ONKOLOJİ VE RADYOTERAPİ TERİMLER SÖZLÜĞÜ
dacarbazine/decarbazine, DTIC | (f, onk) bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
dactinomycin | (f, onk) bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
data | istatistik analizi |
daunomycin | bkz daunorubicin |
daunorubicin | (f, onk) bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
DC, direct current | (fiz) direkt akım, doğru akım |
de novo | baştan, yeniden |
de- | önek; aşağı, uzaklaşan |
deactivate | çalışamaz duruma getirmek |
dead | ölü, ölmüş, cansız, renksiz |
deadly | öldürücü, zehirli |
deaf | sağır |
death | ölüm, ölme, vefat, |
death rate | ölüm oranı |
debulking | bkz cytoreductive therapy |
deca- | çürümek, bozulma, |
decapeptide | dekreşendo; şiddeti (amplitüdü) gittikce azalan |
decay constant, of nuclei | (fiz, nt, rt) bir radyoaktif maddenin bozulma aranı |
decubitus | dekübitus, sırtüstü yatar durum |
deep venous thrombosis | derin ven trombozu |
defect | eksiklik, defekt; tam ve mükemmel olmak için gerekli veya arzu edilir birşeylerin eksik olması hali |
defective | kusurlu, sakat, eksik, noksan |
defibrillation | Defibrilasyon |
deficiency | Eksiklik |
deficient | eksik, noksan, yetersiz |
degeneration | dejenerasyon, bozulma |
dehydration: | dehidratasyon, kuruma, vücudun su kaybetmesi hali |
dehydrogenase: | gecikmiş hipersensitivite reaksiyonu |
delirium | deliryum; hezeyan, sayıklama |
delivery, vaginal | bunama, |
dementia praecox | (rt) radyasyonun neden olduğu (beyin bölgesine radyoterapi uygulanması) bunama |
demyelination | miyelin kaybı |
density | (fiz) yoğunlık, dansite |
dental | (rt) radyoterapinin neden olduğu diş değişiklikleri, |
dental examination | diş lezyonları, |
dental nerve | (anat) diş siniri, |
dental prostheses | diş cerrahisi |
dentist | diş tabibi, diş hekimi |
denture | takma diş, damak, protez |
Denver shunt, peritoneovenous shunting | periton ile ven arasına konullan şant |
deoxyribonucleic acid, DNA | deoksiribonükleik asid, DNA |
depigmentation | depigmentasyon |
depo-provera | (f) medroxyprogesterone acetate |
depolarization | depolarizasyon; kutupsuzlaşma |
depression | Depresyon |
derivation | Derivasyon |
derm- | önek; deri, cilt |
derma | (anat) derma, cildin ikinci tabakası |
dermal | deriye ait |
dermatitis | deri iltihabı |
dermatofibroma | (onk, pat) dermatofibrom |
dermatofibrosarcoma | (onk, pat) dermatofibrosarkom |
dermatologic disorders | cilt hastalıkları |
dermatologist | dermatolog, cilt hastalıkları uzmanı |
dermatology | cildiye, dermatoloji |
dermatomyositis | (pat) dermatomiyozit |
dermis | (anat) deri |
dermoid cyst | (pat) dermoid kist |
descending | (anat) inen aort |
desmoid tumor | (onk, pat) desmoid tümör |
desmoplastic small round cell tumor, in children | (onk, pat) çoçukların küçük yuvarlak hücreli desmoplastik tümörü |
desquamation | deskuamasyon; pul pul dökülme |
detector | dedektör |
determinant | belirleyici |
development | gelişme, gelişim |
deviation | sapma, deviyasyon |
device | alet |
dexamethasone | (f) dexametazon |
dextrocardia | sağda kalp, dekstrokardi |
di- | bkz bi- |
diabetes insipidus in lung cancer | (onk) bazı akciğer karsinomlarında, tümörün ADH salgılamasına bağlı vücutta su birikmesi ve metabolizma bozukluğu hali |
diabetes/diabetes mellitus | şekerli diyabet, diyabetes mellitus |
diabetic | diyabetli, diyabetik |
diagnosis | (anat) diyafiz; kemik gövdesi |
diarrhea | isal, diyare |
diathermy | diyatermi; elektrik akımıyla vücut dokularına hararet verme usulü |
diet | diyet |
diethylstilbestrol, DES | (f) dietilstilbestrol |
differential diagnosis | ayırıcı tanı |
differentiated carcinoma | (onk, pat) differansiye karsinom |
diffuse | (onk, pat) midenin diffüz karsinomu, |
diffuse histiocytic lymphoma | (onk, pat) diffüz histiositik lenfoma, |
diffuse large cell lymphoma | (onk, pat) diffüz büyük hücreli lenfoma, |
