ONKOLOJİ VE RADYOTERAPİ TERİMLER SÖZLÜĞÜ
a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t u v w x y z
pacemakerdüzenli kendiğinden uyarı veren kap veya bağırsağın özel sinir hücreleri
paclitaxel (taxol)(f, onk) paklitaksel, yeni kuşak G2M inhibitörü bir sitostatik ilaç
paediatric cancerskemiğin Paje hastalığı
Paget disease of breast(onk) memenin Paje hastalığı
painağrı,
pain killer(f) ağrı dindirici ilaç,
pain managementağrı tedavisi
pair production(rt) x veya gamma ışınlarının absorbsiyonu sırasında oluşan olay
palatal cancersert/yumuşak damak kanseri
palate(anat) damak
palatin glands(anat) damakta bulunan minör tükürük bezleri
palatin nerve(anat) damak siniri
palatoglossal muscle(anat) palatoglossal kas
palatopharyngeal muscle(anat) palatofarinjiyal kas
palladium-103(nt, rt) palladyum-103; bir radyoaktif madde
palliationpalyasyon amacıyla yapılan bakım
palliative therapy/treatment(onk, rt) palyasyon tedavisi
palmar-plantar dysesthesia(onk) devamlı FU verildiği zaman el ve ayak tabanlarında görülen ağrılı renk değişikliği
palpationpalpasyon; el ile muayene
palpitationpalpitasyon; çarpıntı
pamidronate(f) pamidronat; bir osteoklast inhibitörü
Pan American Health OrganizationTüm Amerika Sağlık Kuruluşu
pan-önek; bkz pancarditis
panarteritispanarterit; arter duvarının tamamını tutan iltihaplı hastalık
panarteritis nodosapanarteritis (periarteritis) nodoza
panarthritispanartrit; bütün eklemlerin veya bir eklemi oluşturan bütün yapıların iltihaplı hastalığı
panasthenia(rt) radyasyona bağlı gelişen pankardit
panchromaticpankromatik; bütün boyalarla boyanabilen
Pancoast syndrome(onk) Pancoast sendromu
Pancoast tumour(onk) Pancoast tümörü
pancreas(anat) pankreas
pancreatectomy(c) pankreatektomi; pankreasın cerrahi yolla çıkartılması
pancreatic adenocarcinoma(onk, pat) pankreatik adenokanser
pancreatic cancerpankreas kanseri
pancreatic endocrine tumors(onk) pankreasın endokrin tümörleri
pancreatic insufficiencypankreas yetersizliği
pancreatic intraepithelial neoplasia(onk, pat) pankreas kanserinin en erken (henüz epitel dışına çıkmamış) insitu hali
pancreatic islet cell carcinoma(onk, pat) pankreasın islet hücreli karsinomu
pancreaticoduodenectomy(c) panreas ve duodenumun cerrahi olarak çıkarılması
pancreaticojejunostomy/pancreaticojejunal anastomosis(c) cerrahi operasyonla pankreasın jejunuma ağızlaştırılması
pancreatitispankreasın mikrobik veya diğer iltihapları
pancytopenia, radiation-induced(rt) radyasyon sonucu gelişen pansitopeni
pandemicgenel, yaygın
panelpanik hastalığı
panendoscopyendoskopik yolla yapılan muayene
pansystolicpansistolik
pansystolic murmurpansistolik üfürüm
Papanicolaou (Pap) smear testPaptest; serviks kanseri için önerilen tarama testi
papillakabarcık, meme, mukoza kabarıklığı
papillary(onk, pat) papiller adenokarsinom,
papillary carcinoma(onk, pat) papiller karsinom,
papillary cystadenoma lymphomatosum of salivary gland(onk, pat) selim tükürük bezi tümörü,
papillary meningioma(onk, pat) papiller meninjiyoma,
papillary muscle(onk, pat) papiller böbrek kanseri,
papillary thyroid cancer(onk, pat) papiller tiroit kanseri
papilledemapapilödem; beyin içi basıncının artışı sonunucu göz dibinde oluşan değişim
papulakabarcık
para-önek; yakın, ötesinde
paraaortic lymph nodes(anat) paraaortik lenf bezleri
paracentesisparasentez; vücut boşluklarına birikmiş sıvının boşaltılması
