ONKOLOJİ VE RADYOTERAPİ TERİMLER SÖZLÜĞÜ
facial nerve (CN VII) | (anat) yüz siniri; VII. Kafaçifti siniri, |
facial paralysis | yüz felci |
factor | faktör |
failure | yetersizlik, başarısızlık |
falciform | orak şeklinde |
fallopian tube cancer | (onk) yumurtalık tüpü kanseri |
fallopian tubes | (anat) fallop tüpleri |
false cords | (anat) larinksin yalancı kordları |
FAM regimen, for gastric cancer | (f, onk) mide kanseri tedavisinde kullanılan kombine kemoterapi rejimi |
familial | ailevi, familyal, |
familial adenomatous polyposis coli | (onk) kalınbağırsağın ailevi adenomatöz polipleri, |
familial cancer syndromes | (onk) ailevi kanser sendromları, |
febrile | Kan naklinin ateşli reaksiyonları |
fecal incontinence | gaita kaçırma |
feces, faeces | dışkı |
female | dişi, kadın, kadın cinsine mahsus |
feminine | kadın gibi, kadınımsı |
femoral | (anat) uyluk kemiğine ait |
femur | (anat) femur; uyluk kemiği |
fenestration | delik açma ameliyatı |
ferri- | önek; demirli |
ferric | (k) demire ait, demirli |
ferro- | önek; demirli |
ferrous | (k) demirli, demirden oluşan; iki değerli demiri ihtiva eden, |
ferrous sulfate (Frickle) dosimetry | (rt) radyoterapide kullanılan demir sülfat dozimetresi |
fertile | üreyebilen, doğurgan, verimli |
fertility | doğurganlık |
fertilization | ilkah, aşılama, verimini artırma, dölleme |
fetal, feotal | (rt) fetüs (cenin) n ışınlanması |
fetid, foetid | kokmuş, kokuşmuş |
fetus | fetus |
fetus, foetus | cenin |
fever | ateş, hararet, vücut sıcaklığı |
FIGO | bkz International Federation of Gynecologist and Obstetrics |
FIGO staging system | FIGO evreleme sistemi |
fiber | lif |
fibrillation | (ekg) fibrilasyon |
fibrin | fibrin |
fibrinogen | fibrinojen |
fibrinous exudate | fibrin içeren eksüda (sızıntı sıvısı) |
fibroadenom | (onk, pat) fibroadenom |
fibroblast | fibroblast büyüme faktörü |
fibrocystic breast disease | (pat) memenin fibrokistik hastalığı |
fibroid | (pat) lifli tümör |
fibroma | (onk, pat) fibrom; lifli tümör |
fibromatosis | (onk, pat) yaygın fibroma |
fibromyxoma | (onk, pat) fibromiksoma |
fibromyxosarcoma | (onk, pat) fibromiksosarkom; yumuşak dokunun bir çeşit sarkomu |
fibrosarcoma | (onk, pat) fibrosarkom; kas dokusu veya yumuşak dokunun habis tümörü |
fibrosis | (pat) fibrozis; hücre aralarındaki lifli bağdokunun artması |
fibrous | (onk, pat) fibröz histiyositom; bir yumuşak doku tümörü, |
fibrous histiocytoma, malignant | (onk, pat) habis tip fibröz histiyositom; habis bir yumuşak doku tümörü |
fibroxanthoma | (pat) fibroksantoma |
fibula | (anat) fibula |
filament | (fiz) iplikcik, filaman; (tıb) miyofibrilleri oluşturan kontraktil protein demetleri, (rt) radyoterapi ve X-ışını üreten tüblerde ısıtılan kotot bölümü |
film cassettes | film kasetleri |
film dosimetry | (r, rt) radyoloji ve radyoterapide kullanılan film dozametresi, |
film, radiographic | (r) radyolojide kullanılan film, |
filter | filtre |
fine-needle aspiration biopsy | (onk, pat) ince iğne aspirasyon biyopsisi |
finger tip | parmak ucu |
fission | (nt, rt) ortadan ikiye ayrılma, uranyum gibi bir elemanın daha basit ve sabit parçalara ayrılıp dağılması |
