) endometriyal karsinomun miyometriyum invazyonu |
myometrium | (anat) miyometriyum; uterusun kas tabakası |
myopathy | miyopati; bir çeşit kas hastalığı |
myopia | miyop; uzağı iyi göremeyen kimse |
myosin | miyozin; kas dokusu içinde bulunan ve aktin ile etkileşerek kasın kasılma ve gevşemesini sağlayan protein parçacığı |
myositis ossificans | (pat) miyozitis ossifikan |
myotonia | miyotoni; kasların kasılmış hali |
myxosarcoma, of soft tissue | (onk, pat) yumuşak dokunun miksosarkomu |
N-metyhyl-D-aspartate (NMDA) receptor antagonists | (f) N-metil-D-aspartat (NMDA) reseptör antagonistleri; bir tür analjezik ilaç grubu |
N-myc oncogenes | N-myc grubu onkojenler |
N-nitroso compounds | (k) içeriğinde N- nitroz bulunan bileşikler |
nabilone | (f) sentetik kannabinoid |
nail bad tumors | tırnak yatağı tümörleri |
naloxone | (f) nalokson; morfinin tipik antagonisti olan ilaç |
nano- | önek; çok küçük, bilyonda bir |
naproxen | (f) bir analjezik ilaç |
narcotic analgesic | (f) morfin türü ağrı kesicilere verilen genel isim |
nares | (anat) burun delikleri |
nasal | (anat) burun boşluğu, |
nasal cavity tumors/cancers | (anat) burun boşluğu, |
nasal obstruction | burun tıkanıklığı, |
nasal septum | (anat) burun septumu, |
nasal septum carcinoma | (onk, pat) nazal T hücreli lenfoma, |
nasal vestibule | (anat) burun vestibülü, |
nasal vestibule lesions | burun vestibülü lezyonları |
nasofrontal | burun ile alın bölgesine ait |
nasogastric catheter | nazogastrik kateter |
nasolacrimal duct and sac | (anat) gözyaşı bezi kanalı ve kesesi |
nasopharyngeal cancer/carcinoma | (onk, pat) nazofarenks kanseri/karsinomu |
nasopharyngoscopy | nazofarinksin endoskopik tetkikine yarıyan görüntüleme aygıtı |
nasopharynx | (anat) nazofarinks, |
nasopharynx cancer | nazofarinks kanseri |
natality | doğum oranı |
National Cancer Information Center, NCIC | (onk) Ulusal Kanser Bilgilendirme Merkezi |
National Cancer Institute, NCI | (onk) Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü |
National Center for Health Statistics | Amerikan Ulusal Sağlık İstatistik Merkezi |
National Coalition of Cancer Survivorship | Amerikan Ulusal Kanserle Yaşıyanlar Birliği |
National Comprehensive Cancer Network | (onk) Amerikan Ulusal Gelişmiş Kanser Ağı |
National Wilms Tumor Study Group, NWTSG | (onk) Amerikan Ulusal Wilms Tümörü Çalışma Grubu |
natrium | (k) sodyum |
natriuresis | natriürezis |
natriuretic | (f) natriüretik |
natulane | bkz procarbazine |
natural history | doğal katil hücreler |
nausea | bulantı ve kusma |
navelbine (vinorelbin) | (f, onk) navelbin (vinonelbin) ; bir mitotik ağ inhibitörü olan sitostatik |
neck | (anat) boyun, |
neck dissection | (c) boyun disseksiyonu, |
neck irradiation | (rt) boyun ışınlaması, |
neck lymph nodes | (anat) boyun lenf bezleri, |
neck pain | boyun bölgesi tümörleri/kanserleri |
necrosis | nekroz; doku ölümü |
necrotizing enterocolitis | nekrotize enterokolit |
needle biopsy | iğne biyopsisi |
nefazodone | (f) nefazodon; yeni bir tür antidepresan ilaç |
Nelson syndrome | Nelson sendromu |
neo- | önek; yeni |
neoadjuvant chemotherapy | (onk) cerrahi öncesi kemoterapi uygulanması |
neoangiogenesis | neoanjiyogenez; tümörün geliştirildiği yeni damar oluşumu |
neobladder reconstruction | (c) yeni mesane yapılması operasyonu |
neomycin | (f) neomicin; bir çeşit antibiyotik |
neon ion irradiation | (rt) neon iyonları ile ışınlama |
neoplasia | neoplazi, ur gelişmesi |
neoplasm | neoplazma, ur, anormal yeni bir büyüme |
neoplastic | neoplastik; ursu, ur yapısında |
neovascularization | yeni damarlanma |
nephrectomy | (c) nefrektomi; böbreğin cerrahi yolla çıkarılması |
nephritic | böbreğe ait |
nephritis | nefrit; böbrek iltihabı |
nephroblastoma | (onk, pat) nefroblastom; bir böbrek tümörü |
nephrolithiasis | böbrek taşları |
nephroma, congenital mesoblastic | (onk) konjenital mezoblastik nefroma, bebeklerde görülen bir tür böbrek kaynaklı tümör |
nephropathy | nefropati; böbrek rahatsızlığı, böbrek hastalığı |
nephrotic syndrome | nefrotik sendrom |
nephrotoxicity | nefrotoksisite; böbrek toksisitesi |
nephroureterectomy | (c) böbrek ve üreterin cerrahi yolla çıkarılması |
nerve | sinir ileti çalışmaları, |
nerve graft | (onk) sinir kılıfı sarkomu, |
nerve sheat tumors | (onk) sinir kılıfı tümörleri |
nervous | sinir sistemi |
neural | (onk) nöral tepe tümörleri, |
neural conduction | sinir dokusu |
neuralgia | nevralji; sinir ağrısı |
neurasthenia | nevrasteni; ileri derecede yorgunluk, güçsüzlük, uykusuzluk, iştahsızlık, bellek zayıflaması, depresyon gibi semptomlar gösteren sinir sistemi hastalığı |
neuraxis seeding | (onk) omurilik, beyin ve filum terminale de ekilme şeklinde metastatik yayılım |
neurilemmoma | (onk, pat) bir sinir dokusu tümörü |
neurinoma | (onk, pat) nörinom; bir sinir dokusu tümörü |
neuritis | sinir iltihabı |
neuroblastoma | (onk, pat) nöroblastom; çoçukluk çağında görülen otonom sinir sistemi tümörü |
neurocardiogenic syncope | nörokardiyojen senkop |
neurocutaneous syndromes | nörokutanöz sendromlar |
neurocytoma | (onk, pat) nörositoma; sinir sisteminde subepandimal matriks hücrelerinden kaynaklanan tümör |
neuroectodermal tumors | (onk) Fetüsün nöroektoderm yaprağından kaynaklanan kötü differansiye embriyonal tümörler |
neuroendocrine small cell carcinomas | (onk, pat) nöroendokrin küçük hücreli karsinomlar |
neuroendocrine tumors/carcinomas | nöroendokrin tümörler/karsinomlar |
neuroepithelial tumor | (onk, pat) glial hücrelerden veya prekürsörlerinden kaynaklanan tümör |
neurofibroma | (onk, pat) nörofibrom; kraniyal ve periferik sinirlerden kaynaklanan bir çeşit tümör |
neurofibromatosis | yaygın nörofibromlarla oluşan hastalık |
neurofibrosarcoma | (onk, pat) nörofibrosarkom; bir çeşit habis tümör |
neurogenic pain | nörojenik (sinirsel) ağrı |
neurogenic sarcoma | (onk, pat) nörojenik sarkom; bir çeşit nöral kaynaklı sarkom |
neurogenic tumors | nörojenik tümörler |
neuroglial cells | nörohormonal aktivasyon |
neurohypophysis damage | nörohipofiz hasarı |
neuroleptics | (f) nöroleptik; fenotiazin grubu antipsikotik ilaç |
neurologic | (onk, pat) akustik nörinom; işitme sinirinden kaynaklanan bir tümör |
neuromuscular blocking agents | kas sinir blokaj yapan ajanlar |
neuron-specific enolase | nöron spesifik enolaz |
neuropathic pain | nöropatik ağrı |
neuropathology | sinir sistemi patolojisi |
neuropathy | nöropati |
neuropsychologic alterations after radiotherapy | (rt) radyoterapi sonrası gelişen nöropsikolojik değişiklikler |
neuropsychologic deficits, with cranial radiotherapy | (rt) kraniyal radyoterapi sonrası gelişen nöropsikolojik bozukluklar |
neurosarcoma | (onk, pat) nörosarkom |
neurosis | nöroz; nevroz |
neurosurgery | beyin-omurilik cerrahisi |
neurosurgery | beyin cerrahisi |
neurotic | nevrozlu; sinir hastalığı olan |