paracervical tissues(anat) paraservikal bölge dokuları
paraclavicular lymph nodes(anat) paraklaviküler lef bezleri
paradoxicparadoks; mantığa aykırı görünen fakat hakikatte doğru olabilen düşünce
paraganglioma(onk, pat) paragangliyom
paralysedparalize; felçli
paralysisparametre
parameningeal rhabdomyosarcoma(onk, pat) parameninjiyal rabdomiyosarkom
parameningeal sites(anat) meninks ve çevre doku alanları
parametrium(anat) parametriyum
paranasal sinus cancer/tumorsparanasal sinüs kanser/tümörleri
paranasal sinuses(anat) paranazal sinüsler
paraneoplastic syndromes(onk) paraneoplastik sendromlar; kanserin olduğu yer dışında oluşturduğu uzak etkiler
parapharyngeal lymph nodes(anat) parafarinjiyal lenf bezleri
parapharyngeal space(anat) parafarinjiyal alan
paraplegiaparaprotein
parasagittal meningiomas(onk) sagittal sinüs çevresi meninjiyomaları
parasitic infectionsparazit infeksiyonları
parasternal approachparasternal yaklaşım
parasympatheticparasempatik; otonom sinir sistemine ait
parathyroid carcinoma/neoplasmsparatiroid kanseri/neoplazmaları
parathyroid glands(anat) paratiroid bezleri
parathyroid hormoneparatiroid hormonu
paraumblical veins(anat) paraumblikal venler
parenchymaparenkima; özekdoku
parentanne veya baba, ebeveyn
parenteral hyperalimentationparenteral hiperalimentasyon
parenteral nutritionparenteral beslenme
paresthesiaparestezi
parietal(anat) parietal; herhangi bir organın duvarlarına ait,
parietal bone(anat) kafatasının yan kemiği
parietal lobbeynin yan lobu
Parinaud syndrome(onk) çeşitli göz hareket bozuklukları içeren ve pineal tümörlerde görülen semptom kompleksi
Paris interstitial / intracavitary brachytherapy system(rt) brakiterapide kullanılan bir dozimetri sistemi
parityparite, doğum sayısı, doğurganlık durumu
parotid gland cancers/tumorsparotis bezi kanserleri/tümörleri
parotid salivary gland(anat) parotis bezi,
parotidectomy(c) parotis bezinin cerrahi operasyonla çıkarılması
parotiditisparotis bezinin iltihabı
paroxetine(f) paroksetin; yeni kuşak bir antidepresif ilaç
paroxysmparoksism; şiddetli ve ani nöbet
paroxysmalparoksismal; nöbet şeklinde, nöbetler halinde
partialkısmi
participantkatılımcı
particle(rt) atom partikülleri ile yapılan tedavi
passivepasif sigara içiciliği
patella(anat) diz kapağı
patencyaçıklık
patentbabaya ait
Paterson-Parker interstitial brachytherapy system(rt) brakiterapide doz planlamasında kullanılan bir doz planlama sistemi
pathogenpatojen; hastalık yapıcı
pathologic evaluationpatolojik değerlendirme
pathologic fracturepatolojik kırık
pathologistpatolog
pathologypatoloji
patienthasta hakları
patternpatern; örnek, kalıp
Patterson-Brown Kelly syndromePatterson-Brown Kelly sendromu
peaktepe, en yüksek nokta
peau d range(onk) ileri evre meme kanserinde görülen meme cildinin içeri çekilmesi hali
pectoralgöğüs boşluğuna ait
pectus excavatumkunduracı göğsü
pediatricçocuk bakımı veya tedavisine ait,
pediatric cancer(onk) Pediyatrik Onkoloji Grubu
pediatricançocuk hastalıkları uzmanı
pedicle(anat) sap
Pel-Ebstein feverPel- Ebstein ateşi; daha çok lenfomalarda görülen ateş biçimi
pelvic(c) pelvis içindeki tüm organların cerrahi yolla çıkartılması,
pelvic inflammatory disease(anat) pelvik lenf bezleri,
pelvic organs(anat) pelvik organlar,
pelvic radiation therapy/irradiation(rt) pelvis ışınlaması
pelvis(anat) pelvis, leğen kemiğinin kapsadığı içbükey boşluk