fissure | (anat) yarık, çatlak, fissür |
fistula | fistül |
fistular, fistolous | boru şeklinde, fistül gibi, fistüle ait |
fit | sara, epilepsi nöbeti |
fitness | sıhatte oluş |
fixation | tesbit, katılaşma |
fixed | sabit |
flaccid | gevşek |
flagyl | (f) metronidazole |
flap | flep |
flatulent | midede gaz hasıl eden |
Fletcher applicator | (rt) Fletcher aplikatörü; serviks kanseri tedavisinde kullanılan bir brakiterapi aplikatörü |
flexible | bükülebilir, esnek, uysal |
flexor | fleksör kas, bükülme hareketini yaptıran kas |
floor of mouth cancer | (onk) ağız tabanı kanseri |
flow | (onk) flow sitometre; hücre kinetik çalışmalarında kullanılan bir cihaz |
fluid | sıvı birikimi |
fluorescence | (fiz) bazı cisimlerin ışık ve röntgen ışınlarına maruz kaldıklarında, kendiliğinden çeşitli renklerde ışıklar saçma niteliği |
fluorescent | floresan mikroskop |
fluoroscope | (r) floroskop; bir görüntüleme cihazı |
fluoroscopy | (r) floroskopi; floroskop ile yapılan işlem |
flushing | (tıb) cilt kızarması, kanlanması |
flutamide (Eulexin) | (f) prostat kanseri tedavisinde kullanılan bir ilaç |
focal | fokal epilepsi |
focus | odak |
folic acid | folik asit, |
folic acid antagonists | folik asit antagonistleri |
follicle | (onk, pat) foliküler lenfoma, bir çeşit lenfoma |
foramen | (anat) küçük delik, |
fore- | önek; önde veya önceden |
forearm | (anat) önkol, kolun dirsekle bilek arasındaki kısmı |
forefinger | işaret parmağı |
foreign bodies | yabancı cisimcikler |
forensic medicine | adli tıp |
formula | reçete, formül |
fossa | (anat) çukur |
fossa, of Rosenmüller | (anat) nazofarinksin her iki yanında bulunan Rosenmüller çukuru |
four-field technique | (rt) radyoterapide kullanılan dörtlü alan tekniği |
fraction | fraksiyon; parça, kısım |
fractional | fraksiyonel; bir birimin bölümü ile ilgili |
fractionation | (rt) radyoterapide total ışın dozunun parçalara bölünerek verilmesi verilen ışın miktarı |
fractionation, of radiation/fractional radiotherapy | (rt) ışının dozunu bölümlere ayırarak vermek |
fracture | kemik veya kıkırdağın kırılması |
free | (rt) serbest radikaller; vücuda zarar veren serbest elektron içeren moleküllerin tümüne verilen isim |
freezing point | donma noktası |
Frey syndrome | Frey sendromu |
Fricke dosimetry | (rt) radyoterapide kullanılan absorbe doz ölçüm dozametresi |
frontal | (anat) frontal; cepheden, |
frontal lob syndrome | frontal lob sendromu |
frontal sinuses | (anat) frontal sinüsler, |
frozen pelvis, with cervical carcinoma | (onk) ileri evre serviks kanserinde pelvis içinin tümörle dolması |
frozen section technique | (pat) dokunun dondurulduktan sonra kesilip incelenmesi tekniği |
fruncle | fronkül; çıban |
fulguration | (tıb) elektrik cereyanı ile yakma |
fulminant | birden gelen ve ciddi seyreden hastalık |
function | işlev, fonksiyon |
functional | işlevsel, fonksiyonel |
functional evaluation | fonksiyonel değerlendirme |
fundus | (anat) bir organın iç tarafı |
fungal infections | mantar enfeksiyonları |
fusiform | iğ şeklinde, iğsi |
fusion | girişme, füzyon |