neurotomy | (c) nevralji tedavisi için yapılan bir ameliyat |
neurotoxicity | nörotoksisite |
neutral | (fiz) nötral |
neutron | (fiz) nötron, |
neutron beam irradiation | (rt) nötron ışınlaması |
neutron capture therapy | (rt) bir çeşit nötron tedavisi, |
neutropenia | (rt) radyasyon sonucu gelişen nötropeni |
neutrophilia | nötrofili; kanda nötrofil hücrelerinin artması |
nevoid basal cell carcinoma syndrome | (onk) nevoid bazal hücre karsinom sendromu |
nevus, çoğul nevi | (pat) nevüs; selim yapılı deri tümörü, ben |
newborn | yenidoğan, yenidoğmuş |
nickel | (k) nikel (maden) |
nicotine | nikotin içeren ve deriye uygulanan flaster |
night sweats, in Hodgkin disease | (onk) Hodgkin hastalığında gece terlemeleri |
nipple | (anat) meme başı |
nitrate | (k) azot, |
nitrogen mustard | (f, onk) nitrojen mustard; hardal gazı, bir tür alkilleyici sitostatik |
nitroimidazoles | (f) nitroimidazoller |
nitrosamines | nitrozaminler; nitratlardan midede oluşan ve kanser oluşumuna yol açtığı düşünülen bileşikler |
nitrosoureas | (f, onk) nitrozüreler, bir tür alkilleyici sitostatikler |
NMDA receptor antagonists | (f) bir tür ağrı kesici özelliği olan ilaçlar |
nociceptor | nosiseptör; ağrı reseptörü |
nocturia | noktüri; gece idrara kalkma |
nocturnal | noktürnal; geceye ilişkin, gece oluşan |
nocturnal angina | noktürnal anjin; geceleri gelen angina |
nocturnal dyspnea | noktürnal dispne; gece dispnesi |
node, nodus | düğüm |
nodular melanoma | (onk, pat) nodüler melanom |
nodule, nodulus | düğüm, nodül |
nomenclature | nomenklatür; 1. Bilim veya sanat alanında kullanılan isimlerin oluşturduğu bir sistem; 2. Taksonomik bir sınıflamada yer alan organizma türlerine ve gruplarına ad verme işlemi |
nominal standard dose, NSD | (rt) nominal standart doz |
non- | önek; gayri-, -siz |
non-Hodgkin lymphoma | (onk, pat) Hodgkin dışı lenfoma |
non-invasive | invazif olmayan, kansız |
non-small cell lung cancer | (onk, pat) küçük hücreli olmayan akciğer kanseri |
nonhypoxic cell sensitizers | (onk, rt) hipoksik olmayan hücreleri hassaslaştıran ajanlar |
nonpolyposis colorectal cancer | (onk) polip içermeyen bağırsak kanseri |
nonsealed radionuclide therapy | (nt, rt) kapatılmamış radyoaktif madde ile yapılan tedavi |
nonseminomas | (onk, pat) seminom dışı olan testis tümörleri |
nonsteroidal anti-inflammatory drugs, NSAIDS | (f) steroid yapıda olmayan iltihap önleyici ilaçlar |
norepinephrine | (f) norepinefrin; noradrenalin |
normeperidine | (f) normeperidin; meperidin (bir opoid) adlı ilacın metaboliti |
northern blot hybridization | hücrelerden RNA ekstrakisyonu yaparak anormal gen ekspreyonun sağlanması tekniği |
nortriptyline | (f) nortriptilin; bir tür trisiklik antidepresan grubu ilaç, antidepresif ilaç |
nose | (anat) burun, |
nose tumors | burundan kaynaklanan tümörler |
nostril | (anat) burun deliği |
novocain | (f) novokain; lokal anestezide kullanılan bir ilaç |
NSAIDs | (f) Nonsteroidal Antiiflammatory Drugs, steroid yapıda olmayan iltihap önleyici ilaçlar |
nuclear | nükleer, |
nuclear cardiology | nükleer tıp, |
nuclear reaction | nükleer reaksiyon |
Nuclear Regulatory Commission | Nükleer madde veya iyonizan ışınların kullanımı ile ilgili düzenlemeleri yapan komisyon |
nucleotides | nükleotidler |
nucleus | nükleus, nüve, çekirdek |
nulliparity | hemşire |
nutriment | gıda |
nutrition | beslenme, |
nutritional support | beslenme durumu |
nystagmus | nistagmus; gözün sağa sola titremesi |
oat-cell carcinoma | (onk, pat) küçük hücreli kanser |
obesity | obezite; şişmanlık |
obstruction | obstrüksiyon; darlık, tıkanıklık |
obstructive | obstrüktif üropati; idrar yollarında tıkanmaya bağlı böbrek yolları hastalığı |
occluded | tıkalı |
occlusion | obstrüksiyon; tıka (n) ma |
occlusive thrombus | tıkayıcı pıhtı veya trombüs |
occult blood in stool | dışkıda gizli kan |
occupational | mesleki riskler |
octreotide (sandostatin) | (f) octreotid; bir somatostatin analogu |
octreotide sintigrafisi | octreotidin vücuttaki tümördeki dağılımını araştıran nükleer tıp tetkiki |
ocular | oküler; göze ait, |
ocular disorders | göz ve göz çevresi tümörleri |
oculomotor nerve (CN III) | (anat) okülomotor sinir; III. Kafa çifti siniri |
odds ratio | olasılık oranı |
odontalgia | diş ağrısı |
odontogenic tumor | (onk, pat) dişe ait dokulardan kaynaklanan tümör |
odontology | diş ve diş gelişmesinden bahseden ilim |
odontoma | (onk, pat) odontoma; bir diş tümörü |
odynophagia | yutma sırasında gelişen ağrı |
oedema | bkz edema |
oesophageal carcinoma | özofagus kanseri, yemek borusu kanseri |
oesophagus | bkz esophagus, yemek borusu |
oestrogen(s) | östrojen (ler) |
oestrogen-receptor-negative/positive tumours | (onk, pat) östrojen reseptör negatif/pozitif tümörler |
Office of Alternative Medicine | Alternatif Tıp Bürosu |
oinment | merhem |
olfactory nerve (CN I) | (anat) koku siniri, I. Kafa çifti siniri |
olfactory neuroblastoma | (onk, pat) olfaktor sinirden orijin alan bir tümör |
oligoastrocytoma | (onk, pat) oligoastrositoma; bir beyin tümörü |
oligodendroglioma | (onk, pat) oligodendroglioma; bir beyin tümörü |
oligonucleotide primers | küçük nükleotidlerden oluşan yapılar |
oligospermia | oligospermi; sperm sayısının azalması |
omentectomy | (c) omentumun (karın içi yağ yastıkçığı) cerrahi yolla çıkarılması |
omentum | (anat) omentum; bağırsakları örten zar |
oncocytic carcinoma | (onk, pat) onkositik karsinom |
oncocytoma | (onk, pat) selim tipde bir parotis/tükürük bezi tümörü |
oncogenes | (onk) onkojenler; kanser yapıcı özelliği olan genler |
oncogenic virus | onkojenik virüs |
oncologist | onkoloji uzmanı |
oncology | onkoloji eğitimi |
oncotic | onkotik basınç |
oncovin | bkz vincristine |
ondansetrone | (f) ondansetron; serotonin antagonisti bir antiemetik |
oo- | önek; yumurta |
oocyte | olgunlaşmamış dişi gamet |
oophorectomy | (c) overlerin (yumurtalıkların) cerrahi yolla çıkarılması |
oophoropexy | (c) overlerin ameliyatla yerlerinin değiştirilmesi |
operating room | (c) operasyon odası |
operation | operasyon; ameliyat |
operative | ameliyata ait |
ophthalmic | göz ve çevre doku tümörleri |
ophthalmologic examination | göz muayenesi |
ophthalmopathy | oftalmopati; tiroit bezi hastalıklarında görülen göz ve orbita değişiklikleri |
ophthalmoplegia | oftalmopleji |
ophthalmoscope | oftalmoskop |
ophthalmoscopy | oftalmoskopla muayene |
opioid analgesics | (f) afyondan elde edilen analjezikler |
opioids | (f) opioidler, morfin türevi ilaçlar |
opium | (f) afyon |
opportunistic infections | fırsatçı infeksiyonlar |
optic | (anat) optik kiazma; göz sinirlerinin çaprazlaştığı sinir bölümü, |
optic fundus | (anat) gözdibi, |
optic glioma | (onk, pat) optik sinir gliyomu, |
optic nerve (CN II) | (anat) optik siniri; II. Kafa çifti siniri, |
optic nerve injuries | optik (görme) sinirin zedelenmesi, |