pemoline(f) psikostimülan amaçla kullanılan bir ilaç
penectomy(c) penisin cerrahi olarak çıkartılması
penetrating traumadelici travma
penicillin(f) penisilin
penile cancer/carcinomapenis kanseri
penile intraepithelial neoplasia(onk, pat) penisin intraepitelyal neoplazisi
pentazocine(f) pentazosin; bir opoid analogu
pentostatin (2- deoxycofomycin)(f, onk) adenozin analogu olan bir sitostatik
penumbra(rt) ışın alanı kenarlarında ışın dozunun azaldığı bölge
peptic ulcerpeptik ülser
peptide cascadepeptid kaskad; polipeptid hormonların metabolizma süreci
percentage depth dose, PDD(rt) ışının derin dokulardaki dağılım miktarı/oranı
percussionperküsyon
percutaneousperkütan; deri yoluyla,
percutaneous transhepatic cholangiography(r) cilt altı transhepatik kolanjiyografi
performance statusperformans durumu; hastanın genel sağlık durumu
perfusionperfüzyon
peri-önek; çevresinde
perianal(anat) anüs cevresi,
periarteritis nodosaperiarteritis nodoza
pericardial disease, radiation-induced(rt) radyasyon sonucu gelişen perikard hastalıkları
pericardial effusionperikard efüzyonu, perikard sıvısı, perikard epanşmanı
pericardial tumorsperikart tümörleri
pericardiectomy(c) perikardiyektomi; perikardın cerrahi yolla çıkarılması
pericardiocentesisperikardiyosentez
pericardiotomy(c) perikardiyotomi; kalbi saran zarın kesilmesi
pericarditisperikardit; kalbi saran zarın iltihabı
pericardium(anat) perikard; kalp dış zarı
periepiglottic area(anat) larinksin epiglot çevresi bölgesi
perineum(anat) perine; tenasül uzuvları ile makat arasındaki kısım
perineural invasionsinir çevresi tutulumu
periocardiocentesiskalbi saran zar ile kalp arasında toplanan sıvının boşaltılması
periodicperyodik; belirli aralıklarla vuku bulan,
periodic acid-Schiff stain(pat) peryodik asid-Schiff boyası
periodontal diseasediş ve diş eti hastalıkları
periodonticsdiş kemik ve diş eti hastalıklarını inceleyen bilim dalı
periosteum(anat) periyost; kemik dış zarı
peripheral(anat) periferik sinirler,
peripheral nerve block(onk, pat) periferik nöroendokrin sinir tümörleri,
peripheral neuropathy(onk, pat) periferal T-hücreli lenfomalar
perirectal infectionsperirektal infeksiyonlar
peristalticperistaltik dalgalar
peritoneal(anat) periton kavitesi,
peritoneal chemotherapy(onk) periton içine kemoterapötik ilaçların uygulanması ile yapılan tedavi,
peritoneal fluid(onk) peritondan kaynaklanan habis tümör,
peritoneal papillary serous carcinoma(onk, pat) peritonda yayılmış papiller seröz karsinom,
peritoneal spread(onk) periton içi, periton yolu ile yayılım
peritoneoscopyperitonun endoskopik tetkiki
peritoneovenous shunting(c) periton ile venöz sistem arasına şant konulması
peritoneum(anat) periton; karınzarı
peritonitisperitonit; karınzarı iltihabı
permanentsürekli, kalıcı
permeabilitypermeabilite; geçirgenlik
pernicious anemiapernisyöz anemi
peroxidase stain(pat) peroksidaz boyası
perspirationter, terleme
pessimismkaramsarlık
pessimistkaramsar kimse
pessimistickaramsar, kötümser
pesticidesböcek ilaçları
Petrosphenoidal syndrome(onk) Petrosphenoidal sendrom; nazofarinks veya kafa kaidesi tümörlerinde kafa sinirleri felçleriyle kendini gösteren bir sendrom
Peutz-Jeghers syndromeintestinal papillom ve pigmentasyon ile birlikte olan bir konjenital ve premalign sendrom
Peyronie diseasePeyroni hastalığı
Ph chromosome(g, onk) Philadelfiya kromozomu; kronik miyelostik lösemide %95 oranında bulunan bir kromozom