diffuse undifferentiated lymphoma | (onk, pat) diffüz indifferensiye lenfoma |
digastric | (anat) iki karınlı |
digestive | sindirim sistemi |
digital exam | parmakla yapılan muayene |
dilatation and curettage, in cervical carcinoma | genişleme |
dilatation, for esophageal cancer | özofagus kanserinde daralmış bölgenin sonda ile genişletilmesi |
dilution | sulanma, su katma |
diode | (fiz) diod |
diphtheria | difteri toksini |
diploid | (g) çift, iki katlı |
diplopia | gözün tek cisimleri çift görmesi |
dipole | dipol, önek; iki, çift |
dipsomania | (fiz) direkt akım, doğru akım |
direct extension of tumor | tümörün direkt yayılımı |
dis- | önek; tersine çevrilme, normal durumundan başkalaşma, ayrılma, -sizleşme durumu |
discharge from nipple/vaginal | memebaşı/vajinal akıntı |
disease | hastalık |
disinfection: | kimyasal maddeler kullanılarak patojen ajanların tahrip edilmesi, dezenfeksiyon |
dislocation | dislokasyon; çıkık |
disorder | bozukluk, arıza |
disproportion | oransızlık; iki şey arasında beklenen oranın kaybolmuş olması hali |
dissection | (c) dokuları kesip ayırma işlemi, disseksiyon |
disseminated intravascular coagulation, DIC | yaygın damariçi pıhtılaşması |
dissemination | yayılma, saçılma |
dissociation | (ekg) atriyoventriküler dissosiyasyon |
dissoluble | (k) erir, eritlebilir |
distant metastases | (onk) uzak metastazlar |
distensibility | bkz compliance |
distention | şişme, gerilme, germe |
distortion | bükülme |
distribution | ayrışım, dağılım |
diuresis | idrarın fazlalaşması |
diuretic | (f) diüretik (ilaç) |
diverticula | divertikül |
diverticulitis | divertikülit; divertikül iltihabı |
diverticulosis | mültipl divertikül |
division | dal, demet |
DNA analysis | DNA virüsleri |
DNA, deoxyribonucleic acid | deoksiribonükleik asid, |
dominant | hakim özellik |
dorsal | (anat) sırta ait |
dose | (rt) radyoterapide doku içindeki doz dağılımı, |
dose fractionation | (rt) ışın dozunun bölümlere (fraksiyon) ayrılması, |
dose-response curves | (rt) doz-cevap eğrileri, |
dose-response relation | (rt) doz-cevap veya doz-yanıt ilişkisi, |
dose-time-fractionation relationships | (rt) doz-zaman-fraksiyon ilişkisi, |
dose-tumor size relationship | (rt) doz-tümör boyutu ilişkisi |
dosimetry | (rt) dozametre |
doubling time | (onk) bir tümörün iki katına çıkması için geçen süre |
Down syndrome | Down sendromu |
doxorubicin (adriamycin) | (f, onk) bir kemoterapötik ajan (ilaç) |
dressing | (tıb) pansuman |
drug | ilaç, ecza, |
drug addiction | (f) ilaç etkileşimi, |
drug i | ilaç etkileşimi |
drug resistance | (f) ilaç rezistansı, |
drug therapy | ilaç tedavisi |
dry eye, with radiotherapy | (rt) radyoterapi sonrası gelişen gözde kuruluk |
DTIC | bkz decarbazine |
dual | ikili, çifte, çift |
duct | (anat) kanal, bezlerin salgısını akıtan kanal |
ductal carcinoma of breast | (onk, pat) memenin duktal karsinomu |
ductus arteriosus | duktus arteriyozus |
ductus thoracicus | (anat) duktus torasikus |
duedenal cancer | duedenal kanser |
Duke classification, colorectal cancer | (onk) kalın bağırsak ve rektum kanserlerinde Duke klasifikasyonu |
duodenoscopy | duedenoskopi; duedenumun endoskopla tetkiki |
duodenum | (anat) duodenum; onikiparmak bağırsağı |
dura mater | (anat) sanral sinir sistemini örten dışzar |
duration | süre |
dysgenetic syndromes of central nervous system | santral sinir sisteminin genetik bozukluklara bağlı sendromları |
dysgerminoma | (onk, pat) disgerminom |
dyskinetic | normal hareket biçimi ileri derecede bozulmuş, diskinetik |
dysmenorrhoea | ağrılı ve zor menstürasyon |
dyspareunia | cinsel münasebet sırasında ağrı duyulması |
dyspepsia | hazımsızlık |
dysphagia | disfaji; yutma zorluğu |
dysplasia | (pat) displazi |
dysplastic nevus syndrome | (onk) displastik nevüs sendromu |
dyspnea, dyspnoea | nefes darlığı, dispne |
dystrophy | gelişememe |
dysuria | dizüri, idrar zorluğu |