optic nerve sheath meningioma | (onk, pat) optik sinir kılıfı meninjiyomu, |
optic neuropathy, radiation-induced | (rt) radyasyon sonucu gelişen optik sinir hasarı (nöropati) , |
optic pathways | görme siniri yolları |
oral | ağızdan, ağıza ait, |
oral cavity | (anat) ağıziçi boşluğu, |
oral cavity cancers/tumors | (f) oral kontraseptifler; doğum kontrol hapları, |
oral disorders | (anat) ağız içi mukozası |
orbit | (anat) göz çukuru |
orbital pseudotumor | orbitadan orijin almış yalancı tümör |
orbital structures | orbital yapılar |
orbital tumors | orbital (göz ve çevresi yapılar) tümörler |
orchiectomy | (c) orşiektomi; testisin cerrahi yolla çıkarılması |
orchiopexy | (c) orşiopeksi, testisin ameliyatla normal yerine (skrotum) indirilmesi operasyonu |
orchitis | (c) organ transplantasyonu |
organic | organik çözücüler |
organism | organizma |
orifice | (anat) delik, ağız |
orofacial pain | yüz-ağız bölgesi ağrıları |
oropharyngeal cancer/carcinoma | (anat) orofarinks |
ortho- | önek; düz, doğru |
orthodontics | diş bozukluklarını düzeltme ile uğraşan diş hekimliği dalı |
orthomolecular therapy | ortomoleküler tedavi; besinlerin çok fazla miktarda alınması ilkesine dayanan tedavi biçimi |
orthopnea | ortopne |
orthostatic | ortostatik, |
orthostatic hypotension | ortostatik hipotansiyon |
orthovoltage beam | (rt) 100-500 keV enerjisinde X-ışını |
orthovoltage X-ray therapy | (rt) ortovoltaj potansiyel farkında çalışan ve X-ışını üreten tedavi ünitesi |
osseous | kemik gibi, iskeleti olan, |
osseous metastases | kemik metastazları |
ossification | kemikleşme |
osteitis, radiation-induced | (rt) radyasyon sonucu gelişen kemik iltihabı |
osteoarthropathy, hypertrophic pulmonary | (onk) akciğer hastalıkları sonucu gelişen hipertrofik osteoartropati |
osteoarthrosis | osteoartroz; eklem iltihabı |
osteoblastoma | (onk, pat) selim bir kemik tümörü |
osteoblasts | kemik yapıcı hücreler |
osteochondroma | (onk, pat) osteokondrom; selim bir kemik tümörü |
osteoclast | kemik yıkımı yapan hücre |
osteoclast-activating factors | osteoklastları uyaran faktör |
osteogenesis | kemik doku gelişimi |
osteogenic sarkoma | (onk, pat) osteojenik sarkom; habis bir kemik tümörü |
osteoid osteoma | (onk, pat) bir kemik tümörü |
osteology | (anat) osteoloji; kemik bilimi |
osteolytic lesions | osteolitik (kemik yıkımı) lezyonlar |
osteoma | (onk, pat) selim bir kemik tümörü |
osteomyelitis | kemik iliği iltihabı |
osteonecrosis | osteonekroz; kemik nekrozu, ölümü |
osteopathy | osteopati |
osteoporosis | osteoporoz; kemik kırılganlığının artması ve mineralizasyonunun azalması |
osteoradionecrosis | (rt) osteoradyonekroz; radyasyona bağlı gelişen kemik nekrozu |
osteosarcoma | (onk, pat) osteosarkom; kemiğin habis bir tümörü |
osteosarcoma | (onk, pat) osteosarkom; habis bir kemik tümörü |
osteotomy | (c) kemiği kesme veya bir parçasını çıkarma ameliyatı |
ostomy support programs | ostomi destek programları |
otalgia | kulak ağrısı |
otitis externa | dış kulak iltihabı |
otitis media | orta kulak iltihabı |
otology | otoloji; kulak ve kulak hastalıkları bilimi |
outflow | çıkış |
output | debi, verim |
ovarian ablation | (c) overlerin cerrahi yolla çıkarılması |
ovarian cancers/tumors | yumurtalık (over) kanserleri/tümörleri |
ovarian cysts | yumurtalık (over) kistleri |
ovarian dysgerminoma | (onk, pat) over disgerminomu; yumurtalığın germ hücreli tümörü |
ovarian fibroma | (onk, pat) over fibromu |
ovarian follicle | (anat) over follikülü |
ovarian germ cell tumors | (onk, pat) over n germ hücreli tümörleri |
ovarian ligament | (anat) yumurtalık ligamenti |
ovary | (anat) over; yumurtalık, |
ovary cancer | over kanseri |
overkill phenomenon | (rt) aşırı ve gereğinden fazla hücre ölümü |
overload | yüklenme |
overriding | ata biner gibi |
ovoid | yumurta şeklinde |
ovulation | yumurtlama |
ovum | (anat) yumurta |
oxaliplatin | (f, onk) oksaliplatin; yeni kuşak platin derivesi olan sitostatik |
oxazepam | (f) oksazepam; bir tür benzodiazepam grubu antibiyotik |
oxybutynin chloride | (f) oksibutinin klorid; bir antikolinerjik ilaç |
oxycodone | (f) oksikodon; bir morfin türevi |
oxygene | (g) P 53 onkojeni; en önemli anti- onkojen genlerden bir tanesi |
pacemaker | düzenli kendiğinden uyarı veren kap veya bağırsağın özel sinir hücreleri |
paclitaxel (taxol) | (f, onk) paklitaksel, yeni kuşak G2M inhibitörü bir sitostatik ilaç |
paediatric cancers | kemiğin Paje hastalığı |
Paget disease of breast | (onk) memenin Paje hastalığı |
pain | ağrı, |
pain killer | (f) ağrı dindirici ilaç, |
pain management | ağrı tedavisi |
pair production | (rt) x veya gamma ışınlarının absorbsiyonu sırasında oluşan olay |
palatal cancer | sert/yumuşak damak kanseri |
palate | (anat) damak |
palatin glands | (anat) damakta bulunan minör tükürük bezleri |
palatin nerve | (anat) damak siniri |
palatoglossal muscle | (anat) palatoglossal kas |
palatopharyngeal muscle | (anat) palatofarinjiyal kas |
palladium-103 | (nt, rt) palladyum-103; bir radyoaktif madde |
palliation | palyasyon amacıyla yapılan bakım |
palliative therapy/treatment | (onk, rt) palyasyon tedavisi |
palmar-plantar dysesthesia | (onk) devamlı FU verildiği zaman el ve ayak tabanlarında görülen ağrılı renk değişikliği |
palpation | palpasyon; el ile muayene |
palpitation | palpitasyon; çarpıntı |
pamidronate | (f) pamidronat; bir osteoklast inhibitörü |
Pan American Health Organization | Tüm Amerika Sağlık Kuruluşu |
pan- | önek; bkz pancarditis |
panarteritis | panarterit; arter duvarının tamamını tutan iltihaplı hastalık |
panarteritis nodosa | panarteritis (periarteritis) nodoza |
panarthritis | panartrit; bütün eklemlerin veya bir eklemi oluşturan bütün yapıların iltihaplı hastalığı |
panasthenia | (rt) radyasyona bağlı gelişen pankardit |
panchromatic | pankromatik; bütün boyalarla boyanabilen |
Pancoast syndrome | (onk) Pancoast sendromu |
Pancoast tumour | (onk) Pancoast tümörü |
pancreas | (anat) pankreas |
pancreatectomy | (c) pankreatektomi; pankreasın cerrahi yolla çıkartılması |
pancreatic adenocarcinoma | (onk, pat) pankreatik adenokanser |
pancreatic cancer | pankreas kanseri |
pancreatic endocrine tumors | (onk) pankreasın endokrin tümörleri |
pancreatic insufficiency | pankreas yetersizliği |
pancreatic intraepithelial neoplasia | (onk, pat) pankreas kanserinin en erken (henüz epitel dışına çıkmamış) insitu hali |
pancreatic islet cell carcinoma | (onk, pat) pankreasın islet hücreli karsinomu |
pancreaticoduodenectomy | (c) panreas ve duodenumun cerrahi olarak çıkarılması |
pancreaticojejunostomy/pancreaticojejunal anastomosis | (c) cerrahi operasyonla pankreasın jejunuma ağızlaştırılması |
pancreatitis | pankreasın mikrobik veya diğer iltihapları |
pancytopenia, radiation-induced | (rt) radyasyon sonucu gelişen pansitopeni |