phantom(rt) radyoterapi dozimetrik çalışmalarında insan dokularına benzer yoğunlukta ve şekilde yapılan takliti vücut
pharmacisteczacı
pharmacokineticsfarmakokinetik; ilaçların vücuttaki metabolizmalarını inceyen bilim dalı
pharmacologyfarmakoloji
pharmacyeczacılık, eczane
pharyngeal(anat) farinjiyal lenf bezleri,
pharyngeal space(anat) farinjiyal alan,
pharyngeal wall(anat) farinjiyal duvar (kas)
pharyngectomy(c) farinksin cerrahi yolla çıkarılması
pharyngitisfarenjit
pharyngoepiglottic fold(anat) epiglot ile farinks arasındaki kıvrım
pharyngoscopeyutak muayenesine mahsus alet
pharyngoscopyfarinksin endoskopik tetkiki
pharyngotomy(c) yutağı yarma ameliyatı
pharynx(anat) farinks; yutak
phenacetin(f) fenasetin; eskiden kullanılan bir analjezik (ağrı kesici)
phenomenonfenomen; olay
phenothiazines(f) fenotiazinler; bir nöroleptik ilaç grubu
phenotypefenotip
phenytoin(f) bir antiepileptik ilaç
pheochromocytoma(onk, pat) feokromositom; böbreküstü bezinden kaynaklanan bir tümör
Philadelphia chromosome(g, onk) Philadelfiya kromozomu; kronik miyelostik lösemide %95 oranında bulunan bir kromozom
phimosisfimozis; sünnet derisinin penis başının çıkışını engelleyecek şekilde daralması
phlebitisfilebit
phlebography(r) flebografi
phlebotomydamardan kan alma
phlegmbalgam
phlegmonousflegmonöz; balgamsı
phobiafobi
phosphate(k) fosfat
phosphorus(k) fosfor
phosphorylationfosforilasyon
photocoagulationfotokoagülasyon
photodynamic therapyışık kaynağı ile yapılan bir tür tedavi
photoelectric absorption/effect(rt) x veya gamma ışınlarının doku içindeki absorbsiyonu/ absorbsiyon sırasında oluşan olay
photon(fiz, rt) foton; elektromanyetik dalga enerji birimi,
photon irradiation(rt) fotonla ışınlama
phrenicfrenik; diyaframa ait,
phrenic nerve(anat) frenik sinir,
phrenic nerve palsyfrenik sinir felci
phylaxiskorunma
phylumfilum; kol
physicalfizik rehabilitasyon
physiciandoktor-hasta ilişkileri
physiologicfizyolojik
physiologyfizyoloji
physiotherapyfizik tedavisi
phytochemicalsbitkisel ilaçlar
pi meson irradiation(rt) pi-mezonlarla ışınlama
pi meson(s)(fiz, rt) pi-mezon (lar) ; atom çekirdeğinde bulunan ve tedavide kullanılan subatomik parçacıklar,
pi-mesons(fiz, rt) pi-mezonlar
piamater(anat) piyamater; beyin zarlarından biri
pigmentpigman; hayvan veya bitki dokularına renk veren madde
pigmentation, radiation-induced(rt) radyasyon sonucu gelişen pigmentasyon
pilocarpine(f) pilokarpin; ağız kuruluğu için kullanılan bir ilaç
pilocytic astrocytoma(onk, pat) pilositik astrositom; bir çeşit beyin tümörü
pinealkozalaksı,
pineal gland(anat) pineal bez,
pineal gland tumors(onk) pineal bez tümörleri,
pineal region tumors(onk) pineal bölge tümörleri,
pinealoma(onk, pat) pineal bezden kaynaklanan bir tümör
pineoblastoma(onk, pat) pineoblastom; bir pineal bez tümörü
pineocytoma(onk, pat) pineositoma; bir pineal bez tümörü
pinna(anat) kulak kepçesi
pipe smokingpipo içimi
piriform sinus(anat) hipofarinksin bir bölgesi
piroxicam(f) piroksikam; steroid yapıda olmayan iltihab giderici ve ağrı kesici bir ilaç
pituitaryhipofiz,
pituitary ablation(anat) hipofiz çukuru,
pituitary gland(anat) hipofiz bezi,
pituitary-hypothalamic hormoneshipofiz bezi tümörleri
placenta(anat) plasenta
placental alkaline phosphataseplasenta orijinli alkalen fosfataz
planardüzlemsel
planedüzlem