pandemic | genel, yaygın |
panel | panik hastalığı |
panendoscopy | endoskopik yolla yapılan muayene |
pansystolic | pansistolik |
pansystolic murmur | pansistolik üfürüm |
Papanicolaou (Pap) smear test | Paptest; serviks kanseri için önerilen tarama testi |
papilla | kabarcık, meme, mukoza kabarıklığı |
papillary | (onk, pat) papiller adenokarsinom, |
papillary carcinoma | (onk, pat) papiller karsinom, |
papillary cystadenoma lymphomatosum of salivary gland | (onk, pat) selim tükürük bezi tümörü, |
papillary meningioma | (onk, pat) papiller meninjiyoma, |
papillary muscle | (onk, pat) papiller böbrek kanseri, |
papillary thyroid cancer | (onk, pat) papiller tiroit kanseri |
papilledema | papilödem; beyin içi basıncının artışı sonunucu göz dibinde oluşan değişim |
papula | kabarcık |
para- | önek; yakın, ötesinde |
paraaortic lymph nodes | (anat) paraaortik lenf bezleri |
paracentesis | parasentez; vücut boşluklarına birikmiş sıvının boşaltılması |
paracervical tissues | (anat) paraservikal bölge dokuları |
paraclavicular lymph nodes | (anat) paraklaviküler lef bezleri |
paradoxic | paradoks; mantığa aykırı görünen fakat hakikatte doğru olabilen düşünce |
paraganglioma | (onk, pat) paragangliyom |
paralysed | paralize; felçli |
paralysis | parametre |
parameningeal rhabdomyosarcoma | (onk, pat) parameninjiyal rabdomiyosarkom |
parameningeal sites | (anat) meninks ve çevre doku alanları |
parametrium | (anat) parametriyum |
paranasal sinus cancer/tumors | paranasal sinüs kanser/tümörleri |
paranasal sinuses | (anat) paranazal sinüsler |
paraneoplastic syndromes | (onk) paraneoplastik sendromlar; kanserin olduğu yer dışında oluşturduğu uzak etkiler |
parapharyngeal lymph nodes | (anat) parafarinjiyal lenf bezleri |
parapharyngeal space | (anat) parafarinjiyal alan |
paraplegia | paraprotein |
parasagittal meningiomas | (onk) sagittal sinüs çevresi meninjiyomaları |
parasitic infections | parazit infeksiyonları |
parasternal approach | parasternal yaklaşım |
parasympathetic | parasempatik; otonom sinir sistemine ait |
parathyroid carcinoma/neoplasms | paratiroid kanseri/neoplazmaları |
parathyroid glands | (anat) paratiroid bezleri |
parathyroid hormone | paratiroid hormonu |
paraumblical veins | (anat) paraumblikal venler |
parenchyma | parenkima; özekdoku |
parent | anne veya baba, ebeveyn |
parenteral hyperalimentation | parenteral hiperalimentasyon |
parenteral nutrition | parenteral beslenme |
paresthesia | parestezi |
parietal | (anat) parietal; herhangi bir organın duvarlarına ait, |
parietal bone | (anat) kafatasının yan kemiği |
parietal lob | beynin yan lobu |
Parinaud syndrome | (onk) çeşitli göz hareket bozuklukları içeren ve pineal tümörlerde görülen semptom kompleksi |
Paris interstitial / intracavitary brachytherapy system | (rt) brakiterapide kullanılan bir dozimetri sistemi |
parity | parite, doğum sayısı, doğurganlık durumu |
parotid gland cancers/tumors | parotis bezi kanserleri/tümörleri |
parotid salivary gland | (anat) parotis bezi, |
parotidectomy | (c) parotis bezinin cerrahi operasyonla çıkarılması |
parotiditis | parotis bezinin iltihabı |
paroxetine | (f) paroksetin; yeni kuşak bir antidepresif ilaç |
paroxysm | paroksism; şiddetli ve ani nöbet |
paroxysmal | paroksismal; nöbet şeklinde, nöbetler halinde |
partial | kısmi |
participant | katılımcı |
particle | (rt) atom partikülleri ile yapılan tedavi |
passive | pasif sigara içiciliği |
patella | (anat) diz kapağı |
patency | açıklık |
patent | babaya ait |
Paterson-Parker interstitial brachytherapy system | (rt) brakiterapide doz planlamasında kullanılan bir doz planlama sistemi |
pathogen | patojen; hastalık yapıcı |
pathologic evaluation | patolojik değerlendirme |
pathologic fracture | patolojik kırık |
pathologist | patolog |
pathology | patoloji |
patient | hasta hakları |
pattern | patern; örnek, kalıp |
Patterson-Brown Kelly syndrome | Patterson-Brown Kelly sendromu |
peak | tepe, en yüksek nokta |
peau d range | (onk) ileri evre meme kanserinde görülen meme cildinin içeri çekilmesi hali |
pectoral | göğüs boşluğuna ait |
pectus excavatum | kunduracı göğsü |
pediatric | çocuk bakımı veya tedavisine ait, |
pediatric cancer | (onk) Pediyatrik Onkoloji Grubu |
pediatrican | çocuk hastalıkları uzmanı |
pedicle | (anat) sap |
Pel-Ebstein fever | Pel- Ebstein ateşi; daha çok lenfomalarda görülen ateş biçimi |
pelvic | (c) pelvis içindeki tüm organların cerrahi yolla çıkartılması, |
pelvic inflammatory disease | (anat) pelvik lenf bezleri, |
pelvic organs | (anat) pelvik organlar, |
pelvic radiation therapy/irradiation | (rt) pelvis ışınlaması |
pelvis | (anat) pelvis, leğen kemiğinin kapsadığı içbükey boşluk |
pemoline | (f) psikostimülan amaçla kullanılan bir ilaç |
penectomy | (c) penisin cerrahi olarak çıkartılması |
penetrating trauma | delici travma |
penicillin | (f) penisilin |
penile cancer/carcinoma | penis kanseri |
penile intraepithelial neoplasia | (onk, pat) penisin intraepitelyal neoplazisi |
pentazocine | (f) pentazosin; bir opoid analogu |
pentostatin (2- deoxycofomycin) | (f, onk) adenozin analogu olan bir sitostatik |
penumbra | (rt) ışın alanı kenarlarında ışın dozunun azaldığı bölge |
peptic ulcer | peptik ülser |
peptide cascade | peptid kaskad; polipeptid hormonların metabolizma süreci |
percentage depth dose, PDD | (rt) ışının derin dokulardaki dağılım miktarı/oranı |
percussion | perküsyon |
percutaneous | perkütan; deri yoluyla, |
percutaneous transhepatic cholangiography | (r) cilt altı transhepatik kolanjiyografi |
performance status | performans durumu; hastanın genel sağlık durumu |
perfusion | perfüzyon |
peri- | önek; çevresinde |
perianal | (anat) anüs cevresi, |
periarteritis nodosa | periarteritis nodoza |
pericardial disease, radiation-induced | (rt) radyasyon sonucu gelişen perikard hastalıkları |
pericardial effusion | perikard efüzyonu, perikard sıvısı, perikard epanşmanı |
pericardial tumors | perikart tümörleri |
pericardiectomy | (c) perikardiyektomi; perikardın cerrahi yolla çıkarılması |
pericardiocentesis | perikardiyosentez |
pericardiotomy | (c) perikardiyotomi; kalbi saran zarın kesilmesi |
pericarditis | perikardit; kalbi saran zarın iltihabı |
pericardium | (anat) perikard; kalp dış zarı |
periepiglottic area | (anat) larinksin epiglot çevresi bölgesi |
perineum | (anat) perine; tenasül uzuvları ile makat arasındaki kısım |
perineural invasion | sinir çevresi tutulumu |
periocardiocentesis | kalbi saran zar ile kalp arasında toplanan sıvının boşaltılması |
periodic | peryodik; belirli aralıklarla vuku bulan, |
periodic acid-Schiff stain | (pat) peryodik asid-Schiff boyası |
periodontal disease | diş ve diş eti hastalıkları |
periodontics | diş kemik ve diş eti hastalıklarını inceleyen bilim dalı |
periosteum | (anat) periyost; kemik dış zarı |
peripheral | (anat) periferik sinirler, |
peripheral nerve block | (onk, pat) periferik nöroendokrin sinir tümörleri, |
peripheral neuropathy | (onk, pat) periferal T-hücreli lenfomalar |
perirectal infections | perirektal infeksiyonlar |
peristaltic | peristaltik dalgalar |
peritoneal | (anat) periton kavitesi, |
peritoneal chemotherapy | (onk) periton içine kemoterapötik ilaçların uygulanması ile yapılan tedavi, |
peritoneal fluid | (onk) peritondan kaynaklanan habis tümör, |
peritoneal papillary serous carcinoma | (onk, pat) peritonda yayılmış papiller seröz karsinom, |
peritoneal spread | (onk) periton içi, periton yolu ile yayılım |
peritoneoscopy | peritonun endoskopik tetkiki |
peritoneovenous shunting | (c) periton ile venöz sistem arasına şant konulması |
peritoneum | (anat) periton; karınzarı |
peritonitis | peritonit; karınzarı iltihabı |
permanent | sürekli, kalıcı |
permeability | permeabilite; geçirgenlik |
pernicious anemia | pernisyöz anemi |
peroxidase stain | (pat) peroksidaz boyası |
perspiration | ter, terleme |
pessimism | karamsarlık |
pessimist | karamsar kimse |
pessimistic | karamsar, kötümser |
pesticides | böcek ilaçları |
Petrosphenoidal syndrome | (onk) Petrosphenoidal sendrom; nazofarinks veya kafa kaidesi tümörlerinde kafa sinirleri felçleriyle kendini gösteren bir sendrom |
Peutz-Jeghers syndrome | intestinal papillom ve pigmentasyon ile birlikte olan bir konjenital ve premalign sendrom |
Peyronie disease | Peyroni hastalığı |
Ph chromosome | (g, onk) Philadelfiya kromozomu; kronik miyelostik lösemide %95 oranında bulunan bir kromozom |
phantom | (rt) radyoterapi dozimetrik çalışmalarında insan dokularına benzer yoğunlukta ve şekilde yapılan takliti vücut |
pharmacist | eczacı |
pharmacokinetics | farmakokinetik; ilaçların vücuttaki metabolizmalarını inceyen bilim dalı |
pharmacology | farmakoloji |
pharmacy | eczacılık, eczane |
pharyngeal | (anat) farinjiyal lenf bezleri, |
pharyngeal space | (anat) farinjiyal alan, |
pharyngeal wall | (anat) farinjiyal duvar (kas) |
pharyngectomy | (c) farinksin cerrahi yolla çıkarılması |
pharyngitis | farenjit |
pharyngoepiglottic fold | (anat) epiglot ile farinks arasındaki kıvrım |
pharyngoscope | yutak muayenesine mahsus alet |
pharyngoscopy | farinksin endoskopik tetkiki |
pharyngotomy | (c) yutağı yarma ameliyatı |
pharynx | (anat) farinks; yutak |
phenacetin | (f) fenasetin; eskiden kullanılan bir analjezik (ağrı kesici) |
phenomenon | fenomen; olay |
phenothiazines | (f) fenotiazinler; bir nöroleptik ilaç grubu |
phenotype | fenotip |
phenytoin | (f) bir antiepileptik ilaç |
pheochromocytoma | (onk, pat) feokromositom; böbreküstü bezinden kaynaklanan bir tümör |
Philadelphia chromosome | (g, onk) Philadelfiya kromozomu; kronik miyelostik lösemide %95 oranında bulunan bir kromozom |
phimosis | fimozis; sünnet derisinin penis başının çıkışını engelleyecek şekilde daralması |
phlebitis | filebit |
phlebography | (r) flebografi |
phlebotomy | damardan kan alma |
phlegm | balgam |
phlegmonous | flegmonöz; balgamsı |
phobia | fobi |
phosphate | (k) fosfat |
phosphorus | (k) fosfor |
phosphorylation | fosforilasyon |
photocoagulation | fotokoagülasyon |
photodynamic therapy | ışık kaynağı ile yapılan bir tür tedavi |
photoelectric absorption/effect | (rt) x veya gamma ışınlarının doku içindeki absorbsiyonu/ absorbsiyon sırasında oluşan olay |
photon | (fiz, rt) foton; elektromanyetik dalga enerji birimi, |
photon irradiation | (rt) fotonla ışınlama |
phrenic | frenik; diyaframa ait, |
phrenic nerve | (anat) frenik sinir, |
phrenic nerve palsy | frenik sinir felci |
phylaxis | korunma |
phylum | filum; kol |
physical | fizik rehabilitasyon |
physician | doktor-hasta ilişkileri |
physiologic | fizyolojik |
physiology | fizyoloji |
physiotherapy | fizik tedavisi |
phytochemicals | bitkisel ilaçlar |
pi meson irradiation | (rt) pi-mezonlarla ışınlama |
pi meson(s) | (fiz, rt) pi-mezon (lar) ; atom çekirdeğinde bulunan ve tedavide kullanılan subatomik parçacıklar, |
pi-mesons | (fiz, rt) pi-mezonlar |
piamater | (anat) piyamater; beyin zarlarından biri |
pigment | pigman; hayvan veya bitki dokularına renk veren madde |
pigmentation, radiation-induced | (rt) radyasyon sonucu gelişen pigmentasyon |
pilocarpine | (f) pilokarpin; ağız kuruluğu için kullanılan bir ilaç |
pilocytic astrocytoma | (onk, pat) pilositik astrositom; bir çeşit beyin tümörü |
pineal | kozalaksı, |
pineal gland | (anat) pineal bez, |
pineal gland tumors | (onk) pineal bez tümörleri, |
pineal region tumors | (onk) pineal bölge tümörleri, |
pinealoma | (onk, pat) pineal bezden kaynaklanan bir tümör |
pineoblastoma | (onk, pat) pineoblastom; bir pineal bez tümörü |
pineocytoma | (onk, pat) pineositoma; bir pineal bez tümörü |
pinna | (anat) kulak kepçesi |
pipe smoking | pipo içimi |
piriform sinus | (anat) hipofarinksin bir bölgesi |
piroxicam | (f) piroksikam; steroid yapıda olmayan iltihab giderici ve ağrı kesici bir ilaç |
pituitary | hipofiz, |
pituitary ablation | (anat) hipofiz çukuru, |
pituitary gland | (anat) hipofiz bezi, |
pituitary-hypothalamic hormones | hipofiz bezi tümörleri |
placenta | (anat) plasenta |
placental alkaline phosphatase | plasenta orijinli alkalen fosfataz |
planar | düzlemsel |
plane | düzlem |
planning target volume | (rt) radyoterapide ışınlanan hedef volüm |
plant alkaloids | (f) bitkisel alkoloidler |
plantar wart | el ve ayak tabanında oluşan siğil |
plaque | plak; aterosklerotik plak, |
plaque therapy | (rt) bazı göz tümörlerinde plak şeklinde radyoaktif madde ile yapılan tedavi |
plasma cell | (onk) plazma hücre diskrazisi; plazma hücre hastalığı, |
plasma cell neoplasms/tumors | (onk) plazma hücreli neoplazmalar/tümörler |
plasmacytoma | (onk, pat) plazma hücreleri tümör |
plasmapheresis | plazmaferez |
plasminogen | plazminojen |
plaster cast | (rt) hasta immobilizasyonu sağlamak için yapılan kalıp, alçı |
plaster of Paris | alçı |
plastic | (rt) brakiterapide kullanılan bir teknik, |
plastic mask | (rt) radyoterapi set-up da kullanılan plastik maske, |
plastic surgery | plato, düz çizgi |
platelet | trombosit, |
platelet factor | trombosit faktörü, |
platelet-derived growth factor | trombosit transfüzyonu |
platinum agents | (f, onk) platin içeren ajanlar, |
platinum compounds | (f, onk) platin içeren bileşikler |
pleomorphic adenoma | (onk, pat) bir çeşit tükürük bezi tümörü |
pleomorphic carcinoma, of pancreas | (onk, pat) pankreasın pleomorfik karsinomu |
pleomorphic rhabdomyosarcoma | (onk, pat) bir çeşit yumuşak doku sarkomu |
pleomorphic xanthoastrocytoma | (onk, pat) bir çeşit sinir sistemi tümörü |
plethora | kan fazlalığı |
pleura | (anat) plevra; akciğer zarı |
pleural effusion/fluid | plevral efüzyon/sıvı |
pleural mesothelioma | (onk, pat) plevral mezotelyoma; plevradan kaynaklanan bir tümör |