planning target volume(rt) radyoterapide ışınlanan hedef volüm
plant alkaloids(f) bitkisel alkoloidler
plantar wartel ve ayak tabanında oluşan siğil
plaqueplak; aterosklerotik plak,
plaque therapy(rt) bazı göz tümörlerinde plak şeklinde radyoaktif madde ile yapılan tedavi
plasma cell(onk) plazma hücre diskrazisi; plazma hücre hastalığı,
plasma cell neoplasms/tumors(onk) plazma hücreli neoplazmalar/tümörler
plasmacytoma(onk, pat) plazma hücreleri tümör
plasmapheresisplazmaferez
plasminogenplazminojen
plaster cast(rt) hasta immobilizasyonu sağlamak için yapılan kalıp, alçı
plaster of Parisalçı
plastic(rt) brakiterapide kullanılan bir teknik,
plastic mask(rt) radyoterapi set-up da kullanılan plastik maske,
plastic surgeryplato, düz çizgi
platelettrombosit,
platelet factortrombosit faktörü,
platelet-derived growth factortrombosit transfüzyonu
platinum agents(f, onk) platin içeren ajanlar,
platinum compounds(f, onk) platin içeren bileşikler
pleomorphic adenoma(onk, pat) bir çeşit tükürük bezi tümörü
pleomorphic carcinoma, of pancreas(onk, pat) pankreasın pleomorfik karsinomu
pleomorphic rhabdomyosarcoma(onk, pat) bir çeşit yumuşak doku sarkomu
pleomorphic xanthoastrocytoma(onk, pat) bir çeşit sinir sistemi tümörü
plethorakan fazlalığı
pleura(anat) plevra; akciğer zarı
pleural effusion/fluidplevral efüzyon/sıvı
pleural mesothelioma(onk, pat) plevral mezotelyoma; plevradan kaynaklanan bir tümör
pleurectomy(c) plevranın cerrahi yolla çıkarılması
pleurisyplörezi; plevra iltihabı, plöritis
pleuriticplevradan kaynaklanan ağrı
pleuroperitoneal shunting(c) plevral efüzyonların tedavisinde kullanılan plevra-periton arası şant
pleuropneumoniaakciğer zarı ve akciğer iltihabı
pleuroscopyplevranın endoskopik tetkiki
plexus(anat) sinir ağı
plicaderi katmeri, büklüm
plicamycin (mithracin)(f, onk) plikamisin; bir akilleyici sitostatik, hiperkalsemi tedavisinde kullanılan bir ajan
pneumococcal vaccinepnömokok aşısı
pneumocystis carinii infectionpnömosistitis karini infeksiyonu
pneumocytespnömositler
pneumoencephalogram(r) santral sinir sistemi içindeki ventriküllere hava verilerek yapılan görüntüleme
pneumomediastinitispnömomediastenit
pneumonectomy(c) akciğerin cerrahi yolla çıkarılması
pneumonia/ pneumonitisakciğer iltihabı, zatüre
pneumonitis, radiation-induced(rt) radyasyon sonucu gelişen akciğer iltihabı
pneumothoraxplevra zarları arasına hava kaçması
point mutationsnokta mutasyonları
polonium(nt, rt) polonyum; bir radyoaktif madde
poly-önek; çok
polycyclic aromatic hydrocarbons(k) polisiklik aromatik hidrokarbonlar
polycystic ovarian syndromepolikistik over sendromu
polycytemia vera(onk) polisitemi vera, eritrositlerin çoğaldığı miyeloproliferatif hastalık
polymorphism(g) iki veya daha fazla alternatif fenotiplerce belirlenen bir popülasyonda herbirinin kaydedilebilir bir hızda birlikte ortaya çıkması
polymorphouspolimorf
polymyositispolimiyozit
polyoestradiol phosphatepoliestradiol fosfat
polyoma viruspolyoma virüsü
polyp(s)polip (ler)
polypectomy(c) polip n çıkarılması
polypeptidespolipeptidler
polypoid carcinoma/tumorpolipoid (polip benzer) karsinom/tümör
polypoid lesionspolipoid lezyonlar
polyposis colikalın bağırsaksa birçok polipin bir arada bulunması
pons(anat) pons,
pons glioma(onk) pons kaynaklı gliyom
pontine tumorspons tümörleri
positron(fiz) pozitron; pozitif yüklü elektron
positron emission tomography, PET(r) pozitron emisyon tomografisi