pleurectomy | (c) plevranın cerrahi yolla çıkarılması |
pleurisy | plörezi; plevra iltihabı, plöritis |
pleuritic | plevradan kaynaklanan ağrı |
pleuroperitoneal shunting | (c) plevral efüzyonların tedavisinde kullanılan plevra-periton arası şant |
pleuropneumonia | akciğer zarı ve akciğer iltihabı |
pleuroscopy | plevranın endoskopik tetkiki |
plexus | (anat) sinir ağı |
plica | deri katmeri, büklüm |
plicamycin (mithracin) | (f, onk) plikamisin; bir akilleyici sitostatik, hiperkalsemi tedavisinde kullanılan bir ajan |
pneumococcal vaccine | pnömokok aşısı |
pneumocystis carinii infection | pnömosistitis karini infeksiyonu |
pneumocytes | pnömositler |
pneumoencephalogram | (r) santral sinir sistemi içindeki ventriküllere hava verilerek yapılan görüntüleme |
pneumomediastinitis | pnömomediastenit |
pneumonectomy | (c) akciğerin cerrahi yolla çıkarılması |
pneumonia/ pneumonitis | akciğer iltihabı, zatüre |
pneumonitis, radiation-induced | (rt) radyasyon sonucu gelişen akciğer iltihabı |
pneumothorax | plevra zarları arasına hava kaçması |
point mutations | nokta mutasyonları |
polonium | (nt, rt) polonyum; bir radyoaktif madde |
poly- | önek; çok |
polycyclic aromatic hydrocarbons | (k) polisiklik aromatik hidrokarbonlar |
polycystic ovarian syndrome | polikistik over sendromu |
polycytemia vera | (onk) polisitemi vera, eritrositlerin çoğaldığı miyeloproliferatif hastalık |
polymorphism | (g) iki veya daha fazla alternatif fenotiplerce belirlenen bir popülasyonda herbirinin kaydedilebilir bir hızda birlikte ortaya çıkması |
polymorphous | polimorf |
polymyositis | polimiyozit |
polyoestradiol phosphate | poliestradiol fosfat |
polyoma virus | polyoma virüsü |
polyp(s) | polip (ler) |
polypectomy | (c) polip n çıkarılması |
polypeptides | polipeptidler |
polypoid carcinoma/tumor | polipoid (polip benzer) karsinom/tümör |
polypoid lesions | polipoid lezyonlar |
polyposis coli | kalın bağırsaksa birçok polipin bir arada bulunması |
pons | (anat) pons, |
pons glioma | (onk) pons kaynaklı gliyom |
pontine tumors | pons tümörleri |
positron | (fiz) pozitron; pozitif yüklü elektron |
positron emission tomography, PET | (r) pozitron emisyon tomografisi |
post- | önek; sonra |
post-mortem | öldükten sonra, otopsi |
postcricoid area | (anat) hipofarinksin krikoid arkası bölümü |
postcricoid cancer/carcinoma | (onk) gırtlağın krikoid kemiği altı bölgesinden kaynaklanan kanseri |
postcricoid web | (anat) beyinin infratentoriyal bölümü |
posterolateral | posterolateral; arka-yan |
postmastectomy syndrome | memenin cerrahi çıkarılmasından sonra gelişen olaylar ve belirtiler kompleksi |
postmenopausal bleeding | menapoz sonrası kanama |
postmenopause | postmenopoz; menopoz sonrası |
postmenopause | postmenopoz; menopoz sonrası |
postnatal | posnatal (bebeğe ilişkin olarak) ; doğum sonrası, doğumdan sonra |
postpartum, post partum | doğum sonrası, doğumdan sonra |
postprandial | postprandiyal; yemekten sonra |
postthoracotomy syndrome | torokotomi sonrası görülen klinik tablo |
posttraumatic stress disorder | travma sonrası gelişen stres hastalığı |
postural | postüral hipotansiyon |
posture | postür; vücudun pozisyonu, durumu |
potassium | (k) potasyum |
potency | güç, kudret |
potent | (onk) tümör hücre sayısının iki katına çıkması için geçen süre, |
potentially lethal damage | (onk, rt) öldürme potansiyeli olan hasar |
Pott disease | Pott hastalığı; omurga tüberkülozu |
precapillary | prekapiller damar; arteriyollerle kapiller damarlar arasındaki kesim |
precaution | önceden alınan tedbir |
precipitation | bir çözelti içinde bulunan katı parçaçıkların dibe çökmesi olayı, tortu |
preclinical | bir hastalığın klinik belirtilerinin ortaya çıkmasından önceki döneme ait |
preconditioning | önkoşullanma |
precordium | prekordiyum; sol ön hemitoraksta kalbin önüne düşen bölge |
precursor | prekürsör; öncü |
prediabetes | prediyabet; şekerli diyabete yol açabilecek düşük glukoz toleransı durumu |
predictive | öngörü değeri |
predictor | prediktör; öngörücü, öngördürücü |
predisposition | predispozisyon; yatkınlık, belirli koşulların oluşması durumunda bir hastalığın ortaya çıkmasına yol açan gizli yatkınlık hali |
prednisolone | (f) prednizolon, bir kortikosteroid türevi |
prednisone | (f) prednizon; bir kortikosteroid türevi |
predominant | üstün, hakim |
preeclampsia | pre-eklampsi; gebeliğin ikinci yarısında gelişebilen hipertansiyon, ödem ve proteinüri üçlüsünün oluşturduğu klinik tablo |
preejection phase | pre-ejeksiyon fazı; ejeksiyon öncesi dönemi |
pregnancy | gebelik |
pregnanediol | pregnandiyol |
pregnant | gebe, hamile |
preleukaemia | (onk) lösemi öncesi |
premalignant | (pat) malign (habis) gelişme öncesi, |
premalignant lesions | premalign lezyonlar |
premature | erken vuru, ekstrasistol |
premolar | küçük azı dişi |
prenatal | prenatal (bebeğe ilişkin olarak) ; doğum öncesi, doğumdan önce |
preoperative | (rt) operasyon öncesi uygulanan radyoterapi |
prognosis scoring system | prognoz skorlama sistemi |
programmed cell death | programlanmış hücre ölümü |
progressive | (onk, rt) ilerleyici mültifokal lökoensefalopati (santral sinir sisteminin kemoterapi verilmesinden ve ışınlamasından sonra görülen ensefalopatisi) |
prostatic intraepithelial neoplasia, PIN | (onk, pat) prostat kanserinin en erken dönemi |
prostatitis, radiation-induced | (rt) radyasyon sonucu gelişen prostat iltihabı |
prosthesis | protez; sakat bir yere suni uzuv ilavesi |
psoas | (anat) belin iki kasından biri |
pyriform fossa carcinoma | (onk) hipofarinksin priform fossa bölgesinden kaynaklanan kanseri |
pyriform sinus | (anat) hipofarinksin piriform sinüs bölümü |
pyriform sinus cancer | (onk) hipofarinksin piriform sinüsünden gelişen kanser |
pyrimidine analogs | (f) pirimidin analogları |
pyrophosphate | pirofosfat |
pyuria | idrarda cerahat bulunması |
rabdomyoma | (onk, pat) rabdomiyoma; bir yumuşak doku tümörü |
rabdomyosarcoma | (onk, pat) rabdomiyosarkom; bir habis yumuşak doku sarkomu |
radiation | radyasyon, |
radiation nephropathy | (rt) radyasyon nefropatisi, |
radiation biology | (rt) radyasyon sonucu gelişen cilt iltihabı, |
radiation exposure | (rt) radyasyon sonucu gelişen ensefalopati, |
radiation injury | (rt) radyasyon hasarı, |
radiation myelopathy | (rt) radyasyon sonucu gelişen miyelopati, |
radiation necrosis of brain | (rt) radyasyon sonucu gelişen beyin nekrozu, |
radiation oncology | (rt) radyasyon pnömonitisi, |
radiation proctocolitis | (rt) radyasyon sonucu gelişen rektal yangı reaksiyonu, |
radiation reactions | (rt) radyasyon reaksiyonları, |
radiation sickness | (rt) radyasyon hastalığı, |
radiation simulation | (rt) radyasyon simülasyonu, |
radiation therapy | (rt) radyoterapi planlamasında kullanılan simülasyon aygıtı |
Radiation Therapy Oncology Group, RTOG | (onk, rt) Radyoterapi-Onkoloji Çalışma Grubu, |
radical | (c) radikal boyun disseksiyonu |
radicular pain | sinir kökü ağrısı |
raloxifene | (f) raloksifen; bir osteoporoz ilacı |
random | rastgele |
random sample | istatistik bir bütünü temsil edecek şekilde seçilmiş örnek grup |
randomization | randomizasyon |
Rappaport classification, for lymphoma | (onk, pat) lenfomalar için Rappaport sınıflaması |
rash | ras onkojeni |
rate | hız, oran |
ratio | nisbet, oran |
rational | rasyonel; mantıklı, akıllı |
rectosigmoid | (anat) kalın bağırsağın rekto-sigmoid bölümü, |
rectosigmoid carcinoma | rekto-sigmoid bölge kanseri |
rectovaginal septum | (anat) rektovajinal septum |
remodelling | yeniden biçimleme |
remote | uzaktan kontrol |
Renal | (onk, pat) böbrek adenomu, |
renal adenocarcinoma | (onk, pat) böbrek adenokanseri, |
renal cell carcinoma | (onk, pat) böbrek hücreli kanser, |
renal disorders | (c) böbrek transplantasyonu, |
renal pelvic carcinoma | (onk, pat) böbreğin pelvis bölümünün karsinomu, |
renal vein | (anat) böbrek toplar damarı |
Renin | renin |
Reoxygenation | (rt) ışınlanan dokunun yeniden oksijenlenmesi |
Repair | (onk) tamir |
Replacement | eksik olanı yerine koyma tedavisi |
Replication | (g) kromozomların kendini kopya etmesi |
Repolarizasyon | repolarizasyon; yeniden kutuplaşma |
Repopulation | (onk) repopülasyon |
reproductive functions | üreme organ fonksiyonları |
reproductive organs | üreme organları |
Rhabdomyoma | (onk, pat) rabdomiyom; selim çizgili kas tümörü |
rhabdomyosarcoma | (onk, pat) rabdomiyosarkom, habis bir çizgili kas tümörü |
second-look laparotomy | (onk) tedavi sonucunu görmek için ikinci defa laparotomi yapmak |
segmentectomy | (c) bir segmentin (akciğer) cerrahi yolla çıkarılması |
serotonin antagonists | (f) serotonin antagonistleri |
serous carcinoma | (onk, pat) seröz karsinom |
serous carcinoma/tumor of ovary | (onk, pat) overin seröz karsinomu/tümörü |
serous cystadenocarcinoma | (onk, pat) seröz kistadenokarsinom |
sertoli cell tumor | (onk, pat) sertoli hücreli tümör |
sertoli cells | testiste bulunan sertoli hücreleri |
sertoli-leydig cell tumor | (onk, pat) sertoli- leydig hücreli tümör |
sertraline | (f) sertralin; yeni bir antidepresif ilaç |
sigmoid | s harfi şeklinde, (anat) makattan kalın bağırsağa çıkan şeklindeki ara kısmı; sigmoid |
sigmoidoscopy | sigmoidoskopi |
silicon | silikon |
simulation | (rt) simülasyon; taklit, |
simulation unit | (rt) radyoterapide simülasyon için kullanılan ünite |
small cell carcinoma | (onk, pat) küçük hücreli kanser |
small cell lung cancer/carcinoma | (onk, pat) küçük hücreli akciğer kanseri |
small cell osteosarcoma | (onk, pat) küçük hücreli osteosarkom |
small cell sarcoma | (onk, pat) küçük hücreli sarkom |
small cell tumor | (onk, pat) küçük hücreli tümör |
small intestine | (anat) ince bağırsak |
solitary | kemiğin soliter miyelomu, |
solitary nodule | soliter (tek) nodül |
southern blot hybridization | hücrelerden DNA çekerek genomik değişikliği saptayan teknik |
sperm | sperm sayısı |
spermatic | (anat) sperma kordonu |
spinal astrocytomas | (onk, pat) omurilik astrositomları, |
spinal axis tumors | (anat) omurilik kanalı, |
spinal canal tumors | (anat) omurilik, |
spinal cord compression | omurilik kompresyonu, omurilik sıkışması, |
spinal cord injuries | omurilik hasarları, |
spinal cord tumors | (anat) belkemiği sinirleri, |
spinal tumors | (anat) spinal kolon, belkemiği, omurga |
spindle | (onk, pat) iğ hücreli karsinom, |
spindle-cell neoplasms | (onk, pat) iğ hücreli tümörler |
spine | (anat) omurga, belkemiği |
splanchnic | iç organlara ait |
spleen | (anat) dalak |
splenectomy | (c) dalağın cerrahi yolla çıkartılması |
splenic | (anat) dalak veni |
splenitis | dalak iltihabı |
splenomegaly | dalağın büyümesi |
Stein-Leventhal syndrome | Stein-Leventhal sendromu |
stem | kök hücre transplantasyonu |
stenosis | stenoz; darlık |
stent | stent |
stereotactic needle biopsy | stereotaktik iğne biyopsisi |
stereotactic radiation therapy | (rt) beyin tümörlerinin tedavisinde uygulanan bir çeşit radyoterapi |
sterility | steritite, kısırlık |
stromal tumors | (onk, pat) stromadan kaynaklanan tümörler |
T-cell receptor(s) | T-hücre reseptör (leri) |
T-lymphocytes | T-lenfosit hücreleri |
tachy- | önek; hızlı |
tachycardia | taşikardi, takikardi; hızlı kalp atımı |
tachypnea | taşipne; hızlı solunum |
talc | talka maruz kalma |
tamoxifen | (f, onk) tamoksifen |
tampon | tıkaç; tampon; pamuk veya sünger gibi maddelerden yapılmış olan ve kanamayı durdurmak veya sekresyonu emdirmek için kullanılan şey |
testicle | (anat) testis; husye, haya, |
testicular cancer | (onk, pat) testisin germ hücreli tümörleri |
testis | (anat) testis, erkeklik torbası |
testosterone | testosteron; erkeklik hormonlarından biri |
thalidomide | (f) talidomid, multipl myelom tedavisinde kullanılan bir ilaç |
thallium | (nt) talyum, |
thallium-201 | (nt, rt) talyum-201; bir radyoaktif madde, |
thallium-201 scanning | (nt) talyum-201 sintigrafisi, |
thallium-labeled | (nt) talyum işaretli |
theca cells | (onk, pat) teka hücreli tümörler |
therapeutic | (onk) terapötik kazanç faktörü, |
therapeutic index | (onk) tedavi indeksi |
therapy | tedavi |
thermal | ısı ışınları |
thermo- | önek; ısı |
thermography | termografi |
thermoluminescence dosimetry | (rt) radyoterapide kullanılan bir çeşit absorbe doz ölçümü |
thermometry | termometre |
thermonuclear | termonükleer |
thermoplastic | (rt) radyoterapi simülasyonunda hasta immobilizasyonunu sağlamak için kullanılan termoplastik kalıp |
thermoradiotherapy | ısı ve radyoterapinin beraber uygulanması |
thermotherapy | ısıyla tedavi |
thermotolerance | ısıya tolerans |
thiabendazole | (f) tiyabendazol |
thoracotomy | (c) torakotomi |
thorax | (anat) toraks |
thorium | (nt) toryum; doğal bir radyoaktif madde |
thorotrast | (r) eskiden radyolojide kullanılan bir opak madde |
three-D, three-dimensional | üç boyutlu |
three-dimentional conformal irradiation | (rt) üç boyutlu konformal ışınlama |
three-dimentional treatment planning | (rt) üç boyutlu tedavi planlaması |
threshold dose | (rt) eşik doz |
thrill | trombositopeni |
throat | (anat) boğaz, gırtlak |
thrombocytopenic purpura | trombositopenik purpura |
thrombocytosis | trombositoz; kanda trombositlerin artması |
thromboembolic complications | tromboembolik komplikasyonlar |
thromboembolism | tromboembolizm |
thrombolysis | tromboliz; pıhtı çözülmesi, pıhtı erimesi |
thrombolytic | trombolitik tedavi |
thrombophlebitis | tromboflebit |
thrombopoietin | trombopoetin |
thrombosis | tromboz |
thrombus | trombüs; damarı tıkayan pıhtı |
thymus | (anat) timus, |
thymus-dependent (T) lymphocytes | timus kökenli lenfositler |
thyroid | (onk, pat) tiroidin anaplastik karsinomları, |
thyroid cancer | (anat) tiroit kıkırdağı, |