post-önek; sonra
post-mortemöldükten sonra, otopsi
postcricoid area(anat) hipofarinksin krikoid arkası bölümü
postcricoid cancer/carcinoma(onk) gırtlağın krikoid kemiği altı bölgesinden kaynaklanan kanseri
postcricoid web(anat) beyinin infratentoriyal bölümü
posterolateralposterolateral; arka-yan
postmastectomy syndromememenin cerrahi çıkarılmasından sonra gelişen olaylar ve belirtiler kompleksi
postmenopausal bleedingmenapoz sonrası kanama
postmenopausepostmenopoz; menopoz sonrası
postmenopausepostmenopoz; menopoz sonrası
postnatalposnatal (bebeğe ilişkin olarak) ; doğum sonrası, doğumdan sonra
postpartum, post partumdoğum sonrası, doğumdan sonra
postprandialpostprandiyal; yemekten sonra
postthoracotomy syndrometorokotomi sonrası görülen klinik tablo
posttraumatic stress disordertravma sonrası gelişen stres hastalığı
posturalpostüral hipotansiyon
posturepostür; vücudun pozisyonu, durumu
potassium(k) potasyum
potencygüç, kudret
potent(onk) tümör hücre sayısının iki katına çıkması için geçen süre,
potentially lethal damage(onk, rt) öldürme potansiyeli olan hasar
Pott diseasePott hastalığı; omurga tüberkülozu
precapillaryprekapiller damar; arteriyollerle kapiller damarlar arasındaki kesim
precautionönceden alınan tedbir
precipitationbir çözelti içinde bulunan katı parçaçıkların dibe çökmesi olayı, tortu
preclinicalbir hastalığın klinik belirtilerinin ortaya çıkmasından önceki döneme ait
preconditioningönkoşullanma
precordiumprekordiyum; sol ön hemitoraksta kalbin önüne düşen bölge
precursorprekürsör; öncü
prediabetesprediyabet; şekerli diyabete yol açabilecek düşük glukoz toleransı durumu
predictiveöngörü değeri
predictorprediktör; öngörücü, öngördürücü
predispositionpredispozisyon; yatkınlık, belirli koşulların oluşması durumunda bir hastalığın ortaya çıkmasına yol açan gizli yatkınlık hali
prednisolone(f) prednizolon, bir kortikosteroid türevi
prednisone(f) prednizon; bir kortikosteroid türevi
predominantüstün, hakim
preeclampsiapre-eklampsi; gebeliğin ikinci yarısında gelişebilen hipertansiyon, ödem ve proteinüri üçlüsünün oluşturduğu klinik tablo
preejection phasepre-ejeksiyon fazı; ejeksiyon öncesi dönemi
pregnancygebelik
pregnanediolpregnandiyol
pregnantgebe, hamile
preleukaemia(onk) lösemi öncesi
premalignant(pat) malign (habis) gelişme öncesi,
premalignant lesionspremalign lezyonlar
prematureerken vuru, ekstrasistol
premolarküçük azı dişi
prenatalprenatal (bebeğe ilişkin olarak) ; doğum öncesi, doğumdan önce
preoperative(rt) operasyon öncesi uygulanan radyoterapi
prognosis scoring systemprognoz skorlama sistemi
programmed cell deathprogramlanmış hücre ölümü
progressive(onk, rt) ilerleyici mültifokal lökoensefalopati (santral sinir sisteminin kemoterapi verilmesinden ve ışınlamasından sonra görülen ensefalopatisi)
prostatic intraepithelial neoplasia, PIN(onk, pat) prostat kanserinin en erken dönemi
prostatitis, radiation-induced(rt) radyasyon sonucu gelişen prostat iltihabı
prosthesisprotez; sakat bir yere suni uzuv ilavesi
psoas(anat) belin iki kasından biri
pyriform fossa carcinoma(onk) hipofarinksin priform fossa bölgesinden kaynaklanan kanseri
pyriform sinus(anat) hipofarinksin piriform sinüs bölümü
pyriform sinus cancer(onk) hipofarinksin piriform sinüsünden gelişen kanser
pyrimidine analogs(f) pirimidin analogları
pyrophosphatepirofosfat
pyuriaidrarda cerahat bulunması