thyroid click | (onk, pat) tiroidin foliküler adenomları, |
thyroid follicular carcinomas | (onk, pat) tiroidin foliküler hücre kökenli karsinomları, |
thyroid medullary carcinomas | (onk, pat) tiroidin medüller karsinomları, |
thyroid neoplasms | tiroit hastalığına bağlı ekzoftalmi ve orbital değişiklikler, |
thyroid papillary cacinomas | (onk, pat) tiroidin papiller karsinomları, |
thyroid storm | tiroit krizi |
thyroidectomy | (c) tiroidektomi; tiroit bezinin cerrahi yolla çıkarılması |
thyroiditis | tiroit bezi iltihabı |
thyrotoxicosis | tirotoksikoz |
thyrotropin | tirotropin |
thyrotropin-releasing hormone | tirotropin salgılatan hormon |
thyroxine | tiroksin |
tibia | (anat) tibia |
time, dose, fractionation (TDF) factors | (rt) radyoterapide zaman-doz ve fraksiyon faktörleri |
time-dose relationships | (rt) radyoterapide zaman-doz ilişkisi |
topoisomerase | topoizomeraz |
topoisomerase I and II | topoizomeraz I ve II |
topoisomerase interactive drugs | (f) topoizomerazı etkileyen ilaçlar |
topoizomerase II inhibitors | topoizomeraz II inhibitörleri |
topotecan | (f, onk) topotekan; over ve küçük hücreli akciğer kanserleri tedavisinde kullanılan kemoterapötik ilaç |
trachea | (anat) soluk borusu |
tracheal | soluk borusu iltihabı |
tracheobronchial mucous glands | (anat) trakeobronşiyal müköz bezler |
tracheobronchial tree | trakeobronşiyal yapı |
tracheoesophageal fistula | trakeoözafajiyal fistül |
tracheoesophageal puncture | trakeoözafajiyal delik |
tracheostomy | (c) soluk borusunu cilde açma ameliyatı |
tracheotomy | (c) soluk borusunu yarma operasyonu |
trendelenburg position | trendelenburg pozisyonu |
tributyrin | tributirin |
tropical spastic paraparesis | tropik spastik paraparezi |
Trousseau sign/syndrome | Trousseau belirtisi/sendromu |
truncus | (anat) trunkus; gövde |
tuber | (anat) yumru, ufak ur |
tubercle | (anat) tüberkül; ufak ur, kabarcık, şişlik |
tuberculosis | tüberküloz (verem) |
tuberous | (anat) kabarcık veya urla kaplı, tümsekli |
tuberous sclerosis | tüberoskleroz |
tubular carcinoma of breast | (onk, pat) memenin tübüler karsinomu |
tumor ablation | tümörün yokedilmesi (ablasyonu) , |
tumor antigens | tümör antijenleri |
tumor associated antigens | tümör ile ilişkili antijenler |
tumor biology | tümör biyolojisi |
tumor cells | tümör hücreleri |
tumor doubling time | (onk) tümörün iki katına ulaşması için geçen süre |
tumor lysis syndrome | (onk) tümör lizis sendromu |
tumor markers | tümör işaretliyicileri, belirteçleri |
tumor necrosis factor | tümör nekroze edici faktör |
tumor node | tümör nodülü |
tumor promoters | tümör destekliyicileri |
tumor radiobiology | tümör radyobiyolojisi |
tumor recurrence | tümör nüksü |
tumor seeding | tümör ekilmesi |
tumor supressor genes | tümör süpresör genleri |
tumor vaccines | tümör aşıları |
tumor volume | (onk, rt) tümör volümü |
tumor, tumour | tümör, ur, yumru |
tumor-infiltrating lymphocytes | tümör infiltre edici lenfositler |
tumorectomy | (c) tümörün cerrahi yolla çıkarılması |
umbilical | (anat) umbilikal arter, |
umbilical cord | (anat) göbek kordonu, |
umbilical cord blood (stem cell source) | göbek kordon kanı (kök hücre kaynağı) , |
umbilical veins | (anat) umbilikal venler; göbek venleri |
umbilicus | (anat) umbilikus; göbek |
un- | önek; ız, gayri |
unable | aciz, beceriksiz |
unbiased | önyargılı olmayan; tarafsız, yan etkenlerden etkilenmeden yapılan |
ureter | (anat) üreter; idrar yolu |
ureteral | üreter yapışıklığı |
ureterectomy | (c) üreterektomi |
ureterosigmoidoscopy | (r) üreterosigmoidoskopi |
ureterosigmoidostomy | (c) üreterosigmoidostomi |
ureterovesical junction | (anat) üreter-mesane bileşkesi |
urethane | üretan |
urethra | (anat) üretra |
urethral | üretra nekrozu, |
urethral stricture | (anat) üretra sfinkteri, |
urethrectomy | (c) üretranın cerrahi yolla çıkarılması |
urethritis | idrar yolu iltihabı |
urethrocystography | (r) üretrosistografi |
urethroscope | idrar yolunun içini gösteren alet |
urinalysis | idrar tahlili |
urinogenital | idrar yolları veya tenasül uzuvlarına ait |
urothelial tumors | üroteliyal tümörler |
urticaria | ürtiker |
uterine | (anat) utero-sakral ligamentler |
uterus | (anat) rahim |
uveal melanoma | (onk) gözün uvea bölgesi melanomu |
uvula | (anat) küçük dil, dilcik |
VAC chemotherapy/regimen | (f, onk) özellikle ewing sarkomunda kullanılan kemoterap rejimi |
vaginectomy | (c) vajinektomi; vajenin cerrahi yolla çıkarılması |
valvular heart disease | valvüler kalp hastalığı |
valvulitis | kalp kapakcık ilhihabı |
vascular | damarlı, damarsal, |
vascular disorders | damar geçirgenliği, |
vascularity | damarlanma |
vasculitis | vaskülit; damar iltihabı |
vasectomy | (c) vazektomi; meni kanalının kapatılması ameliyatı |
vasoactive drugs | (f) vazoaktif ilaçlar |
vasoactive intestinal peptides | vazoaktif intestinal peptidler |
vasoconstrictor | damar daraltan ilaç veya sinir |
vasodilator | damar genişleten ilaç veya sinir |
venous lesions, radiation-induced | (rt) radyasyon sonucu gelişen toplardamar lezyonları |
VIP chemotherapy, testicular cancer | (f, onk) testis kanserlerinde kullanılan VİP kemoterapisi |
Virchow node | (onk) batın tümörlerinde supraklaviküler bölgede lenfadenopati (metastaz) in gelişmesi |
Virchow-Trosier nodes, hepatocellular carcinoma | (onk) hepatosellüler kanserlerde Virchow-Trosier düğümleri |
virilism | kadında erkeklik özelliklerinin görünmesi |
virilization | virilizm, kıllanmada artış |
VP-16 (etoposide) | (f, onk) bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
vulvovaginal carcinoma | (onk) vulvo-vajinal karsinom |
Wegener granulomatosis | (onk) Wegener granülomatozisi |
wheezing | hırıltılı solunum |
Whipple triad/ procedure | (c, onk) pankreas habis tümörlerinde görülen bulgular/ uygulanan cerrahi operasyon |
white blood cell count | Woringer-Kolopp hastalığı |
Working Formulation Classification | (onk) Working Formulation Sınıflaması |
World Health Organization, WHO | (c) yabancıdan alınarak yapılan doku nakli |
x-ray therapy | (rt) X-ışınları ile yapılan radyoterapi |
x-rays | (r, rt) röntgen ışınları |
xero- | ön ek; kuru |
xeroderma | deriyi kurutup kabuklaştıran bir hastalık |
xeroderma pigmentosum | (onk) kseroderma pigmentosum; ciltte çoklu prekanseröz lezyonlar ve kanserlerinin oluştuğu genetik bir hastalık |
xerosis, salivary gland radiotherapy | (rt) tükürük bezleri ışınlamasından sonra ortaya çıkan ağız kuruluğu |
xerostomia | ağız kuruluğu |
yolk sac tumors | (onk, pat) yolk sak tümörleri, yumurta kesesi tümörleri, endodermal sinüs tümörleri |
yttrium-90 | (nt, rt) radyoaktif itriyum; brakiterapide kullanılan bir radyoaktif madde |
Zollinger-Ellison syndrome | Zollinger Ellison sendromu; kanda gastrin hormonunun artışına sebebiyet veren tümörün oluşturduğu tabloya verilen ad |
zoster | Zona hastalığı |